Vefatının 7. Yılında Öğretmen Ertuğrul Seyhan
Size bir kişiden ve bir kitabının basım macerasından bahsedeceğim: Ertuğrul Seyhan. “Bezme gel “ diye bize, yâr emr u fermân eyledi İyân görünüp, bizi kendine hayran eyledi Bizi şarâb-ı...
Önceki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere Türk Dünyası, 300 milyonluk bir aile, 4,5 Milyon km2 bir coğrafya, 4 trilyon dolarlık…
Önceki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere Türk Dünyası, 300 milyonluk bir aile, 4,5 Milyon km2 bir coğrafya, 4 trilyon dolarlık aşkın satın alma gücü, 1,9 trilyon dolarlık dış ticaret hacmine sahip devasa bir ekonomik potansiyele sahiptir. Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) bünyesinde üye Türk Devletlerinden genel itibariyle Türkiye ve Macaristan imalat sanayisi, Kırgızistan ve Özbekistan insan kaynağı potansiyeli, Kazakistan, Azerbaycan ve Türkmenistan enerji kaynak üretimleriyle temayüz etmiştir. Post-Sovyet Türk Cumhuriyetleri enerji kaynaklarına sahip üyeler imalat sanayileri güçlü aktörlerin ihtiyaç duyduğu ürünleri dünya piyasasına sunmaktadır.
Coğrafi konumları itibarıyla Doğu-Batı arasındaki ticaretin geçiş güzergâhında olan Türk devletleri mevcut coğrafi konumları önemlerini daha da artırmaktadır. Başka bir anlatımla Türk Cumhuriyetleri coğrafi konumları itibariyle Çin’i Avrupa’ya bağlayan tarihi İpekyolu üzerinde bulunmaktadırlar. Bu yol önemli bir güzergah ifade etmektedir. Karabağ Zaferinden sonra yeniden gündeme gelen orta koridor Türk Devletleri için yeni bir işbirliği imkanı sunmaktadır. Rusya-Ukrayna savaşıyla Kuzey Koridorun güvenlik sorunu nedeniyle Türkiye’den başlayarak Kafkaslar bölgesine, oradan da Hazar Denizi’ni aşarak Türkmenistan ve Kazakistan’ı takiben Orta Asya ve Çin’e ulaşan Orta Koridor’un önemi giderek artmaktadır. Dolayısıyla Türk Devletleri hem siyasi hem de ekonomik potansiyelleri itibarıyla giderek yükselen bir güç haline gelmektedir.
Hali hazırda Türkiye, Türk Cumhuriyetleriyle başta ekonomik olmak üzere birçok alanda yoğun düzeyde işbirliği yapmaktadır. Türkiye ile Türk Devletleri arasında ekonomik işbirliği parasal hacim itibarıyla henüz istenen düzeyde olmazsa da gerek yatırım miktarı gerekse dış ticaret hacmi açısından Türkiye Türk Cumhuriyetlerinin ilk beş ortakları arasında yer almaktadır. Bununla birlikte ikili ilişkilere bakıldığında enerji alanında gerçekleştirilen ortak yatırımlar sonucu Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ekonomik işbirliği dikkate çekici bir seviyeye ulaşmıştır
Tablo : Türkiye ile TDT Üye Devletler Arasında Dış Ticaret İlişkileri (2022 Yılı)
Türkiye’nin Türk Dünyasıyla ekonomik ilişkileri gün geçtikçe daha da çeşitlenmekte ve Türkiye’nin farklı bölgeleri de içine almaktadır. 11 Aralık 2024 tarihinde Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği tarafından yapılan açıklama düşüncemize teyit etmektedir. Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği, 2024 yılının Ocak-Kasım döneminde Doğu Karadeniz’den Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) ülkelerine 32 milyon 934 bin 728 dolarlık ihracat yapıldığını ve gerçekleşen ihracatın 25 sektör üzerinden gerçekleştiğini belirtti. Birlik; en fazla ihracat gerçekleştirilen sektörün 4 milyon 419 bin 455 dolarla hububat, bakliyat, unlu mamuller olduğunu açıkladı. Bu ürünleri 4 milyon 374 bin 376 dolarla kimyevi maddeler ve 3 milyon 146 bin 57 dolarla da mobilya ve ağaç ürünleri takip etti. Doğu Karadeniz’den en fazla ihracat yapılan ilk 3 ülke ise Azerbaycan, Kırgızistan ve Özbekistan olarak sıralandı (Anadolu Ajansı, 11.12.2024). .
Bu veriler Türkiye’nin TDT üye ülkelerle yaptığı ticaret hakkında genel bilgi vermektedir. Bilindiği üzere Türkiye’nin Türk Devletleri için en yoğun ekonomik işbirliği içinde olduğu ülke Azerbaycan’dır. Türkiye ile Azerbaycan arasında özellikle enerji alanına dair BTC petrol boru hattı, BTE doğal gaz boru hattı, TANAP ve TAP projeleri gibi devasa stratejik projeler gerçekleştirilmiştir. Türkiye’nin en büyük entegre endüstri grubu statüsüne sahip olan başta petrokimya, rafinaj, doğal gaz, ticaret, iletim ve dağıtım olmak üzere birçok sektörde faaliyet sürdüren SOCAR Türkiye’nin toplam yatırımı tutarı 19,5 milyar seviyesine ulaşmıştır. Socar Türkiye bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye’nin rafineri-petrokimya entegrasyonuna sahip tek rafineri şirketi olan STAR Rafineri; Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesindeki en büyük rafineri projesi niteliğine sahiptir.
Şevkat Mirzoyoyev’in iktidara gelmesiyle birlikte Türkiye – Özbekistan arasındaki ticari ilişkilerde de yeni bir dönem başlamıştır. Türkiye ile Özbekistan arasındaki dış ticaret hacmi, son 5 yıllık dönemde yıllık ortalama %22 oranında artış göstermiş ve 2018 yılındaki 1,50 milyar $ seviyesinden 2022 yılında yaklaşık 3,56 milyar dolar seviyesine yükselmiştir. Söz konusu dönemde ihracatımız yıllık ortalama %25, ithalatımız ise %21 oranında artış göstermiştir. 2021 yılında Özbekistan’a ihracatımız bir önceki yıla yaklaşık %60 oranında artış göstererek 1,84 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Ülkemizden Özbekistan’a yapılan ihracatta ürün çeşitliliği yüksek olmakla birlikte, 2021 yılında ihracatımızda kaydedilen yaklaşık 690 milyon $ artışın en az %30’unun Özbekistan’da son dönemde enerji yatırımı yapan Türk şirketlerinin yatırımları için gerçekleştirdiği ihracatlar kapsamında getirilen ürünlerden kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Türk Devletleri arasında potansiyel imkanları dikkate alarak güçlü bir ekonomik işbirliği sistemi kurulması TDT’nin en önemli hedefi olduğunu söylemek mümkündür. Nitekim 6 Kasım 2024 tarihinde Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te “Türk Dünyasının Güçlendirilmesi: Ekonomik Entegrasyon, Sürdürülebilir Kalkınma, Dijital Gelecek ve Herkes için Güvenlik” temasıyla toplanan Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Konseyi, TDT Üye Devletleri arasında ekonomik işbirliğini geliştirmek için finans, dijital ve e-ticaret, fikri mülkiyet, tarım, sanayi, bilim, teknoloji ve yenilik, sürdürülebilir turizm, sağlık yönetimi ve eğitim gibi çeşitli ortak pazarların oluşturulması ve desteklenmesi çerçevesinde hükümetler arası anlaşmalara yönelik müzakerelerin başlatılması çağrısında bulunmuşlardır. TDT’ye üye ülkeler arasında ekonomik entegrasyona gidilmesi için gereken alt yapı çalışmaları hızlandırılmış ve bu konuda siyasi irade güçlü bir şekilde oluşmuştur. Türk Dünyası kamuoyunda önümüzdeki dönemde TDT’ye üye ülkeler arasında ekonomik işbirliğinin derinleşerek artacağı inancı hakim olmuştur. Bu beklenti sadece bir temenni olmayıp, güçlü gerekçelere dayalı rasyonel bir tespitte dayanmaktadır.
Bir yanıt yazın
Yorumlar (0)