Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde düzenlenen, bu yıl 10’uncu kez kapılarını açan Dünya Helal Zirvesi’ne katıldı. Helal Expo’nun küresel arenadaki en büyük helal organizasyonu olarak kabul edildiğini vurgulayan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, "Bu sene de etkinliklerimizi Filistinli kardeşlerimizin topyekun hedef alındığı İsrail’in katliamları ve soykırımının gölgesinde gerçekleştirmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz Bu saldırılarda maalesef kayıtlı 45 bine yakın, kaydı tespit edilemeyenleri de dahil ettiğimizde 54 bine yakın şehidimiz var. Gerek Gazze gerekse Batı Şeria’da çok büyük bir yıkım söz konusu. Bu sabah itibarıyla Lübnan’da ateşkes kararı yürürlüğe girdi, bunun en kısa zamanda Gazze’de, Filistin’de de olması için çabalarımızı, baskılarımızı artırıyoruz” dedi.
“Helal EXPO fuarında da Filistin’in partner ülke yani şeref misafiri ülke olması kararını aldık ve Filistin’e 700 metrekareden fazla bir stant alanı sağladık”
Fuarda Filistin vurgusu yapan Bakan Bolat, "Türkiye Cumhuriyeti olarak 2 Mayıs’ta İsrail’le hem ihracat hem ithalatta bütün ticaretimizi durdurduk ancak Filistin Devleti’nin ve hükümetinin, Filistin ekonomisinin yaşatılması ve oradaki 6 milyon Filistinli kardeşimizin ihtiyaçlarının karşılanması noktasında özel bir mekanizma ile, sıkı kurallar çerçevesinde Filistin’e yönelik ihracatı varış yeri Filistin ve ithalatçıları Filistinli olmak kaydıyla devam ettiriyoruz. Yine Filistin hükümetinin ekonomisinin ticaretinin yaşatılması için önemli gümrük vergisi, tarife kolaylıkları sağladık. Ticaret Bakanlığı olarak Helal EXPO fuarında da Filistin’in partner ülke yani şeref misafiri ülke olması kararını aldık ve Filistin’e 700 metrekareden fazla bir stant alanı sağladık, 30’a yakın Filistinli firma burada Filistin ürünlerini sergiliyorlar” şeklinde konuştu.
“Bundan 20 yıl önce Müslüman ülkelerin kendi aralarındaki ticaretin, dünya ile yaptıkları ticaret içindeki payı yüzde 10 bile değildi”
Bakan Bolat, sözlerine şöyle devam etti: “İslam dünyasının kardeşliği, ekonomik entegrasyonu, ticarette birbiriyle alışverişini arttırması hedefleri doğrultusunda gerçekleştirilen etkinlikler çok önemli. Gösterilen çabalar boşa gitmiyor. Bundan 20 yıl önce Müslüman ülkelerin kendi aralarındaki ticaretin, dünya ile yaptıkları ticaret içindeki payı yüzde 10 bile değildi, bugün bu oran yüzde 19’a yükseldi. İİT’nin, İSEDAK’ın hedefi bu payı orta vadede yüzde 25’e yükseltmek. Biz 22 yılda bütün dünya ülkeleriyle olduğu gibi özellikle İslam ülkeleriyle ticareti geliştirme noktasında çok büyük çabalar sarf ettik. Geldiğimiz noktada İslam ülkeleriyle Türkiye’nin ticaretini, Türkiye’nin toplam ticaretindeki payı 2002’de yüzde 11 iken, geçen yıl yüzde 26’ya yükselttik. Birkaç yıl içinde bu payı yüzde 30’a, 2030’lara doğru yüzde 35’e yükseltmek için var gücümüzle çalışıyoruz.”
"2023 itibarıyla finans sektörü hariç küresel helal pazarı 2,6 trilyon dolara ulaştı"
Helal belgeli ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi, dünyada helal kavramının yaygınlaşması ve ticarette helal belgeli ürünlerin sayısının artması konusunda büyük ilerlemeler sağlandığına dikkat çeken Bakan Bolat, "Sadece gıda ve içecekte değil, kozmetikte, tekstilde, ilaçta, finansta turizm ve seyahatte de helal alanı, helal ticaret hızla büyümektedir. 2023 itibarıyla finans sektörü hariç küresel helal pazarı 2,6 trilyon dolara ulaştı. Bunun içinde gıda sektörü yaklaşık 1,9 trilyon dolar seviyesiyle en büyük segmenti oluşturmakta. Türkiye olarak biz de Ticaret Bakanlığı bünyesinde Helal Akreditasyon Kurumu’nu kurduk ve helal çalışmalarına destek vermekteyiz. Bu çerçevede 25’i yurt içi, 27’si yurt dışı kuruluşlar, 16’sı da laboratuvarlar olmak üzere toplam 68 kuruluşa helal akreditasyon verebilme yetkisi, belgelendirme sertifikası verildi. Bu 68 kuruluşun çalışmaları başladı, 95 karar alındı ve toplam 2 binin üzerinde kuruluş helal ve bu kuruluşların ürünleri helal akreditasyon kapsamına alınmış bulunmaktadır. Bu çalışmalar hızlanarak devam edecek” diyerek sözlerini tamamladı.
Fuar katılan bakanlar arasında yer alan KKTC Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, ’’Bu önemli platform, yalnızca turizm ve sağlık sektörlerinde yeniliklerin paylaşılmasını değil, aynı zamanda farklı kültürler, inançlar ve ülkeler arasında güçlü iş birlikleri kurulmasını sağlayan değerli bir buluşma noktasıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, turizm ve eğitim adası olmakla birlikte her yıl gelişen ve ilgi gören bir ada konumundadır. Turizmi sadece güneş, deniz ve kumsal üçgeni ile sınırlandırmıyoruz. Ülkemiz, sağlık turizmi ve helal turizmi gibi alternatif alanlarda da güçlü bir potansiyel sunmaktadır. Özellikle sağlık turizmi konusunda, yüksek standartlara sahip hastanelerimiz, uzman doktorlarımız ve uygun maliyetli hizmetlerimizle dünya genelinde önemli bir destinasyon olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Geleneksel tedavi yöntemlerimizin yanı sıra modern tıp alanında sunduğumuz hizmetler, bizi bu sektörde ayrıcalıklı bir konuma taşımaktadır. Ülkemizin ılıman iklimi ve bakir kalmış doğası sayesinde özel tedaviye muhtaç hastalar içinde fayda sunmaktadır. Helal turizm, yalnızca Müslüman turistler için değil, etik ve sürdürülebilir seyahat deneyimleri arayan tüm turistler için önemli bir kavram haline gelmiştir. KKTC, bu alanda inanç temelli hassasiyetlere uygun turizm anlayışını benimseyerek, misafirlerimize huzurlu ve güvenli bir tatil sunmayı hedeflemektedir. Dünya Helal Zirvesi’nin, helal turizmin standartlarını yükseltmek ve bu sektörde küresel iş birliklerini güçlendirmek adına önemli bir zemin oluşturacağına inanıyorum. KKTC olarak, bu alandaki çalışmalara aktif katkı sağlamaya hazır olduğumuzu da vurgulamak isterim. Bu fuar ve zirve, ülkeler arasındaki iş birliğini artırmak için eşsiz bir fırsat sunmaktadır. KKTC olarak, turizm ve sağlık alanlarında ortak projeler geliştirmek, yeni yatırımcılara kapılarımızı açmak ve küresel ölçekte daha fazla iş birliği gerçekleştirmek istiyoruz’’ dedi.