Mustafa Muharrem / Şair-Yazar
‘Öteki’ algısının içeriğini hangi anlamlandırma dolduruyorsa, o gücün de kendisidir. Neden mi? ‘Öteki’ tanımına teslim olmak sürecini işleten, ‘özne’ yetkeyi,yani iktidarı etkinleştirirken bu merkezle örtüşmeyenleri de ‘nesne’ konumuna indirgeyiverir .Tıpkı basit bir cümle kuruluşu gibi, sentaks kuralları gerçek hayatı toplumsal deviniden siyasal eğilime, ekonomik dolaşımdan kültürel aygıtlara insana has her etkinlik çeşidinde kuşatır .
Yani gramer sadece kelimeler arası ilişkileri düzenlemekle kalmayıp dünyayı da tarihi de kendi terbiyesinde eğitir. İnsan dilbilgisinin bağlamından sadece linguistik boyutta sorumlu kılınmayıp gündelik hayatını da bir özne-nesne mizanseninde yeniden üreterek tablet eylemler, konfeksiyon duruşlar biçiminde tüketir.
İster nihilizmin mayınlı tarlalarında sekelim, ister marjinalliğin yer yer şımarmaya varan rükünlerini kendimize defans yapalım; çok alkış alalım veya çok taşlanalım, her durumda ya ‘özne’ ile ittifakta kalacağız, ‘özne’den ayrılmayacağız; ya da, bu tahtırevallinin ‘nesne’ ucuna, edilgin kanadına oturacağız . Dolayısıyla, ‘özne’nin piramidinde bir işlev üstleneceğiz; bir detay,bir parça, bir harç,bir yapı taşı,taşıyıcı bir kolon, içerde bir koridor,bir bölme, bir lahit odası; bu bütünde neyi tekil olarak başarabileceksek o performansı harcayarak . Veya, piramidi reddedeceğiz topyekun.
‘Öteki’ler toplamı, piramide fonksiyonel katkı noksanlığı çekenlerin cemaatidir bir bakıma . Bu arızalılar tasniflemesi mantığı, çok kabaca, piramidin ‘sağlık’ hassasiyetine dayanır . Öyle ya, tehlikeye sokabilecek muhtemel tehditlere karşı ‘özne’ piramidin ömür savunması hatlarını diri tutması, doğal ve kaçınılmazdır . Aksi halde piramid vasatından uzaklaşabilir ve yıkılabilir .
Bu yüzden piramidin sağlığı çok önemlidir : Statüko yanlılarıyla muhalif ögeler arasında insanın yeryüzü serüveni boyunca gümbürdeyen diyalog, biraz da bu sağlık titizlenmesinden beslenir . Ne diyelim, bu sıhhi umdelerin ve ukdelerin insafından kendi insaniyet sahamıza ne kadarlık bir manevra boşluğu bırakılıyorsa, o genişlikte bir farkındalık bahçesi açabiliyoruz , içimizdeki ‘özne’nin tadına varabiliyoruz .
Piramidin ‘öteki’leştirmeci tutumu ve bunu tatmine yönelik araçları sadece ‘dışarı’dakine göz dikmez; sadece ‘nesne’ pozisyonuna saplanmışları ‘düşman’ bellemez . Piramidin bir de kendi varlığından imal ederek aktifleştirdiği bir iç ‘öteki’ler katmanı vardır .
Taban ile tepe arası itişip kakışmayı bu dikey kategori ve bu zümrenin alt kümeleri organize eder .
Zaman zaman yukarıdan aşağıya, zaman zaman da, irtifa süsüyle bezenerek aşağıdan yukarıya bir niyet doktrinleri tokuşması örgülenir . Tavan tabanından simetrik itaate dönük nakaratlar alır ve buna mukabil taban tavanla takasa girer . Tepeye çıkmak, bir anlamda, aynı yükseliş hakkına ve şansına sahip hemcinslerin tırmanış rüyasını bir düşten öteye götürmemelerini de garantilemek demektir .
Tepe, artık eleyici ve ayıklayıcı bir otoritedir de: Kimin ayakları ve elleri altında olacağına dair normlar, tepenin tepe olmaklığında mündemiç bir ‘değer’ çizelgesidir çünkü ve piramidin sınırlarına göre, ‘öteki’leşmenin ahlakı, ‘öteki’leşmenin estetiği ve ‘öteki’leşmenin sosyo-politiği kendi iklim şartlarını, kendi coğrafyasını ve nüfuz koordinatlarını öğrenir . Bu eğitimden geçmemiş ‘piramidal öteki’ için fazla seçenek yok ne yazık ki : Seçici jürinin önüne, ya şartnamenin dedikleri izinden yürüyerek çıkılabilir; ya da şartnameye aykırı usül yanlışları yüzünden diskalifiye tutanağına ismen girmek üzere.
Piramidin, piramidin kaplamının geliştirdiği bu rekabet kurgusu,tam bir vaadler hiyerarşisi takdimi,hatta dayatmasıdır.Bu hiyerarşi bir üste giden yolun hangi ritüellerin patikasından ilerlenilerek, hangi kabullerin törpüsüyle pürüzsüzleşerek ne kazanılabileceğinin matematiğini nüvesinde saklar.
Merdivenin bir alt basamağı ile bir üstü arasındaki bu çekişme, piramidin vücudunda sindirim sistemiyle dolaşım sisteminin işbölümü ve yetki dağılımı yasalarına tabidir . ‘Piramid’in dışındaki mi? Kah gıpta eder; kah kıskanır,kah hased duyar .Ama ‘nesne’,yüklemin edilgenleştirilmesiyle bazen gizli özne olabilir.Çünkü tahakküm, gerçekliğin saydam grameridir hep.