Kültürel Diplomasi Asimilasyonu İçerir

Kültür, insanların birlikte yaşadıklarında oluşturdukları inanç ve davranışları içerir. Kültür organik bir yapıdır. Kültür, tüm insanların yaratımlarını içerir. Birlikte yaşamak, dili, inancı, alet yapımını, gelenekleri ve görenekleri beraberinde getirir. Farklı kültürlerle ilişkiler ticaretle başlamış, savaşlar, göçler ve fetihlerle devam etmiştir. İnsanlar farklı kültürlerden etkilenir ve farklı kültürleri etkiler. Günümüzde dünyada, yerliler de dahil olmak üzere, […]

A+
A-

Kültür, insanların birlikte yaşadıklarında oluşturdukları inanç ve davranışları içerir. Kültür organik bir yapıdır. Kültür, tüm insanların yaratımlarını içerir. Birlikte yaşamak, dili, inancı, alet yapımını, gelenekleri ve görenekleri beraberinde getirir. Farklı kültürlerle ilişkiler ticaretle başlamış, savaşlar, göçler ve fetihlerle devam etmiştir. İnsanlar farklı kültürlerden etkilenir ve farklı kültürleri etkiler. Günümüzde dünyada, yerliler de dahil olmak üzere, diğer kültürlerden etkilenmeyen kültür kalmamıştır. Kültür, yumuşak güçlerden biridir. Ulusal kültürün birçok öğesi diplomasi için kullanılır. Bu makalede, ekonomik olarak güçlü, demokratik ve insan haklarına saygılı ülkeler incelenmiş ve bu ülkeler kültürel diplomasi konusunda başarılı olmuşlardır. Bu makalede, dışişleri bakanlıklarının web siteleri içerik analizi yöntemi kullanılarak incelenmiştir.

Kültürel diplomasi, kamu diplomasisinin alanlarından biri ve yumuşak gücün kaynaklarından biridir. Bu nedenle bilim, eğitim, sanat, teknik kültürün unsurlarıdır. Bu unsurlar ülkelerin nezaketini artırmak ve bağ kurmak için kullanılır. Kültürel diplomasi ülkeler arasındaki etkileşimdir. Kültürel diplomasi aynı zamanda diğer ülkelere norm olarak çaba sunmaktır. Bugün küresel dünya sisteminde kültürel unsurların birbirine benzediği kabul edilirken, şu anda dil, din, gelenek ve görenekler farklılıklardır. Bu farklılıklar uluslararası kamuoyuna olağanüstü ayrıcalıklar olarak sunulmaktadır. Örneğin, 2009 yılında Başkan Obama, Kraliçe Elizabeth’e iPod hediye etti. Bu kültürel diplomasinin uygulanmasıdır. Kültürel diplomasi başlığında değişim programları, müzik, spor, sinema, burs, insani yardım gibi unsurlar yer almaktadır. Bunlar, sunulmaya çalışılan bir toplumun en iyi yönleridir. Kültürel diplomasi kavramını anlamak için burada kültür ve diplomasi açıklanmalıdır. Kültür, Latince cultura kelimesinden gelir ve 18. yüzyılda zekanın oluşumu ve eğitimi anlamında kullanılmıştır (Cuche 2004). Kültür için farklı tanımlar vardır. Clyde Kluckohn, Mirror of Man (1944) adlı eserinde kültürü şöyle tanımlar: 1. Dış çevreye ve diğer insanlara uyum sağlama teknikleri. 2. İnsanların yaşam tarzı. 3. Edinilmiş davranış. 4. Düşünme, hissetme ve inanma biçimi. 5. Sosyal miras.

Harold Nicolson’a göre diplomasi, uluslararası ilişkilerin müzakereler yoluyla yönetilmesidir, bu ilişkiler elçilik tarafından yönetilir. Bu nedenle diplomasi, iletişim, temsil ve müzakereyi içerir. Burada iletişim, doğru dil ve sembollerle alıcıya ulaşmaktır. Diplomatik temsil, devlet tarafından yetkilendirilmiş grup ve bireyi belirtir. Müzakere, yetkili kişiler ve kurumlar arasında bir anlaşmaya varmak için yapılan tartışmalar ve görüşmelerdir (2016-Rofe). Uluslararası politikalar yerel düzeyde yaşam pratiklerini etkiler, artık somut bir olgu değildir. Çünkü uluslar, politikalar ürettiklerinde yalnızca kendi toplumlarını değil, diğer toplumları da etkilemek isterler. Kültürel diplomasi, kamu diplomasisinin bir alt başlığı olarak ele alınır. Kamu diplomasisi geniş bir uygulama alanına sahiptir. Nicholas Cull, kamu diplomasisi uygulamalarını 5 başlıkta özetler: kültürel diplomasi, değişim diplomasisi, dinleme, savunma ve uluslararası yayıncılık. Bir ulusun kültürü diğer toplumlar için çekicidir. Kültürel diplomasinin başlangıcı çok eskilere dayanır. İnsan toplumları, tarihte, her zaman başka kültürlere sahip diğer toplumlarla etkileşim halinde olmuştur. Hediye vermek kültürel diplomasinin başlangıç noktasıdır (2016-Scott-Smith).

Ulus devletler kültürel diplomasi aracılığıyla gelişmişlik, farklılık, onur ve saygınlık düzeylerini sergilemeye çalışmaktadır. Örneğin, Amerika, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Marshall Planı ile Avrupa ve Japonya’yı yeniden yapılandırmaya çalışıyordu ve Amerika böylece kültürel diplomasi sergiledi. Bu amaç için öğrenci değişimi ve müzik, radyo programları, sergiler kendi kültürünü örneklendirmek için kullanılır. Cummings, karşılıklı anlayışı geliştirmek için kültürel diplomasiyi görüşler, bilgiler, sanat ve kültür arasındaki değişim olarak tanımlar. Belanger, kültürel diplomasiyi kültür, eğitim, bilim ve teknik ortaklıkları, dış politika faaliyetlerini içerdiği şeklinde açıklar. L’Etang, kültürel diplomasiyi yabancı sanat sergileri ve değişim programları olarak örneklendirir. Bu nedenle, bu tanımlar kültürel diplomasinin temel amacını ima eder: kültürel unsurların aracılığı ile diğer toplumları tanımak ve ortaklıklar ve işbirlikleri ile barışa katkıda bulunmak. Ayrıca, uluslar kendilerini ve kültürel unsurlarını kültürel diplomasi ile tanıtır. Cull, kültürel diplomasi için bu tür tanımlar yapmıştır. Cull, kültürel diplomasiyi kültürel kaynaklar ve kültürel değişim ile uluslararası alanı kontrol etmek olarak tanımlar. Kültürel diplomasinin hedeflerinden biri, kültürel modelleri ihraç ederek, ülkenin politikalarını benimsemek, kabul etmek ve sempati kazanmaktır (2019-Cull). Yazara göre, kültürün birçok tarafı uluslararası alanda sunulabilir. Zamorano’ya göre, kültürel diplomasi, devlet müdahalesiyle sanat, bilim ve diğer kültürel ifadeleri oluşturmaktır, sanat, bilim ve diğer kültürel ifadeler ulusal kimliğin resmi bileşenleridir.

Smith-Scott, kültürel diplomasinin sekiz amacı olduğunu ifade eder: 1.Diğer uluslarla diyaloğu geliştirmek ve güven oluşturmak 2.Kültürel ve politik olarak tanınma sağlamak 3.Ekonomik olarak kar elde etmek 4.Ulusal kültürün kamuoyunu ve saygınlığını artırmak 5.Önyargıları ortadan kaldırmak 6.Ulusal kültür hakkındaki olumsuz görüşlerle mücadele etmek 7.Şirketler için yol açmak 8.Önemli söylemlere, inançlara ve ideolojilere dayalı dünya görüşünü sunmak. Milletler, kültürel öğeleri sunduklarında ideolojilerini ve ekonomik hedeflerini gizlemelidir. İdeolojik ve ekonomik hedeflerin örtük olması kültürel diplomasinin temel kuralıdır. Donfried ve Gienow-Hecht’e göre, uzun ve güçlü uluslararası ilişkiler ve başarılı kültürel diplomasi için kültürel diplomasi faaliyeti ekonomik ve politik amaçlarla ilişkilendirilmemelidir. Kültürel diplomasi, bir ülkenin dış politika hedeflerine yönelik bir faaliyet olmalıdır. Bu nedenle kültürel diplomasi faaliyetleri devlet örgütü içindeki girişimler olmalı ve devlet örgütü tarafından desteklenmelidir. Devlet örgütünde kültürel diplomasi geleneksel olarak dışişleri bakanı tarafından gerçekleştirilir. Donfried ve Gienow-Hecht’e göre, artık kültürel diplomasi sadece hükümet kurumları tarafından değil, sivil toplum, özel sektör ve hükümet ajansları tarafından da gerçekleştiriliyor. Bu şekilde, kültürel diplomasi toplumlar üzerinde daha etkili hale geliyor. Kültürel diplomasi tek yönlü mü yoksa çift yönlü bir iletişim midir? Kurum ile alıcısı arasındaki diyalog, etkileşime dayalı bir yapıya sahip olmalıdır. Ancak Fisher, kültürel diplomasiyi tek yönlü bir iletişim olarak kabul ediyor. Çünkü ona göre kültürel öğeler sunumlardır, bu nedenle kültürel diplomasi de ulusun hikayesinin ifadesidir. Bu nedenle tek yönlüdür.

Fotoğraf sergisi açmak tek yönlü bir iletişimdir. Ancak iki ülke arasındaki öğrenci değişim programı iki yönlü bir iletişimdir.

Kültürel diplomasinin genel çerçevesi belirtilmiştir. Şimdi kültürel diplomasi faaliyetlerinden bahsedelim. Kültürel diplomasi ile ilgili akademik kaynaklara bakıldığında kültürün çok yönlü yönleri kamu diplomasisi için kullanılmaktadır. Kültürel diplomasi hangi faaliyetler aracılığıyla gerçekleştirilmektedir? Eğitim başlığı altında; üniversite eğitimi, değişim programları, dans, sinema, spor, kültür kurumları, bienaller, dizi filmler, müzik, fotoğraf, arkeoloji, dil eğitimi, internet ve kültürel diplomasi başlığı altında kamu diplomasisi ele alınmaktadır. Kültürel diplomasiyi hangi aktörler gerçekleştirmektedir? Kültürel diplomasi faaliyetlerinin başlıca sahibi dışişleri bakanlıklarıdır. Dışişleri bakanlığı bir ülkenin uluslararası ilişkilerini misyonlar aracılığıyla yönetir, dışişleri bakanlığı devletin dış politikasını yönetmekle sorumludur ve kültürel diplomasi dışişleri bakanlığının görevleri arasındadır. British Council, Goethe Enstitüsü dışişleri bakanlığına bağlı kuruluşlardır ve kültürel diplomasinin en önemli örnekleridir. Dışişleri bakanlıkları kültürel diplomasiyi nasıl algılıyor? İtalya ve Türkiye Dışişleri Bakanlıklarının web siteleri incelendiğinde kültürel diplomasiyi nasıl sundukları görülebilir. İnternet uygulamalarıyla ses, görüntü ve metin ücretsiz olarak sunulabilir. Örneğin, Alman Dışişleri Bakanlığı web sitesi Kültürel İlişkiler ve Eğitim Politikası başlığı altında incelendiğinde kültürel varlıkların korunması, kültür programları, dinlerin barış, bilim, araştırma ve üniversitelerle ilgili sorumlulukları, kültürel gönüllüler programı, Alman okulları, Almanca dili gibi başlıklar yer almaktadır.

Bu faaliyetler sadece bakanlık ve misyonlar tarafından değil, Alman Arkeoloji Enstitüsü, Merkez Alman Okullar Örgütü, Deutsche Welle, Kültürel İlişkiler Enstitüsü, Goethe Enstitüsü, Alman Akademik Değişim Servisi (DAAD) tarafından da yürütülmektedir. Alman kamu diplomasisi aktörleri kültür enstitüleri, akademik değişim programları, dışişleri bakanlığı, uluslararası yayıncılıktır (Zöllner-2019). Zöllner’e göre dışişleri bakanlığının bu yaklaşımı Habermas’ın diyaloğa yönelik iletişimsel eylemi olmayıp, hedef odaklı stratejik iletişime benzer bir niteliğe sahiptir. Fransa Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesi incelendiğinde kültürel diplomasi başlığı altında France-24 televizyonu, Fransa uluslararası radyosu, Fransız Eğitim Ajansı, devlet radyo televizyon yayını, Fransız Kültür Merkezi yer almaktadır. Ayrıca medya ve yayıncılık, kitap, sinema, müzik, görsel sanatlar yoluyla Fransız medyasını ön plana çıkarmak, Fransız kültürünün etkinliğini artırmak, internet, kültürel değişim, kültürel çeşitliliği sergileme kültürel diplomasi başlığı altında yer almaktadır. Türk Dışişleri Bakanlığı incelendiğinde, Kültür İşleri başlığı altında yabancı sergiler, kültürel Türk varlıklarının korunması, yurtdışında düzenlenen kültürel etkinlikler, ikili ve çok kültürlü ilişkiler yer almaktadır. Yunus Emre Kültür Merkezi, Yunus Emre Vakfı, Türkoloji bölümleri ve Türk dili hakkında içerik paylaşımı gibi alt başlıklar bulunmaktadır.

Özetle, kültür dış politikada önemli bir aktördür ve dışişleri bakanlığının sorumluluk alanındadır. Yukarıda incelediğimiz ülkeler, aşağıdaki uygulamaları kültürel diplomasi adı altında değerlendirmektedir: 1.ülkeler arasında imzalanan protokoller 2.iş birliği programları 3.değişim programları 4.misyonlar tarafından düzenlenen kültürel faaliyetler 5.yabancı ülkelerdeki okullar 5.yabancı ülkelerde yayın yapan radyo ve televizyonlar 6.dil okulları 7.kültür enstitüleri.

Dışişleri bakanlıkları sanattan kültürel diplomasi başlığı altında bahsediyor. Natalia Grincheva bunu sanat diplomasisi olarak tanımlıyor. Sanat diplomasisi başlığında müzik, tiyatro, seramik, fotoğraf, enstalasyondan bahsediyor, sanat diplomasisinin uluslararası programlara odaklandığını ifade ediyor. Burada amaç yabancı kültürel değerlere ve inançlara yönelik karşılıklı anlayış, kabul ve saygı geliştirmek. Ayrıca popüler kültür etkinlikleri de var; örneğin Türk mutfağının tanıtılması.

Kültürel diplomasi başlığı altında eğitim faaliyetleri de anılır. Örneğin, kütüphaneler, burslar, yabancı ülkelerdeki okullar, kültür enstitüleri, öğrenci değişim programları, yabancı dil okulları. Smith-Scott’a göre değişim programları bir ülke için müttefik arama faaliyetidir. Değişim diplomasisi, ülkelerin kendi vatandaşlarını belirli bir süreliğine iş veya kültürel etkileşim için yurtdışına göndermesi ve karşılığında yabancı vatandaşları kabul etmesi faaliyetidir. Cull’a göre değişim diplomasisi, her iki tarafın karşılıklı öğrenme deneyimleri yoluyla karşılıklı yarar sağladığı bir faaliyettir. Cull, makalesinde 1945-88 yılları arasında Fransa ve Almanya arasında yapılan değişim programlarının iki ülke arasındaki düşmanlığı ortadan kaldırmayı amaçladığını belirtmektedir. 1997 yılına kadar bu programlar aracılığıyla 5 milyon kişi başka ülkelere gitmiştir. 1988 yılında Almanya ve Fransa arasında yapılan yeni anlaşmalarla Adenauer-de Gaulle ödülü, üniversite öğrencilerinin değişimi, ortak televizyon kanalı gibi kültürel diplomasi faaliyetleri üretilmiş, iki ülke arasında güven ve işbirliği kurulmuştur. Değişim programları 1905 yılında okul öğretmenlerinin değişimiyle başlamış, Fransa-Prusya ve İngiltere-Fransa arasında değişim anlaşmaları imzalanmıştır. Bu öğretmenler hem gittikleri ülkedeki okulda kendi dillerini öğretmekte hem de o ülkenin dilini öğrenmekle görevlendirilmektedirler. Değişim programlarıyla ilgili ilk birim 1920 yılında Almanya Dışişleri Bakanlığı bünyesinde Germanizm ve Kültürel İlişkiler adı altında kurulmuştur. 1925 yılında üniversite öğrencileri ve öğretim görevlilerinin değişimi için, 1929 yılında ise lise öğrencilerinin değişimi için bir örgüt kurulmuştur. Smith-Scott’a göre eğitim alanındaki değişim programları özellikle elit kesime yöneliktir. Bunun bir örneği de Fullbright programıdır. Bu programa katılanlar arasında 39 Nobel ödüllü bilim insanı bulunmaktadır.

Dil eğitimi, yabancı ülkelerde dil eğitimi veren kurum ve okulları kapsar. Haigh, kültürel diplomasinin temelinin düşünce olduğunu belirtir. Bu nedenle kamu diplomasisinin etkinliği için dil ve bir milletin dilinin yayılması önerilir. 18. yüzyıla kadar diplomasi dili Latince idi. Daha sonra Fransızca iki yüz yıl boyunca kabul gördü ve ilk kez 1919’da İngilizce, Fransızcanın yanında diplomaside kabul gören bir dil oldu. Dünyada ilk kez Fransızlar, başka bir ülkede Fransızca eğitim veren bir okul açtılar. Bu okul, 1868’de açılan Galatasaray Lisesi’dir. Kültür enstitüleri de eğitim başlığı altında yer alır ve dünyanın farklı yerlerinde örgütlenirler. Bu enstitülerin Fransızca için DALF, İngilizce için IELTS gibi dil eğitim merkezleri vardır. Bu enstitülerde gelenekler ve değerler gibi unsurları tanıtmak için film gösterimleri, sergiler, konserler gibi etkinlikler düzenlenir ve kendi ülkelerine beyin göçü sağlamaya çalışırlar. Bunu burs, eğitim ve bilimsel olanaklar sunarak başarırlar. Ayrıca inanç ve fikirleri de yayarlar. EXPO veya Dünya Fuarı kültürel diplomasi için önemli bir etkinliktir. İlk olarak 1851’de Londra’da düzenlenmiştir. Her beş yılda bir düzenlenir.

Sonuç olarak kültürel diplomasi, uzlaşı, diyalog ve ittifak gibi unsurların yanı sıra hegemonya ve dayatma gibi unsurları da içerir. Ülkeler, kültürel diplomasi faaliyetleri aracılığıyla kendi kültürel etkilerinden bazılarını paylaşarak küresel bir etki yaratmayı beklerler. Sunulan kültürel unsurlar dil ve gastronomi dışında küresel bir niteliğe sahiptir. Aynı zamanda sunulan bu değerler insan hakları ve demokrasi ile çatışmamalıdır. Bunun bir örneği Hindistan’ın kast sistemidir. Hindistan kast sistemini küresel arenaya bir değer olarak sunamaz. Ancak yogayı küresel arenaya onur getiren bir unsur olarak sunar. Kültürel değerlerin kabul görmesi için o ülkenin uluslararası düzeyde başarılı bir model olması gerekir. Bu nokta kültürel diplomasi için önemli bir noktadır. Japonya buna örnek olarak verilebilir. 1980’lerde Japonya’daki yönetim sistemi geleneksel Amerikan modeline bir alternatif oluşturmuş ve Japon kültürü bir Japon mucizesi olarak ele alınarak bir model olarak saygın bir yer edinmiştir. Kültürel unsurlar ekonomik başarının itici gücü olarak düşünülmelidir. Bu şekilde uluslararası anlamda anlam kazanırlar. İtalya, Fransa ve Almanya sömürge döneminden günümüze kadar kültürel diplomasi faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Türkiye kendini dünyaya gelişmekte olan bir ekonomi ve model olarak tanıtmak istemiştir. Bu nedenle 2000’li yıllarda diğer ülkeler arasına dahil edilmiştir. Çin de benzer şekilde ilerlemiştir. Çin ekonomik gücünün yanı sıra kültürel gücünü de eklemiş ve saygın ülkeler topluluğuna dahil olmak istemiştir. Bu amaçla olimpiyatlara ev sahipliği yapmak, Konfüçyüs Enstitüsü kurmak gibi kültürel diplomasi araçları geliştirmiştir. Sonuç olarak başarılı bir kültürel diplomasi insan haklarına saygılı, ekonomik olarak başarılı, demokratik olmalı ve vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini korumalıdır.

 

 

 

 

 

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir