Derviş oku ırak atar ha demeden cana batar..
Ayını ve gününü not etmeyi unutmuşuk fakat tarih 1997?yi gösteriyordu...
Anadolu’nun bağrında bir ateş yakıldı; bu ateşi yakan bir Yörük çocuğuydu: Niyazi Çapa…
Anadolu’nun bağrında bir ateş yakıldı; bu ateşi yakan bir Yörük çocuğuydu: Niyazi Çapa. O, bu ateşi, hiçbir zaman sönmemesi için yaktı. Bu ateşin anlamı, sadece bir alev değil, bir milletin ruhunu, varlığını ve ideallerini temsil ediyordu. Yörüklerin, Türklerin ve tüm insanlığın haklarını savunmak adına yakılmış bir ateşti bu. Mazlumun, mağdurun ve tarihin tozlu sayfalarına hapsedilmiş kimliklerin sesi oldu. Niyazi Çapa, ateşiyle Yörüklerin yüreğine dokundu ve onların kimliğini yeniden yüceltti.
Niyazi Çapa, sadece bir insan değil, bir yolbaşçıydı. İdealleri ve vizyonu, sıradan bir bireyin ötesinde, toplumun tamamını kapsayan bir misyon taşıyordu. Türk birliğinin ve Yörüklerin kardeşliğinin tesis edilmesi onun en büyük amacıydı. Çapa, geleceğe dair aydınlık bir bakışa sahipti ve asla yılmadan, yorulmadan bu yolda ilerledi. Onun inancı, başarının anahtarıydı. “İnananlar başarır” düsturunu benimsemiş bir gönül insanı olarak, hem kendi halkına hem de tüm insanlığa umut aşılıyordu.
Beylerbeyi Niyazi Çapa’nın yaktığı bu ateş, tarihin akışında bazen alevlendi, bazen kor oldu, bazen ise sadece bir duman bıraktı geriye. Ancak hiçbir zaman sönmedi. Bugün dahi o ateş, Yörüklerin ve Türklerin kalbinde yanmaya devam ediyor. O ateşe bir odun atan her birey, Çapa’nın ideallerini yaşatan bir neferdir. Bu ateş, sadece geçmişin bir hatırası değil, geleceğin yolunu aydınlatan bir ışık olmaya devam edecektir.
Niyazi Çapa’nın idealleri, yalnızca bir temenni değil, bir zorunluluktu. Türk birliği, Yörüklerin kardeşliği ve Turan ülküsü, onun yaşamının temel taşlarıydı. O, Türk milletinin bölünmez bütünlüğünü savundu ve Yörüklerin bir araya gelerek güçlü bir yapı kurmasının önemine inanıyordu. Bugün bizlere düşen görev, onun açtığı yolda ilerlemek, bu büyük hedeflere ulaşmak için el birliğiyle çalışmaktır.
Bu idealler, geçmişin nostaljisi değil, geleceğin hakikatidir. Niyazi Çapa, yolbaşçımız olarak bize bir miras bıraktı. O miras, sadece bir milletin değil, tüm insanlığın barış, adalet ve birlik içinde yaşaması için verilmiş bir mücadele mirasıdır. Yolbaşçımızın açtığı bu yolda yürümek, onun ruhuna saygı göstermenin ve gelecek kuşaklara aydınlık bir miras bırakmanın tek yoludur.
Beylerbeyimiz Niyazi Çapa’nın yaktığı bu ateş, bugün hala Yörüklerin, Türklerin ve insanlığın geleceğini aydınlatıyor. O, bu ateşi sadece bir anlık parıltı için değil, nesiller boyu sürecek bir ışık olarak yaktı. Bizler, onun yolunda ilerleyerek, bu ateşi daha da harlayacak ve onun ideallerini yaşatmaya devam edeceğiz.
Niyazi Çapa’nın ruhu şad olsun, mekanı cennet olsun. Onun açtığı yolda yürümeye kararlıyız. Bu ateş hiç sönmeyecek, daha da büyüyecek ve aleviyle geleceği aydınlatacaktır. Turan birliği, Türk birliği ve Yörüklerin kardeşliği, Beylerbeyimiz Niyazi Çapa’nın gösterdiği yolda gerçekleşecektir. Bu bir temenni değil, kaçınılmaz bir hakikattir.
Son söz olarak, Niyazi Çapa’nın idealleri ve bıraktığı miras, bizim için bir yol haritasıdır. O harita, bizlere güçlü, birlik içinde ve aydınlık bir gelecek vaat ediyor. Bu geleceği inşa etmek ise bizlerin sorumluluğundadır. Beylerbeyimiz yol gösterici oldu, bizler de o yolu yürümeye devam edeceğiz.
Ruhu şad, mekanı cennet olsun.
Bir yanıt yazın
Yorumlar (0)