Ali Akbaş Ağabey ile -Son
Ali Akbaş Ağabey?in çok sevdiğim bir Göygöl şiiri var, Göygöl Azerbaycan?da, onu da sordum...
Cemal Safi Ağabey bir güzel insandı. Akçay’dan Ankara’ya ya da Ankara’dan Akçay’a giderken telefon eder, -onun beğendiği bir yer vardı- yer ayırtırdım, bir gece misafirimiz olurdu. Sabah da yoluna devam ederdi. Rasim Köroğlu’na anma günü yapmıştık. Ragıp Karcı ve Cemal Safi Ağabeyleri de davet etmiştik. O kadar işlerinin yoğunluğu arasında bile bizi kırmamış, davetimize icabet […]
Cemal Safi Ağabey bir güzel insandı.
Akçay’dan Ankara’ya ya da Ankara’dan Akçay’a giderken telefon eder, -onun beğendiği bir yer vardı- yer ayırtırdım, bir gece misafirimiz olurdu. Sabah da yoluna devam ederdi.
Rasim Köroğlu’na anma günü yapmıştık. Ragıp Karcı ve Cemal Safi Ağabeyleri de davet etmiştik. O kadar işlerinin yoğunluğu arasında bile bizi kırmamış, davetimize icabet etmişlerdi.
Cemal Safi Ağabey’in şiirleri biraz hüzün kokardı. İmkânsız, Vurgun, Git, Beni Sevmeni İstiyorum, Gözüm Kesmiyor vs. gibi şiirleri örnek gösterilebilir.
Hani derler ya; “her insan dünyada bir hacim kaplar. Ama bazılarının giderken bıraktığı boşluk çok fazla olur.” Cemal Safi Ağabey için de geçerliydi bu.
Toplantılarda, telefonla sohbet etmek, özel bazı hatıralarını dinlemek ne güzeldi.
Bir başka şiiri de Senden Sonrası.
Güzel insanlar özleniyor ya.
” Senden Sonrası” kelimelerini kullanarak bir şiir yazmaya çalıştım. Önce Cemal Safi Ağabey’in şiirini sonra da yazmaya çalıştığım şiiri koyayım.
Senden Sonrası
Aşkın hudûdunu aştı muradım,
Maksûda varıştır senden sonrası;
Erenler katına belki bir adım,
Belki bir karıştır senden sonrası.
Farkına varınca olup bitenin,
Kırdım zincirini nefsin, bedenin!
Beni aşkın ile ıslah edenin,
Lutfuna eriştir senden sonrası…
Bana bu gayreti sağlayan kudret,
Eyyûb’ün sabrından aldığım ibret.
Ne riya, ne kibir, ne kin, ne nefret;
Ebedî barıştır senden sonrası.
Bir gonca Bakî’nin gül destesinden,
Bir yudum sakînin sır testisinden,
Yüce Mevlâna’nın gel bestesinden,
Feyz alış veriştir senden sonrası.
Kevser sarhoşuyum meyhane değil,
Hiçbir zevk böylesi şahane değil,
Kays gibi Leyla’yı nefsane değil,
Efsane görüştür senden sonrası…
Yumup gözlerimi yalan dolana;
Açtım can evimi gerçek olana.
Elifi bırakıp Karac’oğlana,
Yunûs’la yarıştır senden sonrası
Cemal Safi
Sen ve Senden Sonrası
İçimde kırılmıştı duymadığım nice ses,
Yakına uzak oldum, sen ve senden sonrası.
Işıksız lâmbalara koşarken nefes nefes,
Dirilmiş gamla doldum, sen ve senden sonrası.
Hüzün dolu göğüme kandilimi yakmıştım,
Kilitsiz kapılara gelir diye bakmıştım,
Göğümdeki kuşlara sınırlar bırakmıştım,
Şimdi kanatsız kaldım, sen ve senden sonrası.
İçimdeki denizi kalbinle yara yara,
Güneşimi küstürdün saklandı bulutlara,
Sırrımı saklamıştım en kuytu aynalara,
Birini bine saldım, sen ve senden sonrası.
“Gözlerinde gözüm var” bu bilmek, bilmek değil,
“Şurada çay içmiştik”, buluşmak bulmak değil,
Dağın tuttuğu suyun gitmesi gelmek değil,
Say ki yaşarken öldüm, sen ve senden sonrası.
Yüreğinden sıçrayan mavi damlalar varmış,
Gündüzün geceleri el değende kanarmış,
Deniz söyledi bana, balıklar da ağlarmış,
Yaramı tuzla sildim, sen ve senden sonrası.
Ceylansa bir aslana, bülbülse güle dahil,
Hüzün yüklenmiş sözler yorgun bir dile dahil,
Ardımda bir yaşlı ses, yokuş da yola dahil,
Yarını düne aldım, sen ve senden sonrası.
Burdan sonbahar geçti, bilene selâm olsun,
Köklenmiş acıları silene selâm olsun,
Gündüz uzaklaşırken gelene selâm olsun,
Ânı ikiye böldüm, sen ve senden sonrası…
Bir yanıt yazın
Yorumlar (0)