Azerbaycan’ın Afrika Politikası ve Somali Cumhurbaşkan’ın Ziyareti

Azerbaycan özellikle son yıllarda Afrika’ya ilgisi giderek artmakta, bölgeye başta enerji, ekonomi, diplomasi ve insani yardım alanlarında belirginleşen bir yönelim göstermektedir. Bu politika, Karabağ zaferinde sonra daha da belirgin hale gelen Azerbaycan’ın küresel ölçekte artan etkisinin bir parçası olarak değerlendirmek mümkündür. Azerbaycan’ın dış politikasında Afrika ilişkileri ve bu ülkelerin sorunları önemli bir yer almaya başlamıştır. […]

A+
A-

Azerbaycan özellikle son yıllarda Afrika’ya ilgisi giderek artmakta, bölgeye başta enerji, ekonomi, diplomasi ve insani yardım alanlarında belirginleşen bir yönelim göstermektedir. Bu politika, Karabağ zaferinde sonra daha da belirgin hale gelen Azerbaycan’ın küresel ölçekte artan etkisinin bir parçası olarak değerlendirmek mümkündür. Azerbaycan’ın dış politikasında Afrika ilişkileri ve bu ülkelerin sorunları önemli bir yer almaya başlamıştır. Nitekim Bağlantısızlar Hareketi Kovid-19 Temas Grubu Zirvesi’nde konuşan Aliyev, Afrika kıtasının sorunlarına değinerek dünyada neokolonyalizm eğiliminin arttığını, Fransa’nın Avrupa dışında kontrol ettiği topraklar, Fransız sömürge imparatorluğunun korkunç kalıntıları olduğunu vurgulayarak, “Tarihsel dekolonizasyon sürecinin bir sonucu olarak ortaya çıkan Bağlantısızlar Hareketi, insanlığın bu rezil sayfasının tamamen ortadan kaldırılması için çabalarını birleştirmelidir. Bağlantısızlar Hareketi, Komorlar Birliği’nin Fransız sömürge yönetimi altında kalan Mayotte Adası üzerindeki tartışmasız egemenliğini her zaman güçlü bir şekilde desteklemiştir. Fransız hükümetini Yeni Kaledonya halkının ve Fransız denizaşırı toplulukları ve topraklarındaki diğer halkların haklarına saygı duymaya çağırıyoruz. Fransa’nın Avrupa dışında kontrol ettiği topraklar, Fransız sömürge imparatorluğunun korkunç kalıntılarıdır. Fransa’yı Afrika, Güneydoğu Asya ve diğer yerlerdeki Bağlantısızlar Hareketi ülkelerine karşı sömürge geçmişi, kanlı sömürge suçları ve soykırım eylemleri için özür dilemeye ve sorumluluğunu itiraf etmeye çağırıyoruz.” şeklinde konuşmuştur. Kuşkusuz Azerbaycan’ın Afrika politikasının şekillenmesinde  Batı’nın Azerbaycan karşı uyguladığı çifte standart, başta Fransa olmak üzere bazı ülkelerin hasımane tavrı ve Azerbaycan’ın uluslararası arenada daha fazla destek bulması yönünde izlediği çok yönlü ve denge esasına dayalı politikası da büyük önem taşımaktadır.

Bu politika ekseninde Azerbaycan, Afrika ülkeleriyle diplomatik ilişkilerini geliştirmeye yönelik birçok adım atmış, birçok Afrika ülkesi ile doğrudan diplomatik bağlar kurmuştur. Özellikler Bağlantısızlar hareketi dönem başkanlığı sırasında Azerbaycan bu hareketin büyük çoğunluğu oluşturan Afrika ülkeleriyle iyi hatta ileri düzeyde diyalog kurmuştur. Bu durum Azerbaycan için kıtayla yoğun ilişki içinde olmak fırsatı vermiştir.  Bu fırsatı iyi değerlendiren Azerbaycan 2019-2023 yılları arasında üstlendiği dönem başkanlığı sürecinde bu ülkelerle ilişkilerini güçlendirerek, uluslararası kurumlarda ciddi desteklerini almıştır. Fransa’nın Karabağ konusunda Azerbaycan’ın aleyhine BM Güvenlik Konseyi’ne sunduğu önerge Afrika ülkelerinin katkısıyla kabul görmemiştir.

