Çay Bir Yap Yahut Yusuf Amcanın Sineması
Takvimin 1974-1980 yıllarını gösterdiği zamanlardı. Bir Yusuf amcamız vardı rahmetlik....
Dövme kavramı vücut sosyolojisinin bir parçasıdır. İnsan, sosyal bir varlık olarak bedeniyle sosyal sahneye çıkar. Beden sosyal, kültürel ve biyolojik açıdan incelenen çok yönlü bir olgudur. Benlik ve toplum arasında var olan ve somutlaşan bir bağdır. Tarih boyunca içinde bulunduğu toplumun kültürel yapısına göre sürekli yeniden tasarlanmış ve şekillenmiştir. Beden bir bakış ve görünüş nesnesidir. […]
Dövme kavramı vücut sosyolojisinin bir parçasıdır. İnsan, sosyal bir varlık olarak bedeniyle sosyal sahneye çıkar. Beden sosyal, kültürel ve biyolojik açıdan incelenen çok yönlü bir olgudur. Benlik ve toplum arasında var olan ve somutlaşan bir bağdır. Tarih boyunca içinde bulunduğu toplumun kültürel yapısına göre sürekli yeniden tasarlanmış ve şekillenmiştir. Beden bir bakış ve görünüş nesnesidir. Gelişen teknolojiyle birlikte yenilenen, geliştirilen ve değiştirilen bir proje haline geldi. Sosyal iletişim ve etkileşimde büyük öneme sahiptir. Modern insan, farklılığını, kimliğini ya da çelişkisini en çok bedeniyle öne çıkarıyor.
Foucault itaatkar, kullanılabilir ve ayrıştırılabilir bir bedene odaklandı. Her bireyin azaltılmış bir güç modeline sahip olduğunu, yasaklar ve zorunluluklarla çalıştığını belirtti. Gücün devamı için mekanik hareketlerin veya yüz ifadelerinin kontrol edilmesi şarttır. Le Breton, vücuttaki dövme veya piercinglerin kimlik işaretleri veya vücut hafızası olduğunu belirtiyor.
Dövme, iğne gibi keskin bir aletle vücut derisi üzerine çizilip içine renklendirici maddeler eklenerek yapılan yazı veya resimdir. Çeşitli süslemeler veya mesajlar verme amacına hizmet eder. Bu nedenle gövde üzerine bazı kültürel figürler işlenmiştir. Bu nedenle dövmelere vücut işaretleri de denilmektedir.
Dövmenin uzun bir tarihi geçmişe sahip olduğunu tarihi kaynaklardan dövmeli bedenler aracılığıyla öğreniyoruz. Çağlar boyunca farklı şekillerde yapılan dövmeler, insanlığın uzun medeniyet yolculuğunun taşınabilir bir izi haline gelmiştir. İnançlardan, sosyal sınıf göstergelerinden, tabulardan, güzellik arayışından, damgalanmadan veya korkulardan kurtulmak için yapılmıştır. Antik çağlarda ilkel kabilelerin kültürel inançlarının ve sosyal ifadelerinin bir göstergesi olan dövme, daha sonra Polinezyalı denizci halkın yerli halkla iletişimi sayesinde Avrupa topraklarına gelmiştir. Günümüzde artık belirli grupların kullanımından uzaklaşmış ve artık toplumdaki herkes tarafından kullanılmaktadır.
Dövmenin özellikle Okyanusya’daki Marquesas ve Samoa adaları ile Yeni Zelanda’da geliştiğini söyleyebiliriz. Derideki bir yaranın açılmasıyla yapılan dövme tekniği Afrika ve Avustralya yerlileri arasında yaygındır. Polonyalılar, Japonya ve Amerika’da dövme, yerli kültürlerin önemli bir unsurudur. Dini açıdan Budizm, animizm, şamanizm, paganizm ve Zerdüştlük gibi inanışlarda dövmelerin izlerine rastlanmaktadır. Üç büyük din olan Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam’da dövme yasaktır.
2000’li yıllardan önce modern dövmeler marjinal olarak adlandırılan, yani toplum tarafından dışlanan kişiler tarafından yapılıyordu. Dövmeler marjinalliğin dışına çıkınca popüler oldu. Geleneksel dövme sınırlı bir şekilde kullanılsa da modern dövmede bu sınırlamalar tamamen ortadan kalkmış, dövme yapmak toplumsal damgalama ve kültürel zorunluluktan uzaklaşarak bireysel hale gelmiştir. Birey, toplumla ilişkisini cildine yaptırdığı dövme aracılığıyla kurar.
