Aslımızı Bilmiyorsak Ölüyüz Demek Ki

A+
A-

Aşkla doğan diri, aşksız olan ölüdür.

Aşk ile dirilenler mâşûkun burcunda doğanlardır.

Mâşûkun bedeni arzda manası arştadır.

Bakınız ne güzel buyuruyor:

Yûnus ölürse ne gam aşk içinde kardaşlar

Aşk yoluna uyagan ma‘şûk burcında doğar

İmdi aziz kardeşim eğer bendeniz dünyaya gelişimin sebebini, eşyanın, Hakk’ın, varlığın hakikatini bilmiyorsam yani yaratılma sebebini, nerden gelip nerede olduğumu, nereye gittiğimi bilmiyorsam ölüyüm demektir.

O zaman dirilmemiz lazım.

Ne diyor Cenâb-ı Hak âyetinde?

“Ben insi ve cinni (bedenli ve bedensiz varlıkları) ancak bana ibadet etsinler yani beni tanısınlar diye yarattım. Zariyat/56.”

Anlaşıldığı üzere ibadetten etmekten, âbid olmaktan gaye Hakk’ı, hakikati tanımak, yaratılışın sebebini anlamaktır.

İşte bu sebebi anlayanlar dönüp cemden farka geldiklerinde içlerinden Hak’la, dışlarından da halkla olurlar.

İşte onlara Kur’ân‘da Meryem oğlu İsâ için söylendiği şekliyle söyleyelim:

“Onu Ruh’ul kuds ile destekledik. Bakara/87.” deniyor.

Ruh’ul-kuds, Cibril-i Emin yahut ilk varlığın sendeki temessülü. Hak’tan halka gelen en sahih bilgidir o ve kendinden kendinedir.

İşte peygamberler ruhu’l-kuds ile desteklenmiştir.

İnsanın ruh’ul-kuds ile desteklenmesi için, dünyevilikten yani nefs denen varlıktan çıkıp, ruh, kalb, akıl ve sır makamlarına doğru yürümesi, geldiği asıl âleme dönmesi elzemdir.

Yoksa ruhu’l-kuds arar durur da bulamaz.

 

 

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın