“Seherde Ağlayan Bülbül”
Aşık Veysel on yaşına geldiği zaman babası oyalansın diye bir kırık saz almış. Oğluna ilk ezberlettiği şiir Kul Abdal?ın, şöyle başlıyor...
BRICS, üyesi olan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın İngilizce isimlerinin ilk harflerinden oluşmaktadır. Bu isimlendirme 2001’de dönemin ..
BRICS, üyesi olan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın İngilizce isimlerinin ilk harflerinden oluşmaktadır. Bu isimlendirme 2001’de dönemin Goldman Sachs’ın baş ekonomisti Jim O’Neill tarafından kaleme alınan ve Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in büyüme potansiyellerini değerlendiren bir araştırma makalesinden ilham alınmıştır. BRICS, Rusya’nın girişimiyle 2009’da Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Batılı müttefiklerin dünya düzeni hegemonyasına karşı bir platform oluşturmak amacıyla kurulmuştur. Bu platforma 2010 yılında Güney Afrika ve 2024 yılında ise Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri katılmıştır. Halihazırda uluslararası bir örgüt olmayan BRICS, üye ülkelerin dönüşümlü olarak başkanlığını üstlenmekte, yılda bir kez devlet ve hükümet başkanları bir araya gelmekte, oy birliği ile karar alınmaktadır.
BRICS, her ne kadar hali hazırda hukuki statü itibarıyla bir uluslararası kurum niteliğinde olmasa da giderek etki alanına genişletecek ve yakın zamanda önemli bir siyasi ve ekonomik örgüt olmak potansiyelini taşımaktadır. BRICS’in henüz kurumsallaşmış bir parlamenter yapısı bulunmamaktadır. Ancak 10. Parlamento Forumu’nda konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bu teşkilatın yakın zamanda parlamento kuracağını ifade etmiştir. 6 yıl sonra Vladimir Putin’in Bakü’de gerçekleşen ziyareti ardından Azerbaycan’ın BRICS’e resmi olarak başvuruda bulunması dikkatleri Azerbaycan üzerine çekmiştir.
Azerbaycan’ın BRICS’e başvurması ne şaşırtıcı ne de eksen kayması olarak görmek doğrudur. Bu gelişmeyi Azerbaycan’ın dış politikasının geleneksel ilkesi olan “Denge Politikası” ile açıklamak mümkündür. Bilindiği üzere dış politikada Haydar Aliyev tarafından kurumsallaştırılan ve İlham Aliyev tarafından ustaca kullanılan denge politikası Azerbaycan’ın bölgedeki ağırlığını artırmış ve birçok sorunun çözümüne katkı sağlamıştır. Özellikle Ermenistan’ın Karabağ işgali süreci ve sonrasında Batı’nın Ermenistan yanlı politikasına karşın Azerbaycan’ın izlediği denge politikasıyla başta bağlantısızlar hareketine üye ülkeler olmak üzere birçok ülkeyi ya da grupları yanına almayı başarmış, Ermeni diasporasına karşın Yahudi diasporasını kullanmıştır. İkinci Karabağ Savaşı sürecinde Rusya’nın dolaylı da olsa Ermenistan’a destek vermesine karşın Rusya ile olan diyaloğunu koparmamış, savaş sonrasın süreçte Batı yanlı bir politikaya ağırlık veren Paşinyan’a karşın Rusya’yı önemli ölçüde yanına almayı başarmıştır. Aynı şekilde Rusya ile Batı arasında da bir denge kurmayı başaran Aliyev, bir taraftan Rusya ile müttefiklik anlaşmasını imzalarken, diğer taraftan da Rusya’dan doğalgaz almak istemeyen Batı’ya alternatif olarak doğalgaz satan ülke pozisyonda olmayı başarmıştır. Azerbaycan bir taraftan Türk Devletleri Teşkilatının lokomotifi rolü üstlenirken, diğer taraftan da Arap ligine onur konuğu olarak davet edilmeyi başarmıştır. Kısaca Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın İlham Aliyev, uluslararası ilişkilerde çok güçlü bir aktör olarak ülkesi ve bölgesi adına önemli adımlar atmaktadır.
