13-01-2025 00:38:07

Zafer Ercan Yazdı: Her Gün Kendini Zehirlemek

Bağımlılığı, gıda zehirlenmesi gibi düşünün. Birinin her gün, bilerek ve isteyerek, vücuduna zarar veren bir...
Zafer Ercan Yazdı: Her Gün Kendini Zehirlemek

 

Zafer Ercan / Ayık Yaşam Koçu-Yazar

Bağımlılığı, gıda zehirlenmesi gibi düşünün. Birinin her gün, bilerek ve isteyerek, vücuduna zarar veren bir maddeyi tükettiğini hayal edin. Gıda zehirlenmesi geçiren bir insanın hissettiklerini bilirsiniz: “mide bulantısı, kusma, halsizlik ve genel bir çöküş.” Şimdi bunu bir defaya mahsus değil, her gün tekrarlanan bir döngü olarak düşünün. İşte bağımlılık tam da böyle bir süreçtir. Gıda zehirlenmesi insan vücudunun korunma mekanizmasına güzel bir örnektir. Zehirlenen beden o zehri atmak için anında mücadeleye başlar. Ve gıda zehirlenmesi yaşayan kişi, misal tavuk yedikten sonra bu semptomları yaşamış ise bir sonraki öğün asla tavuk ve benzeri bir gıda yemez, vücudunun gıdadan oluşan zehirle mücadelesine eylemsel olarak destek verir. Ancak madde bağımlıları ise her gün kendilerini zehirlemeye devam ederler. Gıda zehirlenmesi geçiren biri, bir daha o yemeği tüketmemek için temkinli olur. Ama bağımlı bir birey, her seferinde aynı zararlı maddeyi kullanır ve bu zarar, sadece bedeniyle sınırlı kalmaz. Peki neden? Çünkü bağımlılığın en büyük yalanı, “isteyince bırakırım” devreye girer, bedenen zehirlendiğini göz ardı eder.

Bağımlılığı anlamak çoğu zaman zordur. Bir insan neden bile bile kendine zarar verir, zehri bile bile içmeye devam eder? Neden her gün, sonuçlarını bildiği halde, kendini adeta zehirler? Bu sorular, bağımlı bireylerin yakınlarının zihnini, bu sorunla mücadele ederken her daim meşgul eder durur. Bağımlılık, her gün gıda zehirlenmesi yaşamak gibidir, hem bedeni hem de ruhu yıpratan, yavaş yavaş tüketen bir süreçtir ve zehri durdurmadan bedenen ve ruhen iyileşmek mümkün değildir.

Gıda zehirlenmesi geçirdiğinizi düşünün. Bozulmuş bir yiyecek tüketmişsiniz ve bir süre sonra mide bulantısı, halsizlik ve ağrılar başlıyor. Vücudunuz bu zehre anında tepki veriyor; sizi korumak için harekete geçiyor. Ancak bağımlılıkta işler bu kadar basit değil. Bağımlı bir birey, o zehirli maddeyi ilk kez kullandığında beden bir alarm verir. Baş dönmesi, kalp çarpıntısı, mide bulantısı… İşte tam bu noktada gıda zehirlenmesi karşısında aynı gıdayı bir daha yememe davranışı, madde kullanıcıları tarafından gösterilse kişi bağımlı olmaz, ancak bir süre sonra beden bu zehre alışmaya başlıyor, hatta o zehri talep eden bir sistem inşa ediliyor. Zehirle yaşamaya alışmak, bağımlılığın en acımasız tarafıdır. Kişi zehirlendiğini düşünmez ve bunun için de tedbir almazsa bağımlı olması kaçınılmazdır. 

Gıda zehirlenmesi geçirdiğinizde muhtemelen o yemeği bir daha asla tüketmek istemezsiniz. O anki acı ve rahatsızlık, size net bir ders verir. Ama bağımlılığın en büyük farkı, bu dersin asla alınamamasıdır. Bağımlı birey, zarar gördüğünü bilmesine rağmen aynı zehre tekrar tekrar başvurur. Çünkü beynin ödül mekanizması bozulmuştur. Zehrin getirdiği kısa süreli rahatlama, uzun vadede yıkıcı bir bağımlılığa dönüşür. 

Bu süreci anlamak, özellikle bağımlı yakınları için önemlidir. Bağımlılık bir tercih değil, bir zorunluluk haline gelince çetin bir mücadele verilmesi gerekir, gıda zehirlenmesi gibi birkaç gün içerisinde geçip giden bir sorun değildir. Bağımlı birey, her gün farkında olarak ya da olmayarak kendini biraz daha zehirler. Ancak bu süreci dışarıdan izleyen biri için, bu davranış anlaşılması zor bir seçim gibi görünür. Oysa bu, yalnızca bağımlılığın bir sonucudur. Zehrin etkisindeki bir beden ve zihin, sağlıklı kararlar alma yetisini kaybeder.  O yüzden bağımlı yakınlarının, bağımlı olan ve kendini her gün belirli dozlarda zehirleyene yakınlarını bırakmamaları çok önemlidir. Vazgeçmeden mücadeleyi sürdürmek er ya da geç bağımlıları kurtarır.

Bağımlılığı iyileştirmek için önce bu durumu bir hastalık olarak görmek gerekir. Gıda zehirlenmesi geçiren birini nasıl suçlamıyorsak, bağımlı bireyi de suçlamak çözüm değildir. Onun yerine, zararlı maddeden uzaklaşması için destek olmak ve sağlıklı bir yaşam için ihtiyaç duyduğu yardımı sağlamak gerekir. Ne yapıp edip onu zehirleyen maddenin alınmasını durdurmak baş gerekliliktir. Bağımlılık, yalnızca bir bireyin değil, bir ailenin de zehirlenmesine neden oluyor, zira bu sıklıkla belirttiğimiz gibi bir aile hastalığıdır. Bu yüzden tedavi süreci, sadece bağımlı bireyi değil, onun çevresini de içine almalıdır. 

Her gün kendini zehirlemek, bedeni yıprattığı kadar ruhu da öldürür. Ancak bu döngüyü kırmak mümkündür. Gıda zehirlenmesinde vücut nasıl kendini iyileştiriyorsa, bağımlılıkla mücadelede de uyuşturucu alımı kesildiği anda beden ve ruh topar, iyileşme başlar. Yeter ki doğru destek ve kararlılık sağlansın. Çünkü insan, kendini her gün zehirlemeye devam ederse, o zehrin sonunda onu öldüreceği kesindir.

 

 

  •   Etiket
  •   Okuma Bu haber 66 defa okunmuştur.

  YORUMLAR

0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
YUKARI