MEVSİM SONBAHAR…
Sıcak geçen yaz günlerinin ardından sonbahardan gün aldık çok şükür. Şu yazının kaleme döküldüğü sıralarda bulutlar, masmavi gökyüzü kül rengi bir atlas gibi kapamış ve yer yüzüne çarpan yıldırımların insanı...
?44 Günlük Vatan Muharebesi? olarak da adlandırılan İkinci Karabağ Savaşı Azerbaycan?ın mutlak zaferiyle…
“44 Günlük Vatan Muharebesi” olarak da adlandırılan İkinci Karabağ Savaşı Azerbaycan’ın mutlak zaferiyle sonuçlanması ve bu zaferin Moskova’nın arabuluculuğunda imzalanan üçlü mutabakat metniyle tescillenmesi sonrasında toprak bütünlüğünü sağlayan Azerbaycan, sadece kendi sınırlarını güvence altını almak üzere Ermenistan’la barış müzakereleri yürütmekle yetinmemiş aynı zamanda bölgede barış ve istikrarın sağlanması için bölgesel bir işbirliği platformu önerisinde bulunmuştur. Türkiye’nin de güçlü desteğini arkasına alan ve 3+3 platformu olarak adlandırılan bu öneriyle üç Kafkas ülkesi (Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan) ile üç komşu ülkenin (Türkiye, Rusya Federasyonu ve İran) içinde yer aldığı bölgesel bir işbirliği ve dayanışma platformu kurulması hedeflenmiştir.
Bu platformun temel amacı iki asırdan fazla bir süresidir güç mücadelesine, savaş ve işgale maruz kalmış Güney Kafkasya’da bozulan istikrarı yeniden sağlamak, bölge ülkeleriyle komşu ülkelerin işbirliği ve dayanışmasıyla bölgede mevcut sorunlarına sürdürülebilir çözümleri üretmektir. Bu platformun söz konusu belirlenen hedefleri gerçekleşebilir nitelikte ve güçte olup olmayacağı konusunda ciddi tartışma ve tereddütler bulunmakla birlikte böyle bir platformun hem bir bütün olarak üye ülkeler hem de ikili bazda ülkeler arasında birtakım sorunların müzakere edilebilmesine ve ülkeler arasında diyalog zeminini oluşturmasına ciddi katkı sağlayacağı şüphesizdir.
Bilindiği üzere platforma üye ülkelerinden bazıları izledikleri politikayla bizzat bölge yaşanan mevcut sorunların kaynaklık etmektedirler. Bunların başında Rusya yer almaktadır. Çarlık ve SSCB Rusya’sı dönemleri de dikkate alındığında Güney Kafkasya’da bugün yaşanan birçok sorunun kaynağı Rusya’nın bölgeyi işgal etmesi ve kendi politikaları çerçevesinde şekillendirilmesinden kaynaklanmaktadır. SSCB’nin dağılmasından sonra her ne kadar Rusya bölgeden çekilmiş olsa da sürekli olarak bu bölgeyi arka bahçesi olarak görmüş, farklı gelişmeler karşısında dolaylı ya da dolaysız bir şekilde müdahalede bulunmuştur. Rusya’nın bölge ülkelerine müdahale ya da müdahale ihtimali her zaman için bölgenin istikrarı açısında tehdit teşkil etmektedir. Rusya’nın Gürcistan’a müdahalesi ve Ermenistan ile ilişkileri bu duruma tipik örnek oluşturmaktadır.
Batı’nın teşviki ve Rusya’nın fiili öncüllüğü (Dönemin Türkiye ve Azerbaycan yönetiminin dolayla olarak müsaade etmesiyle) bölgede kurulan Ermenistan’ın ilerleyen dönemlerde Azerbaycan topraklarını işgal etmesi yanında Azerbaycan ve Gürcistan’dan toprak talebinde bulunması bölgeyi istikrarsızlığa götüren önemli bir unsur olmuştur. Her ne kadar Azerbaycan, 44 Günlük Vatan Muharebesi ve 23 saatlik Lokal Anti-Terör Operasyonuyla işgaldeki topraklarını kurtarmışsa da Batı’nın desteğini arkasına alan Ermenistan’ın sınırların belirlenmesinde isteksizliği ve ikircikli tutumu yanında mevcut Anayasa’sında hala komşularından toprak talebi içeren hükümlerin yer alması başta Azerbaycan olmak üzere bölgenin barış ve istikrarı için ciddi tehdit oluşturmaktadır. Ermenistan ile yakın ilişkiler kurarak Azerbaycan ve Türkiye’nin bölgedeki etkisini dengelemeye çalışan İran’ın çevrilmiştik korkusu ve ülkede yaşayan Türk nüfusunun milliyetçi duygularının kontrol altında tutulmasına yönelik izlediği politika İran’ı bölgesel istikrara yönelik oluşturmak istenen birçok oluşuma mesafeli durmasına neden olmuştur.
Tüm bu dezavantajlı durumlara rağmen 3+3 platformun üçüncü toplantısını Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul gerçekleştirmiş olması büyük önem arz etmektedir. Dünyanın kaos ve krize sürüklendiği, bölgesel savaşları ayyuka çıktığı, İsrail’in pervasızca Orta Doğu’da tüm dünyanın gözü önünde, ABD ve AB’nin desteğiyle katliam ve soykırımı gerçekleştirdiği bir konjonktürde bölgesel işbirliğine yönelik bir dayanışma platformun üyeleri bir araya gelmesi ve sorunların diyalog yoluyla çözülmesi yönünde çağrıda bulunması barışçıl dünya özlemine umut ışığı olmuştur. Rusya ile yaşadığı sorun dolayısıyla toplantıya Gürcistan katılmaz iken, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov katılım sağlamıştır.
Toplantıda ev sahibi olarak hitap eden dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan, “Yakın coğrafyamızda yaşadığımız çalkantılı süreçler, savaşlar, Ortadoğu’da İsrail’in insani felaket ve zulüm sarmalı, bölgesel düzeyde diyalog ve işbirliğinin ne kadar önem arz ettiğini bir kez daha ortaya koyuyor” ifadesinde bulunarak, Güney Kafkasya’daki barış ve istikrar arayışlarının da bu kapsamda ele alınması gerektiğini ifade etti. “Bölgesel sahiplenme anlayışımız, sorunları doğrudan ilgili devletlerin çözmesi gerektiğine dayanıyor” hususuna vurgu yapan Fidan, Güney Kafkasya’daki tüm konuların ele alınabileceği 3+3 platformun önemine dikkat çekerek, Güney Kafkasya’yı ilgilendiren tüm meseleleri masaya yatırarak, bölgesel sahiplenme anlayışına dayalı çözüm yolları geliştirmenin ana hedefleri olduğunu belirtmiştir. Fidan, Azerbaycan ile Ermenistan arasında devam eden barış antlaşması müzakerelerinin Türkiye tarafından desteklendiğini, bu sürecin yanı sıra Türkiye’yle Ermenistan arasında da bir normalleşme sürecinin başlatıldığını belirtmesi öngörüldüğünü belirtmiştir.
Toplantının sonunda imzalanan ortak bildiride önemli hususlara değinilmiştir. Bildiride, önceden Moskova ve Tahran’da düzenlenen toplantılara değinerek, bölgesel ve uluslararası barış ile istikrarı tehlikeye atan mevcut karmaşık gelişmelerin ortasında platformun tekrar bir araya gelmesinin önemini vurgulanarak ve 3+3 formatında işbirliğini daha da güçlendirmeyi kararlaştırıldığı hususu ifade edilmiştir. Bildiride “Birleşmiş Milletler (BM) Şartı ilkelerinin tamamına işaret ederek karşılıklı çıkarları gerçekleştirmeye yönelik ortak çabalardan kaynaklanan iyi komşuluk ilişkilerine sahip olmanın kritik gerekliliği ışığında, ihtilafların barışçıl çözümü, egemenliğe saygı duyulması, siyasi bağımsızlık, toprak bütünlüğü, uluslararası kabul görmüş sınırların dokunulmazlığı, ülkelerin iç işlerine müdahale edilmemesi, güç tehdidi veya kullanımının yasaklanması ve insan haklarına saygı duyulmasının önemini” teyit edildiği vurgusu yapılmıştır. Bölgesel güvenin tesisi, refah ve istikrar için ekonomik işbirliğinin oynadığı yapıcı role ve bunun ihtilaflı konuları dönüştürerek ekonomik ve ticari gelişim fırsatlarıyla bölgedeki herkese katkı sağladığına dikkati çekerek ulaşım, iletişim, ticaret, enerji, yatırım gibi alanlarda işbirliği fırsatlarını daha da artırmak için çalışmaya karar verildiğini vurgusunda bulunulan bildiride, ikili görüşmelerin, sürdürülebilir bölgesel barış ve ekonomik kalkınmaya yönelik çok taraflı istişareleri tamamlayacağı konusunda mutabık kalındığı, “3+3” platformunun kapılarının Gürcistan’ın katılımı için her zaman açık olacağını yönünde Gürcistan’a çağrı yinelenmiştir.
Ermenistan’ın diaspora ve Batı baskısı altında olması nedeniyle bölgenin gerçeklerine uygun bir politika izleyememesi ya da politika oluşturamaması, Gürcistan’ın henüz platforma katılmamış olması nedeniyle bu platformun beklentileri karşılamayacağı yönünde birtakım görüşler ileri sürülse de diyalog ortamı oluşturan bu platformun her halükarda bölgenin istikrarına katkı sağlayacağı kuşkusuzdur. Rusya ile olan sorunları nedeniyle platforma katılmayan Gürcistan’ın ikili düzeyde Türkiye ve Azerbaycan’la iyi ilişkiler içinde olması bu platforma alınan kararlara dolaylı da olsa iştiraki mümkün olacaktır. Ermenistan’ın gerçekçi ve bağımsız bir politika oluşturması ve İran’ın yersiz korkularından sıyrılarak Türkiye ve Azerbaycan’la iyi komşuluk hukukuna yarışır dürüst bir politika izlemesi halinde bu platformu bölgesel istikrar ve barışa sunacağı katkı daha yüksek olacaktır.
Bir yanıt yazın
Yorumlar (0)