Azerbaycan’ın BRICS’e başvurması temelinde Azerbaycan’ın Batı’ya bakışı ile de açıklamak mümkündür. Batı’nın çıkarcı, hegemonik, taraflı, Avrupa dışındaki ülke ve medeniyetler yaklaşımı ve Karabağ sorunu sürecindeki takındığı tavır Azerbaycan’da tepkiye neden olmuştur. Azerbaycan’ın bağlantısızlar hareketine katılmasından da Batı bu tavrı etkin olduğunu söylemek mümkündür. Özellikle İkinci Karabağ Savaşı ve sonrasında Batı’nın taraflı tutumu ve olayları çarpıtması yanında Batı ülkelerindeki liderlerinin siyasi nezaketsizlik ve öngörüsüzlükleri karizmatik bir liderlik sergileyen Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in tepkisini çekmiş ve birçok konuşmasında Batı’nın çifte standartlı yaklaşımına dikkat çekmesine neden olmuştur. Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) toplantısında konuşan Aliyev, “İkinci Karabağ Savaşı’ndan ve özellikle geçen yılki terörle mücadele operasyonundan sonra bazı Avrupa ülkeleri haksız ve vicdansızca bize saldırmaya başladı. Azerbaycan’ı karalıyor, yaptıklarımızı gölgeliyor, beyazı siyah, siyahı ise beyaz olarak nitelendiriyorlar” ifadelerini kullandı. Azerbaycan’ın BRICS’e üyelik başvurusunda bulunması ülkenin, Batının iki yüzlü gayri adil uygulamalarına karşı çıkma ve çok kutuplu dünya fikrini destekleme kararlılığı anlamına gelmektedir.
Azerbaycan’ın BRICS’e üye olmak için başvuruda bulunması duygusal ya da konjonktürel bir talep değildir. Bu başvuru iyi hesaplanmış, ölçülmüş ve biçilmiş bir iradenin ürünüdür. Azerbaycan’ın BRICS’e üye olması ülkenin Bölge’deki ağırlığını ve etki alanını daha da genişletecektir. Böylece Azerbaycan’a küresel konularda daha fazla söz sahibi olmak imkanına kavuşacak ve uluslararası arenada daha güçlü bir konum kazanacaktır. Bölgesel ilişkiler açısında da Azerbaycan’ın elini rahatlatacaktır. Bilindiği üzere İkinci Karabağ Savaşı süreciyle Türkiye-Azerbaycan -Pakistan arasında oluşan doğal müttefikliğe karşın Hindistan-Ermenistan – İran arasında karşı bir müttefiklik oluşmuştur. Oluşan bu karşıt durumun ve özellikle Hindistan’ın Ermenistan’a silah temin etmesi Azerbaycan’ı rahatsız etmektedir. Azerbaycan’ın BRICS’e üye olması platformun en önemli devletlerinden biri olan Hindistan’la daha iyi ilişkiler kurmasına neden olabilecektir. Bu da Hindistan’ın Ermenistan’a olan desteğini yeniden gözden geçirmesi sonucu doğuracaktır.
BRICS ekonomik açıdan da Azerbaycan için birçok fırsatı doğurmaktadır. Bilindiği üzere BRICS, dünya ekonomisinin büyük bir bölümünü oluşturan ülkelerden oluşmaktadır. Azerbaycan bu platformun lokomotif iki ülkesi olan Rusya ve Çin’le ekonomik ilişkileri oldukça iyidir. Enerji kaynakları açısından zengin bir ülke olan Azerbaycan, başta Çin, Rusya ve Hindistan olmak üzere BRICS ülkeleriyle enerji alanında işbirliği yaparak özellikle yenilenebilir enerji olmak üzere enerji altyapısını geliştirme imkanı elde edebilir, teknoloji ve altyapı alanında büyük ilerleme kaydeden Çin ve Hindistan’dan teknoloji transferinde bulunabilir.
BIRCS için de Azerbaycan stratejik öneme sahip bir ülkedir. Azerbaycan Güney Kafkasya’nın en istikrarlı aynı zamanda en güçlü enerji kaynaklara sahip ülkedir. Çin ile Avrupa arasında önemli geçit yolları odak noktasında yer alan Azerbaycan, Asya ile Avrupa arasında köprü rol üstenmiş stratejik bir coğrafyada bulunmaktadır. Avrupa enerji arz güvenliğinin temininde kilit ülkelerden biridir. Bu özellikleriyle Azerbaycan BRICS ülkelerinin Batı açılan kapısı rolü üstlenebilir. Batı’nın hegemonyasını kırmak felsefesi üzerine kurulmuş bulunan BRCS ülkeleri için güçlü bir ekonomiyi sahip, istikrarlı, Batı ülke ve kurumlarıyla iyi ilişkileri olan, Batı ile ilişkilerinde kilit bir oyuncu olma potansiyeline sahip bulunan Azerbaycan’ın platforma üye olması platformun amaçlarıyla örtüşmektedir.
Sonuç olarak dünyanın çok kutupluluğa gittiği bir dönemde hem ikili ilişkilerde hem de çok taraflı formatlarda diyalog, işbirliği ve dayanışmayı önemseyen Azerbaycan’ın izlediği denge politika, ülkenin BRICS üye olması için makul ve gerekli zemin oluşturmaktadır. Ekim-2024 tarihinde Rusya’nın St. Petersburg kentinde gerçekleşen BRICS 10. Parlamento Forumu’da konuşan Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Sahibe Gafarova, çok taraflılığın güçlendirilmesinin önemine vurgu yaparak, ülkesinin “BRICS’e katılma arzusu” içinde olduğunu belirtmiştir.
Bir yanıt yazın
Yorumlar (0)