Azerbaycan, Afrika ile ekonomik iş birliğini güçlendirmek amacıyla enerji, tarım ve altyapı sektörlerine odaklandığı söylemek mümkündür. Özellikle Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR, Afrika’da enerji yatırımlarını artırarak kıtadaki petrol ve gaz projelerine ilgi göstermektedir. Azerbaycan aynı zamanda Afrika ülkelerine yönelik çeşitli insani yardım projelerine de destek vermektedir. Hükümet desteleri yanı sıra Haydar Aliyev Vakfı, Afrika’da eğitim ve sağlık alanında önemli projeler yürütmektedir. Özellikle Azerbaycan, COVID-19 Pandemisi sırasında Afrika ülkelerine çeşitli desteklerde bulunarak küresel dayanışma çerçevesinde önemli adımlar atmıştır. Azerbaycan, 2019-2023 yılları arasında Bağlantısızlar Hareketi’nin dönem başkanlığını üstlendiği için, Pandemi sürecinde özellikle Afrika ülkelerine destek sağlama konusunda aktif rol oynamıştır. Bu çerçevede Azerbaycan, özellikle Pandeminin zirve yaptığı dönemde Afrika ülkelerine maske, dezenfektan, test kitleri, koruyucu ekipman, tıbbi giysi ve tıbbi cihazlar yardımları yapmıştır.

Azerbaycan’ın Afrika politikası ile Türkiye’nin Afrika politikası birbiriyle örtüşmektedir. Bilindiği üzere Türkiye-Azerbaycan uluslararası ilişkilerde ya da uluslararası kurum ve kuruluşlar nezdinde birbirini de temsil eder mahiyete bir politika izlemektedirler. Prag’da yapılacak bir zirvede Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Türkiye’ye yönelik eleştiriler karşısında “Burada Türkiye yok ama ben varım” diyerek verdiği cevabi konuşması bu ilişkinin boyutu ortaya koymaktadır. Bilindiği üzere son yıllarda Türkiye’nin Afrika yönelik dış politikası çok boyutlu ve stratejik bir açılım niteliğinde ilerlemektedir. Türkiye, kıtadaki varlığını diplomatik, ekonomik, ticari, insani yardım ve savunma sanayi alanlarında genişleterek Afrika’da etkin bir aktör haline gelmiştir. İki kardeş ülkenin Afrika’da etki alanı genişlemesi bir taraftan Afrika kıtası için istikrar ve huzur ortamına katkı sağlarken diğer taraftan da Afrika ile Türk Dünyası arasında yeni bir pencerenin açılması ve Türk Devletleri Teşkilatının etki alanının genişlemesine vesile olacaktır.

12 Ocak tarihinde Somali Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud’un Azerbaycan’ı ziyaret etmesi ve iki ülke arasında bazı alanlara ilişkin protokol imzalanması Azerbaycan – Afrika ilişkilerin yeniden gündeme gelmesine neden oldu. Resmi görüşme sonrası yapılan basın toplantısında Mahmud’un Bakü’ye gelmesini “tarihi ziyaret” olarak nitelendiren ve iki ülke arasında ilk kez gerçekleştirilen bu üst düzey ziyaretin ilişkilerde yeni bir sayfa açacağını ifade eden Aliyev, iki ülkenin altyapı, liman tesisleri, tarım, eğitim ve savunma alanında işbirliği yapabileceklerini, Azerbaycan‘da devlet hizmetlerini tek çatı altında yürüten ASAN Hizmet’ine benzer kurumun Somali’de kurabileceklerini belirtti. Uluslararası alanda karşılıklı destek te bulunulması hususuna da değinen Aliyev sözlerini şöyle devam etti, “Tabii ki, ortaklığımızın önemli alanlarından biri, uluslararası kuruluşlarda karşılıklı destektir. Biliyorum ki, dışişleri bakanlarımız birçok toplantıda bir araya gelerek bu konuları tartışmışlardır. Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı ve diğer uluslararası kuruluşlarda birbirimize desteği kesinlikle sürdüreceğiz. Çünkü her iki ülke için güvenebileceğimiz partnerlere ve dostlara sahip olmak oldukça önemlidir.”

“Bu seyahat, sadece diplomatik işbirliği değil. Gerçekten de iki kardeş ülkemiz arasında ortaklık temelli verimli ve stratejik bir müttefikliğin başlangıcı demektir” diyerek söze başlayan Mahmud, konuşmasını “Azerbaycan’ın tecrübelerini öğrenmeye hazırız. Bahsettiğiniz tüm işbirliği alanları Somali’ye faydalı olacaktır. Somali, zor zamanlardan çok parlak bir geleceğe geçiş yapan bir ülkedir. Somali zengin kaynaklara ve büyük potansiyele sahiptir ancak koşullar gelişmeye izin vermiyordu. Azerbaycan gibi iyi ortaklarla ülkemizin potansiyeli ortaya çıkacak ve öngörülebilir olacaktır.” sözleriyle sürdürdü.

Sonuç olarak Türkiye-Azerbaycan ilişkileri sadece iki taraflı bir ilişkiyle sınırlı olmayıp, aynı zamanda ortak güç oluşturarak küresel düzeyde etkinlik alanı oluşturulması yönünde de iş birliği içermektedir. Kardeş iki ülkenin işbirliği oluşturduğu sinerji bir taraftan Türk Dünyası hinterlandı içinde kabul edebileceğimiz Afrika kıtasında yeni umutların yeşermesine imkan sağlarken diğer taraftan Türk Dünyasının dirilişine de öncüllük edecektir.

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir