*Prof. Dr. Mehmet YÜCE
Yedinci dönem Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisinin ilk oturumuna katılan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan’ın yeni dönemde öncelikleri diğer bir ifadeyle yol haritası konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Öncelikle belirtmeliyim ki, sayın Aliyev’in konuşma metinleri çok güzel ve dolgun olarak hazırlanmaktadır. Bu metinler adete bir makale titizliğinde ve bir kitap dolgunluğunda bilgi içermektedir. Aliyev’in tane tane ve net konuşmasıyla bu metinler adeta bir bilgi şölenine dönüşmekte ve belirlenmek istenen hususlar çok açık bir şekilde anlaşılmaktadır. O nedenle insan sıkılmadan ve zevkle sayın Aliyev’i dinleyebilmektedir. Konuşma metinlerinin tam olarak yayınlanması kanaatimce kamuoyunun aydınlatması yanında araştırmacılar için de önemli bir kaynak teşkil etmektedir.
Önceki yazılarımda da belirtiğimiz üzere siyasi tarih açısından Azerbaycan’ı Karabağ Zaferi öncesi dönem ve sonrası dönem şeklinde iki döneme ayırmak mümkündür. Karabağ Zaferi öncesi dönem, topraklarının %20’si işgale altında olan ve bu topraklardan göç eden büyük bir göçmen kitlesine ev sahipliği yapan, işgal altındaki Karabağ konusunda uğradığı haksızlığı dünya kamuoyuna anlatmaya çalışan, Karabağ sorunu hal etmek üzere kurulan AGİT-Minsk grubunun Ermeni yanlı tutumuna rağmen bu oluşum karşısında tezlerini ciddi bir şekilde savunan, silahlı kuvvetlerinin talim ve teçhizi konusunda ciddi bir çalışma içinde olan bir Azerbaycan söz konusuydu. Karabağ zafere ve 23 saatlik lokal anti-terör harekâtından sonra işgal altındaki arazilerini kurtararak toprak bütünlüğünün sağlamış, ordusunun gücü ve savaş manevrasını tüm dünyaya göstermiş, AGİT-MİNSK Grubunun 30 yıldır sürüncemede bıraktığı Karabağ sorunu çözmüş, bölgede istikrar sağlamayan, Türk Devletleri Teşkilatının lokomotif ülkesi rollünü üstlenmeye çalışan ve çok yönlü denge politikasıyla küresel sorunlarda etkin rol oynayan ve güçlü ekonomiye sahip bir Azerbaycan’ı görüyoruz. O nedenle yeni Azerbaycan’ın değişen misyonuna karşın yönetim erkinin yeniden oluşturulması üzere önce cumhurbaşkanlığı seçimi erkene alınmış, ardında parlamento seçimi yenilenmiştir.
Erkene alınmış parlamento seçimi (1 Eylül 2024) sonrası oluşmuş yeni dönem meclisin açılış toplantısına (23 Eylül 2024) katılan sayın Cumhurbaşkanı Aliyev, yeni seçilen parlamenterlerin dikkatlerini ülkenin öncelikleri çevirmiştir. Konuşmasında ülkede yapılan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri, bağımsız Azerbaycan’ın tarihinde ilk kez tüm ülke genelinde gerçekleştirilmiş olduğundan dolayı bunun tarihi bir olay olduğu vurgulayan Aliyev, Azerbaycan halkı, güçlü bir irade ve birlik göstererek 30 yıl süren işgale son verdiğini, bu nedenle 2024 yılı bu açıdan tarihte kalıcı bir yıl olacağını, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri tüm bölgelerde yapılarak Azerbaycan halkı bir kez daha iradesini ortaya koyduğu hususlarını dile getirerek konuşmasına “İkinci Karabağ Savaşı ve antiterör operasyonu sonucunda egemenliğimizin tamamen yeniden sağlanması, ülkemiz için yeni fırsatlar ve ufuklar açmaktadır. 30 yıllık işgal geride kaldı. Şimdi ülkemiz geniş çaplı inşa ve kalkınma çalışmalarına adım atmış durumda ve sonuçlar gözle görülmektedir. Son 3-4 yıl içinde ülkemizin uluslararası konumu daha da güçlendi. İkinci Karabağ Savaşı ve antiterör operasyonunun sonuçlarını tüm dünyaya kabul ettirebildik. Halbuki bunu kabul etmek istemeyen ülkeler ve çevreler vardı ve bugün de var. Hepimiz çok iyi görüyoruz ki, bize karşı haksız suçlamalar ve çifte standartlara dayalı suçlamalar devam etmektedir. Ancak bu, ne bizim irademize ne de halkımızın iradesine hiçbir şekilde etki edemez.” ifadeleriyle devam etti.
Cumhurbaşkanına göre Yeni Azerbaycan’ın ilk önceliği ülkenin askeri gücünün artırılmasıdır. Sayın Cumhurbaşkanının ifade ettiği gibi İkinci Karabağ Savaşı ve antiterör operasyonu geride kalmış olmasına rağmen, dünyada yaşanan süreçler, yeni çatışma ve savaş bölgelerinin oluşması, dünyada ve yakın coğrafyada gerginliğin artması ve aynı zamanda Ermenistan'daki rövanşizm eğilimleri, başta Fransa olmak üzere Batı’nın Ermenistan’ı silahlandırması yanında İran ve Hindistan’ın bölgede izledikleri politikalar Azerbaycan’ın daima teyakkuzda olmasını zorunlu kılmaktadır. Aliyev, Azerbaycan’ın askeri gücünün artırılmasında nedenini şu cümlelerle dile getirmektedir:
“Askeri imkanlarımız, gücümüz olmasaydı, topraklarımızı işgalcilerden asla kurtaramazdık. Şimdi dünyada sadece siyasetle ilgilenenler değil, bence tüm insanlar uluslararası hukuk anlayışının tamamen sarsıldığını görüyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra oluşan güvenlik mimarisi artık mevcut değil, “Kim güçlü ise o haklıdır” prensibi ön plana çıkıyor ve artık bazı büyük devletler bunu gizlemiyorlar bile. Bizim ise politikamız aslında uzun yıllardır bu yönde yürütülüyordu. İşgal döneminde öncelikli görevimiz, askeri gücümüzü artırmaktı ve her yıl Milli Meclis’te devlet bütçemiz onaylandığında herkes görüyordu ki, en büyük harcama askeri harcamalardı. Bugün de böyle olmalıdır.”
Aliyev’e göre Azerbaycan’ın önemli önceliklerinden biri de Karabağ ve Doğu Zengezur’u yeniden inşa etmektir. Gerçekten Karabağ’ın işgalden kurtarılmasından bu yana Ermenistan tarafından tahrip edilen bölgenin yaşam alanına döndürülmesi ve kalkınması için Azerbaycan ciddi bir çaba içine girmiştir. Cumhurbaşkanın verdiği bilgiye göre, Karabağ bölgesinde 3 bin kilometre karayolu inşa edilmiş, 70 kilometre uzunluğunda 45 tünel ve 450 köprünün inşası planlanmıştır. Ayrıca demiryolları çalışmaları devam etmekte olup, iki uluslararası havaalanı da hizmete girmiştir. Bölgede özellikle alternatif enerji potansiyeli güçlendirilmekte ve çerçevede üç yıl içinde 270 megavat gücünde hidroelektrik santralleri işletmeye alınmıştır. Bölgede modernler okullar, hastaneler, sosyal tesisler ve akıllı köyler inşa edilmektedir. Bunlar sadece bazıları…
Aliyev’in gösterdiği bir hedef de yerli savunma sanayinin geliştirilmesidir. Savunma sanayi için yeterince bütçe ayırdıklarını, askeri fabrikaların modernizasyon çalışması yaptıklarını, yabancı bazı ortaklarla ortak üretime geçtiklerini, muhtemelen önümüzdeki bir-iki yıl içinde askeri sanayi kompleksinin hem çeşitlilik hem de üretilecek ürünlerin kalitesi açısından önemli mesafe alacağını ifade eden Cumhurbaşkanı konuşmasını şöyle sürdürmektedir: “Burada birkaç hedef güdülmektedir. İlk olarak, yerli askeri sanayi kompleksinin oluşturulması, her ülkenin genel gücünü ve gelişimini gösterir. İkincisi, dış kaynaklara daha az bağımlı olmalıyız. Tabii ki, bu bağımlılığı tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmayacak. Bunu bilmeliyiz. Ancak en üst düzeyde yerli üretimle kendimizi sağlamalıyız. Bu alanda, özellikle modern dönemde uygulanan teknolojik yenilikler, genel entelektüel potansiyelimizi güçlendirecektir. Çünkü bu alanda çalışan kadrolar, işlerini tamamen yeni teknolojik ve metodolojik temeller üzerine kuruyor ve kuracaklardır. Binlerce yeni iş yeri yaratılacak. Artık tüm bunlar sadece planlarımız değil, hayata geçirilen projelerdir. Doğal olarak bu projeler hakkında detaylı konuşmaya gerek yok. Sadece belirtmeliyim ki bu da önümüzdeki yılların temel görevlerinden biri olacaktır.”
