EMROLUNDUĞUN GİBİ DOSDOĞRU OL! (HÛD: 112)

  Allahu Teâlâ bize böyle istikamet veriyor. Sadece doğru ol demiyor, dosdoğru ol diyor.  Bazıları da  “ Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.’’ Demiş , atasözü olmuş, darb ı mesel  olmuş.  Peki  nedir doğru?, doğruluk nasıl olmalıdır? Dosdoğru olmak ne demektir?   Geometrideki doğrudan başlayalım. İki nokta arasındaki en kısa çizgiye doğru denir. Yani yolu, işi, […]

A+
A-

 

Allahu Teâlâ bize böyle istikamet veriyor. Sadece doğru ol demiyor, dosdoğru ol diyor.  Bazıları da  “ Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.’’ Demiş , atasözü olmuş, darb ı mesel  olmuş.  Peki  nedir doğru?, doğruluk nasıl olmalıdır? Dosdoğru olmak ne demektir?

 

Geometrideki doğrudan başlayalım. İki nokta arasındaki en kısa çizgiye doğru denir. Yani yolu, işi, lafı dolandırmadan,  başı ve sonu arasındaki şeyleri düz bir çizgi gibi anlatmak, göstermek, yaşamak  lazım.

 

İşte doğruluk; bir işi hakkını vererek, gerekli enerji  ve zamanı  harcayarak, bütün kuralları uygulayarak, işi en iyi şekilde yapmaktır. Bu  tanıma uymayan işlerin hepsi yanlış yapılmış demektir.  Hiçbir yanlış işten doğru sonuç çıkmayacağı için şeklen veya içerik olarak yanlış barındıran işlerin neticesi de kötü olur, yanlış olur.

 

Davranışta doğruluk;  İnsanoğlunun anlam taşıyan her davranışı, her hareketi de doğru olmak zorundadır. Yani toplumun kabul ettiği, milli ve manevi değerlerimize, inançlarımıza uygun;  muhatabında insani ve estetik duygular uyandıran, davranışlar olmalıdır. Davranışlarımız aynı zamanda sahtelik ve yapmacıklıktan uzak, samimi, içten davranışlar olmalıdır. Bu özellikleri taşımayan davranışlar kişi ve toplumlarca yadırganır, hoş karşılanmaz.

 

Düşüncede doğruluk;  Allah’ın bize vermiş olduğu en önemli özelliklerden biri de şüphesiz düşünme yeteneğimizdir. Hatta insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğimizdir düşünebilmek.  Bunun için Allah C.C Kuran-ı Kerim’in birçok ayetinde  bizlere  ‘’hala düşünmez misiniz?’’  diye  sorar. O halde bizler bu yeteneğimizi de en iyi ve güzel şekilde kullanmalıyız. Bizi iyiye, güzele götüren düşünceler doğru düşüncelerdir. Yanlışa, kötüye, çirkine götüren düşünceler de yanlış düşüncelerdir.  İnsanlığın ve içinde yaşadığımız toplumun yararına olan düşünceler doğru düşüncelerdir. Bunun aksi düşünceler de yanlış düşüncelerdir.  Milli ve manevi değerlerimize uyan düşünceler doğru düşüncelerdir. Allah C.C. Koymuş olduğu yazılı kurallara ve tabiat kanunlarına –ki  bunlar da aslında bir ayettir. Yer çekimi kanunu gibi) uyan düşünceler doğru düşüncelerdir.  Doğru düşünceler bizleri doğru  davranışlara yönlendirir.  O halde bizler düşüncelerimizde de doğru olmak zorundayız.

 

Duyguların doğruluğu; Duygularımız çoğu zaman istem dışı olmakla beraber  içinde bulunduğumuz maddi (seküler) ve manevi  ortamlar duygularımıza yön verir. İnsan  yaratılış olarak eşref i mahlukattır( yaratılmışların en şereflisi ) ama aynı zamanda esfel-i safilin (aşağıların en aşağısıdır).  Duygularımız da bu iki uç arasında gider gelir. Hangi tarafa yöneleceğimize aklımız ve bilgimizle karar veririz. Eğer aklımız ve bilgimiz dışındaki iç güdü ve dürtülerimizle hareket ediyorsak  ya ruhen hastayızdır ya da insanlıktan çıkmışızdır.  Bunun da örneklerine insanlık tarihinde ve günümüzde sıkça rastlamaktayız.  Biz yaratılışımızın gereği olarak  zaten iyiye, doğruya ve güzele daha meyilliyiz. Bunun gereği olarak duygularımızı da zaman zaman tartmak ve gözden geçirmek zorundayız.

 

Sözde(kelamda)  doğruluk;   Sözü doğru söylemektir. Sözün içeriği ne olursa olsun söz, dilin kurallarına uygun söylenmelidir.  Yani gramer, imla, yazım vb  temel dilbilgisi kurallarına uygun söylenmelidir.

 

Ayrıca sözün içeriği de kesinlikle doğru olmalıdır. Gerçekliği kesin olmayan hiçbir bilgi sözün konusu olmamalıdır. Yanlış bilgi, durum , düşünceler sözün  içeriği olmamalıdır. Hele hele bir bilginin yanlış olduğunu bile bile söze konu olması amiyane tabirle ‘’yalandır’’.  Bunu yapan da yalancıdır.

 

Sözün doğruluk yanında aynı zamanda belağat , estetik, güzellik özelliği de taşıması gerekir. Özetle sözde doğruluk; Doğru içerği doğru cümlelerle estetik bir biçimde söylemektir. Bunu yapabilenler toplumlarca sevilir , sayılır, değer  verilir. Bu kişiler aynı zamanda bilgisine ve doğruluğuna  güvenilen kişiler olduğu için toplum içinde emin (güvenilir), kanaat önderi,  ak saçlı, aksakallı, ombudsman gibi  isimlerle de anılır.

 

            Yunus Emre nin dediği gibi;

Söz ola kese savaşı söz ola bitüre başı

Söz ola agulu aşı balıla yağ ide bir söz

 

Yine söz ile ilgili olarak , ‘’her doğru her yerde söylenmez’’ atasözümüz de var.  Burada anlatılmak istenen,  seni anlayacak bir muhatap ya da kitle yoksa  doğru da olsa söylememek ve susmak hayırlıdır.

 

O halde bize düşen yazımıza ser-name (başlık) olan ayette  Yüce Rabbimizin buyurduğu gibi ‘’DOSDOĞRU’’ olmaktır. Biz dosdoru olduğumuzda  eğriler ve yanlışlar daha net ortaya çıkacak, toplum ve fert bazında doğrular çoğalacak ve eğriler hakettiğini bulacaktır.  Haset edenler iflah olmayacak, düzenbazların düzeni ayaklarına dolanacak, kuyu kazanlar kazdıkları kuyuya düşeceklerdir.  Bunu kitaplarda böyle gördük, ecdadımızdan böyle işittik ve yaşamımızda böyle tecrübeler edindik.

 

Rabbim bizleri muhatap aldığı  ”EMROLUNDUĞUN GİBİ DOSDOĞRU OL!” (HÛD: 112) ayetine  her yönüyle uygun yaşamayı nasip etsin.

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir