Instagram bahane: Arka planda çok daha büyük bir savaş var!
Hükümet, bir gece ansızın gelip Instagram?ı kapattı. Birçok kişi bunu kınadı, bazıları feryadı bastı, sonra bir yerlerde birileriyle birtakım görüşmeler yapıldı ve Instagram açıldı.
İnönü Devri (1938-1950) Tarihçi Sina Akşin, İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanı devrini anlatırken, dönemin başlıca gelişmeleri için değerlendirmelerini de belirtmiştir. Bunları, satırbaşları halinde vererek, dönem hakkında genel bir fikir sunmaya çalışacağım. 1. İkinci Dünya Savaşı’nın öncesinde, İngiltere ve Fransa ile bir ittifak anlaşması yapılmasına rağmen, Avrupa ve Rusya’nın yakılıp yıkılmasına ve milyonlarca insanın ölümüne yol açan […]
İnönü Devri (1938-1950)
Tarihçi Sina Akşin, İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanı devrini anlatırken, dönemin başlıca gelişmeleri için değerlendirmelerini de belirtmiştir. Bunları, satırbaşları halinde vererek, dönem hakkında genel bir fikir sunmaya çalışacağım.
1. İkinci Dünya Savaşı’nın öncesinde, İngiltere ve Fransa ile bir ittifak anlaşması yapılmasına rağmen, Avrupa ve Rusya’nın yakılıp yıkılmasına ve milyonlarca insanın ölümüne yol açan bu savaşın dışında kalınması, büyük bir başarı olmuştur.
2. 1940′ da açılmaya başlanan Köy Enstitüleri’nde, köy kökenli 25 bin öğretmen yetiştirilmesiyle birlikte, Atatürk devrimlerinin güçlendirilmesi ve nüfusumuzun %80’ini oluşturan köylerin kalkındırılmasında önemli bir ilerleme sağlanmıştır.
3. savaş döneminde enflasyonun yükselmesi ve hayat pahalılığın artması sebebiyle çıkarılan ve % 10 nispetinde servet vergisini öngören Varlık Vergisi Kanunu ve uygulaması, özellikle gayrimüslim vatandaşlarımız için büyük bir sıkıntı ve çileye dönüşmüştür.
4. Büyük şairimiz Nazım Hikmet’in yıllarca hapiste kalması, sol tandaslı Tan matbaasının bir grup genç tarafından saldırıya uğramasına meydan verilmesi, Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nden 1947’de Niyazi Berkes, Pertev Naili boratav ve Behice Boran atılması da, bilim ve fikir özgürlüğü için çok kötü uygulamalar olmuştur.
5- 1kinci Dünya Savaşı’ nın sona erdiği 945’den itibaren çok partili demokratik sisteme geçilmesi, Atatürk’ün bütüncül kalkınma anlayışının, evrensel değerlerin ölçüt alınması anlayışının bir sonucu sayılabilir.”
Bu değişim, Rusya’ nın Boğazlar üzerindeki hak iddialarına karşılık, demokrasinin güçlendiği Avrupa’nın desteğini sağlamak yönünden de, faydalı olmuştur.
6. İsmet İnönü, Atatürk Devrimi’nin başarılı bir savunucusu ve sürdürücüsü olmuştur.(1)
Köy Enstitüleri’nin. köylerin kalkınmasına ciddi katkıları olmuştur, görüşüne dair, birkaç cümlelik itirazımı kaydetmezsem, içimde ukte kalacaktır:
1949’da açılan köyümüz ilkokuluna il köylerimiz kökenli yeni mezun iki öğretmen gelmişti. Bize, dersler yanında marşlar, şarkılar öğrettiler. Henüz çevre duvarı olmayan okul bahçesinin ön tarafına, açılmış kuş kanadı örneği bir çimenlik ve çiçeklik yapıldı. Çiçekliğin sınıflarımıza düşen kısmını, köy ortasındaki büyükçe hayvan sulağından teneke ve küçük kaplarla getirdiğimiz suyla suluyorduk. Öğretmenlerimizin, tarımın geliştirilmesi yolunda veya hastalara iğne ve aşı yapılması gibi bir çalışmaları olmamıştır.
İkinci devreyi, komşu köylü bir öğretmenimizden okuduk. Onun, köylüyle kaynaşması olarak, başına, sanıyorum siyah bez bir takke giyerek cuma namazına gitmesi olmuştur. Enstitü mezunu öğretmenlerin, komşu köylerde de, köy kalkınması, aşı yapılması, vb. bir gayretlerinin olduğunu da duymadım.
Demokrat Parti Dönemi (1950-1960)
1. D.P. iktidarı, baraj ve karayolları yapımı gibi “iktisadi kalkınma” projelerinde “büyük bir canlılık ve heyecan yarat” mıştı. Ancak bunları, plansız programsız yaptığı için, birkaç yıl sonra “Maliye iflas” etti. Döviz darboğazı, karaborsa ve enflasyona yol açtı. 1958 devalüasyonu ile 2,8 lira olan dolar, 9 (dokuz) liraya çıktı…
2. DP muhalefette iken”demokratikleşme vaadinde bulunuyordu.” Ama iktidara geldikten kısa bir süre sonra, bu vaatler unutuldu. “Çoğulculuğa, yani muhalefetin haklarını kabul etmeyenilkel bir demokrasi anlayışına, baskıcılığa” yöneldi.
3. Büyük eğitim ve kültürel kuruluşlar olan Köy Enstitüleri ve halkevleri kapatıldı.
4. 1950′ lerin ortalarında, Kıbrıs Rumlarının Türklere yönelik baskı ve saldırılarının artması sonucunda, Türkiye-Yunanistan ilişkileri gerginleşmişti. 6 Eylül 1955’de, Atatürk’ün Selanik’teki evine bomba atıldı şeklinde uçurulan bir haber üzerine, İstanbul’da, DP gençlik kollarının yönlendirdiği gruplar, Rum vatandaşlarımızın ev ve işlerine yönelik yağma ve yıkım başgösterdi. (Askeri birliklerin olay yerlerine çok geç ulaşmasının” sonucuyla da, “6/7 Eylül Olayları,” Rum cemaatinın can ve mal güvenliği yönünden “hukukdışı” bir hal olmuştur…
5- İktidar, “muhalefetle ilişkilerini, daima bir kavaga havasında yürütmüş”tü.
6. Bir kısım iktidar taraftarlarının yer aldığı “Vatan Cephesi” kurularak, milli birliği bozan bir “kutuplaşma” yaratılmıştır. (1960 yılbaşında, bir haftalık sömestri tatili için gittiğim köyümde, Aralık ayının bir gecesinde,Demirkıratların bizim Halkçılar mahallesine saldırısı sonunda küfürlü, taşlı sopalı “meydan kavgası” olduğunu, bekçinin haber vermesi üzerine gece köye savcı ve jandarmanın geldiğini dinlemiştim. E.T.)
7- 1959/1960 başlarında, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı İsmet İnönü’ye, yurt gezilerinde taşlı sopalı saldırılar olmuştu.
18.4.1960’da, “Silahlı ve tertipli ayaklanmalar hazırlamak” ile ithal edilen CHP için soruşturma yapmak üzere, olağanüstü yetkiler verilen Bir “Tahkikat Komisyonu” kuruldu. Salt DP’li milletvekillerinden oluşan Komisyonun çalışmaya başlamasıyla demokrasiden uzaklaşılıp bir “baskı rejimine” gidiliyordu.
İsmet İnönü, bu konudaki konuşmasında şunları söylemişti: “Gayrimeşru baskı rejimine girmiş olan idarelerin hepsi, böyle demiştir…Bu tertibe teşebbüs eden baskı tertipçileri zannediyorlar ki Türk milletinin, Kore milleti kadar haysiyeti yoktur.” (Kore diktötörü Rhee, “öğrenci ve halk gösterileri karşısında, 21 Nisan 1960’da, istifa etmek zorunda kalmıştı”… (1)
Sevgili okur, 2002’den beri süren AKP iktidarının değerlendirmesini, sizi kendiniz yapın. Ama, yüksek seslendirmeyin. zira bir yandan barış melekleri çıkar ve Apo’nun “kurucu lider” ilan edilirken, bir yandan da turp pazarında tansiyonun yükseldiği ortamda, huzur ve sükuna, her zamankinden fazla ihtiyacımız vardır.
1. Kısa Türkiye Tarihi, Sina Akşin, 32. basım, 2023, İstanbul, sf. 229-248
1. Kısa Türkiye Tarihi, Sina Akşin, 32. basımı, 2023, İstanbul, sf. 249-261
Bir yanıt yazın
Yorumlar (0)