17-04-2025 12:30:00

Modern Şehir Yaşamı, Gençleri Hareketsizliğe İtiyor

Modern yaşamla birlikte gıda bolluğunun arttığını ancak hareketliliğin azaldığını belirten Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Nuh Baklacı, "Modern şehir yaşamı, gençleri hareketsizliğe itiyor" dedi.
Modern Şehir Yaşamı, Gençleri Hareketsizliğe İtiyor

Uzmanlar, günümüzde tüm dünyada hızla artan obezite vakalarının, özellikle Türkiye’de alarm verici bir düzeye ulaştığına dikkat çekiyor. Avrupa ülkeleri arasında obezite oranlarında ilk sıraya yükselen Türkiye’de, bu sağlık sorununun sadece bireysel değil, toplumsal bir tehdit haline geldiğini anlatan Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi İç Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Nuh Baklacı, Türkiye’de toplumun yüzde 75’inin de şişman kategorisinde olduğunun altını çizdi.

Obezitenin vücutta yağ oranının erkeklerde yüzde 25, kadınlarda yüzde 35’i aşması olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Nuh Baklacı, "Ancak yağ ölçümü günlük pratikte zor olduğu için Vücut Kitle İndeksi (VKİ) esas alınır. VKİ’nin 18-25 arası normal kabul edilir. 25-30 arası aşırı kilolu, 30’un üzeri ise obezite olarak sınıflandırılır. 40’ın üzeri ise morbid obezite yani ölümcül obezite olarak adlandırılır. Maalesef Türkiye’de VKİ’si 18-25 arasında olan bireylerin oranı yalnızca yüzde 20-30 arasında. Bu da toplumun yaklaşık yüzde 75’inin şişman veya obez olduğunu gösteriyor" ifadelerini kullandı.

Obezite bir tercih değil bir hastalık

Dünya Sağlık Örgütü’nün de obeziteyi bir hastalık olarak tanımladığını vurgulayan Dr. Baklacı, "Bu konuda toplumda hala ciddi bir farkındalık eksikliği var. Obezite, şeker, tansiyon, kalp hastalıkları, alzheimer, eklem ve sindirim sistemi hastalıkları gibi birçok ciddi hastalığın temelini oluşturuyor. Ülkemizde 1950’lerde yüzde 2 civarında olan diyabet oranı, 2011’de yüzde 16’ya ulaştı. Günümüzde ise bu oran yüzde 30’lara çıktı. En önemli neden ise obezite. Modern yaşamla birlikte gıda bolluğu arttı ancak hareketlilik azaldı. Şehirleşme, sosyal medya bağımlılığı ve gençlerin açık alanlarda yeterince hareket edememesi, obeziteyi tetikleyen faktörlerin başında geliyor. Modern şehir yaşamı, gençleri hareketsizliğe itiyor. Ayrıca gıdalara eklenen tat artırıcı maddeler ve lezzetli hazır yiyecekler, kişide dopamin bağımlılığı oluşturuyor. Bu da açlık hissi olmadan yeme davranışına neden oluyor" şeklinde konuştu.

Obeziteyle mücadelede 3 temel adım

Obeziteyle mücadelede bireysel sorumluluğun önemine de dikkat çeke Dr. Baklacı, şu önerilerde bulundu:

"Düzenli Beslenme: Kahvaltıyı atlamamak, öğün saatlerine uymak ve doğal gıdaları tercih etmek gerekiyor. Egzersiz ve Hareket: Spor, yalnızca yağ yakımı için değil aynı zamanda dopamin salgısı ile iştah kontrolü açısından da kritik. Kötü Alışkanlıklardan Uzak Durmak: Alkol ve katkı maddesi içeren yüksek kalorili gıdalardan uzak durulmalı."

"Gençler geleceklerini tehlikeye atmamalı"

Obezitenin sadece bugünü değil, yarını da tehdit ettiğinin altını çizen Baklacı "Özellikle 20-25 yaşında obeziteyle karşılaşan bir birey, 40-50 yaşlarında metabolik hastalıklarla yüzleşecektir. Genç yaşta alınan önlemler, gelecekte sağlıklı bir yaşamın anahtarıdır. Lütfen gençlerimiz spor yapsın, düzenli beslensin ve tıbbi yardım almaktan çekinmesin. Vücut Kitle İndeksi 30’un üzerinde olan bireyler kendi başlarına mücadele etmekte zorlanabilir. Tıbbi yardım almak, süreci hızlandırır ve başarı oranını artırır. 15 günlük bir diyetle bile gıdaya olan bağımlılıklar ciddi oranda azaltılabilir" diyerek sözlerini tamamladı.

  •   Etiket
  •   Okuma Bu haber 668 defa okunmuştur.
  •   Kaynak İHA

  YORUMLAR

0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
YUKARI