BİR NİNENİN DUASINDA SEVDİM ATATÜRK’Ü

Yaşı kemale ermiş, doksanına merdiven dayamış, beyaz tülbentli, yöresel boydan siyah elbisesiyle nur yüzlü bir nine…   Pamuk gibi elleri diyemeyiz. Ellerindeki nasırlardan belli ki toprakla bağını koparmamiş. Çocukluğu Atatürk’ün son dönemlerine denkgelmiş, çileli günleri görmüş, yokluk çekmiş, niğmetin kıymetini bilenlerden, ona değer verenlerden, yerde buldu mu öpüp başına koyanlardan… Çocukluğunda annesi ekmek bulamadığı için […]

A+
A-
Yaşı kemale ermiş, doksanına merdiven dayamış, beyaz tülbentli, yöresel boydan siyah elbisesiyle nur yüzlü bir nine…
 
Pamuk gibi elleri diyemeyiz. Ellerindeki nasırlardan belli ki toprakla bağını koparmamiş. Çocukluğu Atatürk’ün son dönemlerine denkgelmiş, çileli günleri görmüş, yokluk çekmiş, niğmetin kıymetini bilenlerden, ona değer verenlerden, yerde buldu mu öpüp başına koyanlardan… Çocukluğunda annesi ekmek bulamadığı için bahçeden topladığı meyveyle kardeşleriyle öğün geçiştirdiği çok olmuş.
 
Nerdeyse cumhuriyetle yaşıt olan ninemiz hayata cumhur gibi sıfırdan başlamış. Düşmüş kalkmış, tartaklanmış, dövülmüş, baskı görmüş, zulme uğramış… Herşeye rağmen yılmamiş savaşmış mücadele etmiş, durmamış, çalışmış. Hayatını, nefesini akranı, kader ortağı cumhuriyet le birlikte yükü ağır da olsa günümüze taşımış.
 
Atatürk’e rastlamayacak kadar ücra bir köyde yaşamış. Belki de köyü olmasa bile şehrinden dışarı hiç çıkmamış. Okuma yazması yok kılık kıyafeti modern değil. Zamane Atatürkçüleri görse kesin burun kıvırır, içinden, bazen de dışından bin türlü laf söylerler. Sıkma baş der, yobaz der, daha nicelerini eklerler. Kendilerine özgü ya Atatürk’ü sevmek. Kendileri gibi olmayan birisi sevdi mi tükenir. Kullanacakları, arkasına sığınacakları meta olarak kullandıkları Atatürk kalmaz. Kitap satamazlar, köşe kapamazlar. Yaşasın Atatürk ve devrimleri…Mustafa Kemal’in Askeeleriyiz…
Bu sadece Atatürkçülere has özellik degidir. Zamane dincileri de İslamiyeti kimseye bırakmazlar, kendileri cennetin kapısına oturup istediklerini içeri koyarlar istemediklerini de kapıdan kovarlar. İhlas samimiyet en güzel elbise olmasına rağmen gösteriş yaparlar. Sanki kulluğu Rablerine karşı değil de kulları için yaparlar. Utanmadan camide Kabe’de boy boy fotolar çekip haşa Allah görmuyormuş gibi kullarına reklam yaparlar. Neden yapmasınlar ki o gösterişle ahireti unutup dünyada heybelerini doldururlar. O fotolar hedefe ulaşmıştır. Kimi ihale alır, kimi malını satar, kimi makamı kapar. Sanki Allah’ın huzurundan daha yüksek makam varmış gibi onu bırakıp kullarının peşinde koşarlar. Ya Allah Bismillah Allahu Ekber. Ezan dinmesin bayrak inmesin… ne güzel değil mi?
 
Çıkarlarından başka bişey düşünmeyen, çıkarı için bütün kutsalını ayaklar altına alan, ağzında sakız yapan, değersizleştiren, kullanıp atan bu kitleler çok tehlikelidir. Dinciler insanı İslamiyet ten soğutur, Atatürkçüler de insanı Atatürk ten soğutur. 
 
Kutsallarımızı seviyorsak değer veriyorsak işi çıkarperestlere bırakmadan Atatürkçülere karşı Devrim, Dincilere karşı cihad yaparak mücadele etmeliyiz.
 
Kutsallarımızı bunlara yem etmemeliyiz. 
 
Ninemiz güzelce abdestini aldı huşu içinde namazını kıldı. Tesbihini çekti. Ellerini açtı Rabbine dua ediyordu. Kulak kesildim. Duasında Atatürk geçiyordu. Duyunca şaşırdım. Duasını bitirmesini bekledim sordum. Sen duanda Atatürk diyordun. Güler yüzüyle cevabı gecikmedi ben her namazdan sonra Atatürk’e dua ederim. O bizi düşmanlardan kurtardı.
 
Samimiyet ne güzel değil mi
 
Ninemizin samimiyetiyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle yad ediyoruz….

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir