30-09-2024 00:42:12 Son Güncelleme: 30-09-2024 01:00:12

Prof.Dr. Barış Özdal Yazdı: 101. Yılında Türkiye - Yunanistan Nüfus Mübadelesi

Türkiye ve Yunanistan arasında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan “Türk ve Rum Ahalinin Mübadelesine İlişkin...
Prof.Dr. Barış Özdal Yazdı: 101. Yılında Türkiye - Yunanistan Nüfus Mübadelesi

 

*Prof. Dr. Barış ÖZDAL

Türkiye ve Yunanistan arasında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan “Türk ve Rum Ahalinin Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol”ü, daha sade bir isimle ifade edersek Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi’ni tarihsel ve siyasi perspektiflerden analiz etmek mümkündür.

Bu analiz kapsamında konunun daha iyi anlaşılabilmesi için etkili olan içsel, dışsal ve konjonktürel faktörlerin de hiç şüphesiz dikkate alınması gerekmektedir. Lakin özellikle Türkçe ve Yunanca literatür dikkate alındığında bu analiz düzeylerinin Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi üzerinde sadece yakın periyotta (20. yüzyıl) etkili olan faktörleri irdelediği saptanmaktadır.  Diğer bir deyişle Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi’ni etkileyen orta (18. ve 19. yüzyıllar) ve uzun (14–17. yüzyıllar) periyotlardaki faktörler ekseriyetle unutulmakta olup konu sadece 20. yüzyılın başından itibaren yaşanan gelişmeler kapsamında irdelenmektedir.

Daha net bir biçimde ifade etmek gerekirse Mübadeleyi anlamamız için sadece Türkçe ve Yunanca literatür üzerinden 20. yüzyılda etkili olan (siyasi, tarihsel, demografik ve ekonomik vb.) faktörleri analiz etmek tutarlı olsa da akademik açıdan yeterli değildir. Zira 18. ve 19. yüzyıllar itibarıyla “Doğu Sorunu”, “Gerileme Dönemi Osmanlı Devleti’nde Toprak Kayıpları”, “Tımar Sisteminin Bozulması” ve “Balkanlardan Anadolu’ya Yapılan Göçler” ile 14–17. yüzyıllar yani Klasik Dönem itibarıyla “Gaza ve Cihat İlkeleri”, “İstimalet Politikası”, “Millet Sistemi”, “Tımar Sistemi”, “Celali İsyanları”da Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi kararının aldığı 20. yüzyılın duygusal ve düşünsel iklimini derinden etkilemiş yani “zeit geist”ını oluşturmuştur.

Genel hatlarıyla özetlersek 20. yüzyıldan bakıldığında Türkiye’nin ve Yunanistan’ın Nüfus Mübadelesi ile ulaşmak istediği temel amacın homojen (türdeş) ulus devlet yaratma olduğu görülmektedir. Ancak dinsel, etnik ve kültürel homojenliğin arka planında ise 14. yüzyıldan itibaren oluşmaya başlayan ve Osmanlı Devleti’nin dağılma döneminde yaşanan gelişmelerle netlik kazanan tarihsel bir güvenlik algısı yattığı unutulmamalıdır. Bu süreçte aşağıdaki haritada net bir biçimde görüldüğü üzere özellikle 1770-1923 döneminde 5 milyon Müslüman ve 1,9 milyon Hristiyan iradeleri dışında yer değiştirmek zorunda kalmıştır.

Türk ve Rum Ahalinin Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol’ün Arka Planı

30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan “Türk ve Rum Ahalinin Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol”ü yani Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi’ni tarihsel ve siyasi perspektiflerden içsel, dışsal ve konjonktürel faktör üzerinden analiz etmek mümkündür. Bu bağlamda yakın periyotta (20. yüzyıl) etkili olan faktörleri yanı sıra Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi’ni etkileyen orta (18. ve 19. yüzyıllar) ve uzun (14–17. yüzyıllar) periyotlardaki faktörlerde hiç şüphesiz dikkate alınmalıdır. Her iki temel analiz düzeyinin ortak noktası ise haritada görüldüğü üzere Yunanistan’ın bağımsızlık süreci ve büyük ölçüde Osmanlı Devleti’nden elde ettiği toprak kazanımlarıdır. 

20. yüzyılda Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi’ne giden süreçte etkili olan temel kırılma tarihlerini ve olayları ise aşağıdaki gibi tespit etmek mümkündür.

Yüzyılın başındaki bu süreçte siyasi açıdan karar alıcıların askeri güvenlik temelli yaklaşımları; tarihsel açıdan taraflar arasında ki düşmanlıkların yönlendirici olması; demografik açıdan Anadolu nüfusunun 17,5 milyondan 12 milyona düşmesi; ekonomik açıdan ise mevcut tarım arazilerinin işlenmesinin mümkün olmaması etkili olmuştur. Genel ve soyut olarak aktardığımız bu temel faktörlerin etkisi ile aşağıdaki haritada görüldüğü üzere Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi gerçekleştirilmiştir. 1912-1920 yılları arası dönemde Justin McCarthy’e göre 413.922 kişi göç etmiştir. Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre ise 1923-1927 yıllarında 456.720 kişi mübadil olarak Türkiye’ye gelmiştir. Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi öncesinde 1923’e kadar olan dönemdeyse 1 milyonun üzerinde Rum Anadolu’dan göç etmiştir.

Mübadele Literatürüne Genel Bir Bakış

Mübadele üzerine yapılan çalışmaları yoğunluk açısından genel olarak 2. Dünya Savaşı Öncesi Dönem (…-1945), Soğuk Savaş Dönemi (1945-1991) ve Soğuk Savaş Sonrası Dönem (1991-2019) olarak kategorize etmek mümkündür.

İlk dönem olan 2. Dünya Savaşı Öncesi (…-1945) süreçteki temel kırılma tarihlerini ve olayları aşağıdaki gibi tespit etmek mümkündür.

Görüldüğü üzere bu dönemde Avrupa’da azınlık sorunları ön plandadır. Özellikle Faşizmin yayılması sürecinde Almanya’da Adolf Hitler önderliğindeki Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (Nationalsozialistsche Deutsche Arbeiterpartei / NSDAP)  ile İtalya’da Benito Mussolini önderliğindeki Ulusal Faşist Parti, mübadele ve nüfus transferini sıklıkla gündeme getirmiştir. Bu süreçte dönemin uluslararası hukukuna uygun bir biçimde homojen ulus devlet yaratmanın başarılı bir örneği olarak Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi’nin ön plana çıktığı görülmektedir.

1945-1991 yılları arasında yaşanan Soğuk Savaş Dönemi’ndeki temel kırılma tarihlerini ve olayları da aşağıdaki gibi tespit etmek mümkündür.

Görselden de anlaşıldığı üzere Soğuk Savaş konjonktürü içinde yaşanan çatışmalar zorunlu göçlere yol açmakla birlikte mübadele uygulamaları pek fazla görülmemiştir. Bu durumun en temel nedeni bizce çatışmaların etnik veya dinsel temelli değil ideolojik olmasıdır.

Son dönem olan Soğuk Savaş Sonrası (1991-2019) Dönem’deki temel kırılma tarihlerini ve olaylarını ise aşağıdaki gibi tespit etmek mümkündür.

Soğuk Savaş Sonrası Dönem’deki çatışmalarsa etnik veya dinsel temellidir. Bu bağlamda “azınlık” hakları kapsamında “mübadele” ve “zorunlu nüfus transferi” tartışmaları yeniden gündeme gelmeye başlamıştır. Bu gelişmeler bir kez daha Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi’ni ön plana çıkartmıştır.

Sonuç olarak bakıldığında Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi kapsamında 4 yıllık bir süre zarfında yaklaşık yarım milyon kişi Yunanistan’dan Türkiye’ye göç etmiştir. 1923’ten günümüze değin Balkanlar’dan Türkiye’ye yönelik gerçekleşen göçlerde yaklaşık 2 milyon kişinin Türkiye’ye geldiği düşünüldüğünde ise toplam göçmen sayısının ¼’ünün Nüfus Mübadelesi kapsamında göç ettiği görülmektedir.

Diğer bir biçimde yorumlarsak Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi kapsamında gelen göçmenler Balkanlar’dan gerçekleşen genel göç denklemi içerisinde gerek nitel ve nicel açıdan ayrıcalıklı bir yere sahip olmuştur. Söz konusu bu durum Kader Özlem’inde belirttiği gibi mübadillerin hem göç etme biçimleri hem ulusal kimliğin oluşumundaki etkileri gibi sebeplerle ön plana çıkmaktadır. Buna karşın mübadillerin Balkanlar’dan gelen diğer göçmenlerle sosyolojik, psikolojik ve ekonomik açıdan ortak nitelikler taşıdıkları da hiçbir zaman unutulmamalıdır.

*Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü

 

  •   Etiket
  •   Okuma Bu haber 417 defa okunmuştur.

  YORUMLAR

0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
YUKARI