Aliyev, milli savunma sanayinin geliştirilmesinde önemli bir faktör olarak da günümüzde dünya silah pazarında öncü rol oynayan ülkeler kendi işlerine odaklanmış durumda oldukları, onlar daha çok kendi iç taleplerini karşılamak için çabaladıkları, bu yüzden dünya silah pazarında doğal olarak bir kıtlık oluştuğunu ve bu durumun göz ardı edilemeyeceği hususu göstermektedir. Aliyev, savunma sanayi konusunda özel sektörün önünü açacaklarını da vurgulamıştır.
Aliyev’e göre yeni Azerbaycan’ın önemli hedeflerinden biri de ideolojik güvenlik sağlamaktadır. Kendi ifadesiyle “Çünkü bize karşı ideolojik provokasyonlar devam ediyor. Doğrudur, bugüne kadar hiçbir sonuç vermedi, çünkü bunların karşısında halkımızın güçlü iradesi ve milli ruhumuz duruyor. Herhangi bir ideolojik provokasyonun burada kök salması mümkün değildir. Ancak bununla birlikte bu, bizi rahatlatmamalıdır. Bu yüzden her zaman hazır olmalıyız ve bize karşı yürütülen kirli oyunları ifşa etmeliyiz, tıpkı şimdi yaptığımız gibi; hem resmi olarak, hem kamusal alanda hem de medya alanında. Azerbaycan halkı bugün her şeyi iyi görüyor, her şeyi iyi biliyor - dostumuz kim, düşmanımız kim. Ana kriter, ülkelerin bizim egemenliğimizin yeniden sağlanmasına olan tutumudur, daha ileriye gitmeye gerek yok…
…Hankendi'de Karabağ Üniversitesi'nin açılışında bunu söylemiştim, bir kez daha söylemek istiyorum. Meselenin önemi bunu gerektiriyor ki, genç neslin milli ruhla yetişmesi sadece sözlerden ibaret değil. Bu, Azerbaycan’ın gelecekteki gelişiminin ana güvencesidir, çünkü ülkeleri insanlar yönetir. İnsanların düşünceleri, fikirleri, cesareti ya da tamamen farklı olumsuz özellikleri ve ülkelerin düştüğü durum büyük ölçüde buna bağlıdır. Bu yüzden hem bilgili, hem de vatana bağlı bir genç nesil yetiştirilmelidir.”
Aliyev’e göre Azerbaycan’ın en önemli hedeflerinden biri de iktisadi kalkınma ve sosyal refahı geliştirmektir. Sayın Aliyev, konuşmasında sekiz ayda ekonomi yüzde dörtten fazla büyüdüğü (petrol dışı sektörde bu oran yüzde yedi), dış borcun azalarak GSYİH’nın %7’5’e düştüğü, neredeyse tüm ana kredilerin geri ödendiği, hali hazırda dış borçların yaklaşık 5,3 milyar dolardır civarında olduğu ve bunu bir günde ödenebileceği, vatandaşların sosyal refahını iyileştirmek için ekonomi sürekli gelişmesinin gerektiği, 2018’den bu yana dört sosyal reform paketi uygulamaya koyduklarını, bu sosyal reform paketinin tutarı 7 milyar manattı bulduğu, 4 milyon insanın bu paketten yararlandıkları, son beş yılda Azerbaycan’da asgari ücret 2,7 kat, asgari emekli maaşı ise 2,5 kat arttığı, gelecek yıldan itibaren asgari ücret ve asgari emekli maaşı yine artırılacak talimatı verdiğini dile getirmiştir.
*Bilim İnsanı-Akademisyen