Bir Gurbet Hikâyesi
Biz annemizin, babamızın annelerine "ebe" deriz.
Küresel iklim değişikliği sorununa karşı uluslararası düzeyde koordineli bir cevap verilmesini hedefleyen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS)…
Küresel iklim değişikliği sorununa karşı uluslararası düzeyde koordineli bir cevap verilmesini hedefleyen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS), küresel iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası düzeyde üst bir çerçeve sağlamaktadır. Sözleşmeye taraf ülkeler, bu çerçevede her yıl düzenlenen BMİDÇS Taraflar Konferansı’nda (COP – Conference of the Parties) bir araya gelmekte, iklim değişikliği ile ilgili somut eylemler, uygulamalar, hedefler ve güncel durumu farklı boyutlarıyla tartışmaktadır. İlk COP toplantısı (COP1), 1995 yılında Berlin’de, son COP toplantısı (COP29) ise Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleşmiştir. Azerbaycan tarihindeki en büyük uluslararası organizasyon olan COP29’da çok sayıda etkinlik gerçekleşmiştir. Bu etkinliklerden biri de Türk Devletleri Teşkilatının (TDT) üyeleri Azerbaycan, Kazakistan ve Özbekistan tarafından gerçekleşen üçlü zirve olmuştur.
Aliyev, COP 29 çerçevesinde Azerbaycan’da bulunan Kazakistan ve Özbekistan liderleriyle bir araya geldi. 13 Kasım’da Bakü’de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım-Jomart Tokayev ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Şavkat Mirziyoyev arasında üçlü bir görüş gerçekleştirerek üç kardeş ülke arasında “Azerbaycan Cumhuriyeti, Kazakistan Cumhuriyeti ve Özbekistan Cumhuriyeti Hükümetleri Arasında Yeşil Enerjinin Gelişimi ve İletimi Alanında Stratejik Ortaklık Hakkında Anlaşma”yı imzaladılar. Proje kadar, imza töreninde liderlerin verdikleri mesajlar da dikkat çekiciydi.
Bu anlaşmanın Azerbaycan, Kazakistan ve Özbekistan arasındaki ilişkiler tarihinde önemli bir olay olduğunu, üç kardeş ülke, bugün iş birliğini yeni bir seviyeye taşıdığına vurgulayarak konuşmasına başlayan Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev, konuşmasını “Anlaşmanın imzalanması, söyleyebilirim ki, tarihi bir olaydır. Ülkelerimiz arasındaki kardeşlik ilişkilerini daha da güçlendiriyor ve yeşil enerji alanında aktif iş birliği yapacağız. Ayrıca, imzaladığımız bugünkü Anlaşma, Orta Asya ve Kafkasya bölgeleri arasındaki iş birliğinde yeni fırsatlar sunuyor. Özünde, Orta Asya ve Kafkasya bölgelerinde entegrasyon süreçleri, ulaştırma, enerji ve ticaretle ilgili süreçler, bugün şunu dememize imkan veriyor ki, bu iki bölge, pek çok konuda, özellikle de yeşil enerjinin gelişimi alanında senkronize bir şekilde faaliyet gösteriyor. Özbekistan, Kazakistan ve Azerbaycan’da yenilenebilir enerji kaynaklarının oluşturulması konusunda zaten büyük planlar ve elde edilen sonuçlar hakkında bilgi sahibiyiz. Yani, biz, tabiri caizse, paralel bir şekilde ilerliyoruz ve Hazar Denizi’nin dibinden elektrik kablosu çekilmesi, sadece üç ülkemiz arasında değil, aynı zamanda daha geniş bir ölçekte iş birliğidir.” ifadeleriyle sürdürdü.
Aliyev konuşmasını “Dün konferansta yaptığım konuşmada, Azerbaycan’ın Karadeniz’in dibinden Avrupa’ya bir kablo hattı çekmesiyle ilgili olarak ülkemizin halihazırda hayata geçirmekte olduğu planlardan bahsettim. Bu projenin teknik-ekonomik gerekçelendirilmesi tamamlanmak üzere ve bununla birlikte Orta Asya’yı, Kafkasya’yı, Avrupa’yı, Hazar ve Karadeniz’i tek bir enerji koridoru ile birleştireceğiz. Özellikle sevindirici bir durumdur ki, bu Anlaşma her zaman birbirine yakın olan üç kardeş ülke arasında imzalanmaktadır. Özbekistan ile ilişkilerimiz bu yıl ittifak ilişkileri seviyesine ulaşmış ve ilgili anlaşma imzalanmıştır. Kazakistan ile ise uzun zamandır stratejik ortak olarak iş birliği yapıyoruz. Karabağ’ın yeniden inşasında bize ilk yardım eden ülkeler Özbekistan ve Kazakistan’dır. Füzuli’de Mirza Ulughbek adına okul, Kurmangazi adına yaratıcı merkez bugün kardeşliğimizin somut bir kanıtıdır. Eminim ki, gelecekte de her zaman birlikte olacağız ve birbirimizi destekleyeceğiz.” Sözleriyle devam etti.
Kazakistan Cumhurbaşkanı sayın Kasım-Jomart Tokayev konuşmasında “Bugün biz, sürdürülebilir kalkınma için ortak çabalarımızın tarihinde yeni bir sayfa açıyoruz. Stratejik Ortaklık Anlaşmasının imzalanması, Orta Asya ve Güney Kafkasya bölgelerinin gelişimi için üçlü iş birliğinde önemli bir aşamadır. Belge, ülkelerimizin enerji sistemlerinin entegrasyonu ve ekolojik açıdan temiz enerjinin Avrupa’ya ve diğer pazarlara taşınması için güvenli koridorların oluşturulmasında yeni fırsatlar sunmaktadır. Kazakistan, büyük bir transit bölge olarak burada son derece önemli bir rol oynamaktadır. Bu Anlaşmanın pratik sonuçları, Orta Koridor’un ekonomilerimizi birleştiren yeşil bir köprü olarak gelişmesine katkıda bulunacaktır. Bu ana alandaki sıkı iş birliği, üç ülke arasında deneyim ve ileri teknolojilerin değişimini güçlendirecek ve enerji güvenliğimizin gelecekte de pekişmesine yardımcı olacaktır.” Sözlerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte ülkesini dünya ile entegre etmeye büyük önem veren ve Türk Dünyasıyla güçlü ilişkiler kuran Özbekistan Cumhurbaşkanı sayın Şavkat Mirziyoyev ise konuşmasına şu sözlere yer verdi: “Bölgemizde ilk kez böyle görkemli bir etkinlik düzenleniyor ve bu, Azerbaycan’ın küresel çapta en yüksek prestijinin belirgin bir göstergesidir. Bugün biz, Avrupa’ya birlikte yeni bir yeşil enerji koridoru oluşturuyoruz. Yenilenebilir enerji sadece ekonomik bir amaç değil. Bu, geleceğe verdiğimiz bir katkıdır, gelecek nesiller karşısında sorumluluk duygumuzun bir sonucudur. Bu projeyin ekolojik önemini özellikle vurgulamak isterim. Taşınacak enerji, rüzgar ve güneş enerjisidir, iklim etkisini azaltmaya yardımcı olacak yenilenebilir ve temiz bir kaynaktır. Bununla, Paris Anlaşması çerçevesinde iklimin korunması için ortak çabaları ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmayı destekliyoruz. Ülkelerimiz önemli ölçüde yenilenebilir enerji kaynaklarına sahiptir ve küresel enerji geçişine büyük bir katkı sağlayabilir. Özbekistan’da bu alanda geniş çaplı çalışmalar yapılmaktadır, yeşil enerjinin gelişimi için büyük bir program kabul edilmiştir. 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarının payını %40’a çıkarmayı ve ayrıca 4,2 gigavatlık enerji depolama sistemleri kurmayı planlıyoruz. Ayrıca, yıl sonuna kadar ek olarak 2,6 gigavat yenilenebilir enerji ve 300 megavat enerji depolama sistemlerini ağa bağlayacağız. Her yıl yaklaşık 2 gigavatlık güneş ve rüzgar enerjisi üretme kapasitesini devreye alıyoruz.
Bu projenin hayata geçirilmesini hızlandırmak için karşımızda bir dizi önemli görev bulunmaktadır. Bu, çok büyük ve iddialı bir projedir, biz bu iddialı projenin uygulanmasını hızlandırmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Bu, ortak bir şirketin kurulması, teknik-ekonomik gerekçelendirilmenin hazırlanması, finansman kaynaklarının ve ihale prosedürlerinin onaylanmasıdır. Biz, tüm katılımcılar bu süreçleri mümkün olduğunca hızlandırmalıyız. Bu önemli bölgesel projenin birlikte hayata geçirilmesine olan bağlılığımızı bir kez daha teyit etmek isterim.”
Gerçekten üç kardeş ülke arasında yapılan Yeşil Enerjinin Gelişimi ve İletimi Alanında Stratejik Ortaklık Hakkında Anlaşma söz konusu ülkeler kadar Orta Asya ve Güney Kafkasya ilişkileri için de büyük önem taşımaktadır. Bu proje ayrıca TDT için önem arz etmektedir. Bilindiği üzere, TDT çatışı altında toplu işbirliği kadar üye ülkeler arasında iki ya da üç taraflı işbirliklerinin geliştirilmesi de TDT temel politikasının eksenini oluşturmaktadır. Zira TDT’ye ülkeler arasında geliştirilen ikili işbirlikleri zamanla çok taraflı işbirliğine dönüşerek TDT politikası haline getirilebilmektedir. Aslı bu tür oluşan politikalar daha etkin olabilmektedir. Dolayısıyla COP 29 zirvesi kapsamında Azerbaycan, Kazakistan ve Özbekistan arasından gerçekleşen bu zirve TDT’nin mini zirvesi olarak görmek de mümkündür.
Bir yanıt yazın
Yorumlar (0)