Dolayısıyla dövmelerin bireysel kimlik oluşturmada bir araç olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü kimlik oluşturulurken kişinin görünüşü ve bedeni birincil öneme sahiptir ve benlik, kişinin ne yaptığına değil nasıl göründüğüne göre şekillenir. Dövme şekli ile yaşam tarzı arasında belli bir ilişki vardır. Bireyin kendisini toplumsal olarak konumlandırmasına ve çeşitli aidiyet kalıplarını geliştirmesine yardımcı olan kültürel bir pratik olarak adlandırılabilir. Bazı kişiler için dövme sosyal statünün bir göstergesidir. Grup kimliğinin bir göstergesi olarak bireyin bağlı olduğu meslek grubu, kabile veya mezhep gibi sosyal topluluğu da ifade edebilir. Dövme vücudun sosyokültürel yönüyle ilgilidir. Beden sosyal olarak inşa edilmiştir. Dövme geleneği kentsel alanlarda büyüyen bir endüstridir. Dövmelerin özellikle gençlerin beden algısı ve uygulamaları açısından tartışılması tüketim toplumunun dinamikleriyle ilişkilidir. Dövme-popülerlik, dövme-sosyal dışlanma ilişkisi diğer önemli konulardır.
Bauman ve Giddens sosyal normların bedendeki öneminden bahsediyor. Dövme vücudun normlara göre şekillendirilmesidir. Türkiye’de dövme sektörü son yıllarda 70 milyon TL’lik büyüklüğe ulaştı. 5300 yıllık bir geçmişe sahiptir. Dövme kavramı sosyal kimlikle ilgilidir. Kimlik, kültür ve eğitim düzeyiyle ilişkilendirilebilir. Yazılı ve görsel medyanın dayattığı ideal beden algısını da bağdaştırabiliriz. Aynı zamanda muhalif gruplarla da ilişkilidir.
Sosyolojide genç olmak statüyle ilişkilendirilir. Bunu gençlik kültürüyle de ilişkilendirebiliriz. Batı, Amerikanlaşma ve küreselleşme gençlik kültürünü etkiliyor. Bauman özgürlüğün budandığını söylüyor. Özgürlük tüketici olmak demektir. Tüketim aynı zamanda sosyal statüyü de belirler. Sembolik etkileşimcilik bireyi ön plana çıkarır. Sembolik etkileşimcilik, sosyal etkileşim sürecinde sembollerin etkili olduğunu savunur. Sosyal etkileşimcilik bedenden etkilenir.
Fenomenoloji ise beden ile toplum arasında diyalektik bir ilişkinin varlığına işaret etmektedir. Husserl’e göre beden bir algılama aracıdır. Bir başka deyişle dövme, cinsiyet rejiminin vücut üzerindeki görüntüsüdür. Çok uzun zamandır erkek olmakla ilişkilendirilmiştir. Dövmeler artık erkeklerde olduğu gibi kadınlarda da görülüyor. Cinsiyete göre değişen en önemli faktörler dövmenin vücuttaki yeri, büyüklüğü ve şeklidir. Erkek dövmeleri güçlü, sert mesajlar içerirken kadın dövmeleri daha estetik, daha nazik motifler içerir. Dövme yapmanın acı verici bir uygulama olması aynı zamanda güç ve cesaret sahibi olmakla da ilişkilidir. Postmodernite insan bedenini bir tüketim nesnesine dönüştürüyor.
Toplumsal yaşamı toplumun normları üzerinden tanımlayan bireyler, dövmeli bireyleri olumsuz tanımlayıp sapkın olarak etiketleyebilmektedir. Dövmelerin olumsuz toplumsal imajı göz önüne alındığında, dövme ile suç eğilimi, cinsel sapkınlık, değer eksikliği veya kişilik bozuklukları arasında bağlantı kurulmakta, dövmeler normalden sapma ve uyumsuz davranışlarla ilişkilendirilmektedir. Günümüzde dövmeler olumsuz bir çağrışım olarak bireyin dışlanmasına ve ötekileştirilmesine neden olabilmektedir.
Bireyler için tüketim, kendini ifade etme, toplumda var olma, kimlik ve benlik yaratma aracıdır. Bu tüketime dövmeler de dahildir. Dövmelerin yaygın kullanımı, sınırları aşması ve cinsiyet değiştirmesi, tüketim kültürüne asimile edildiğini gösteriyor.
Bir yanıt yazın
Yorumlar (0)