Kıymetli YolcuTV Haber okuyucuları,
Bu yazıyı kaleme aldığım gün 24 Kasım 2024 Pazar. Yazı ise 25 Kasım 2024 Pazartesi günü yayınlanacak. Ve bugünün önemi: Bugün, öğretmenler günü.
İlkokul okudum, ortaokul okudum, lise okudum, tıp fakültesinde üniversite eğitimi aldım ve 1993’ den bu yana İstanbul Tıp Fakültesi’ nde görev yapıyorum. İlkokul insanlara vicdanın aşılandığı yerdir, elbette bireyin kişiliğinin oluşmasında en önemli yer aile eğitimidir ama yine de ilkokul eğitimi de çok önemlidir. Ortaokul bilgilerin alındığı dönemdir. Lise eğitimi ise insanın birey olduğu, doğruyu yanlıştan ayırmaya başladığı ve bir duruş geliştirdiği çağdır. Üniversiteda de kişi bir meslek eğitimi yanında bir duruş ve bir bakış açısı da geliştirir. Bu dönem profesyonellik öncesi hayat dönemimizdir.
Ben ülkenin en iddialı öğrencilerinin tıp mesleği eğitimi almak için geldiği İstanbul Tıp Fakültesi’ nde görev yapıyorum. Burada 3 milyon 800 bin kişinin yarıştığı üniversite giriş sınavında ilk 3800’ e girebilen öğrencilerin eğitim alabildiği bir yer. Hatta bu sıralama tıp fakültesinin İngilizce bölümü için ilk 800 ile sınırlı. Ama elbette üniversite eğitimi sadece meslek eğitimi verilen bir yer değil. Kişiye bir duruş, bir bakış açısı ve ahlaki bir yükümlülük kazandırılan bir dönem. Hatta tıp eğitimi için şu söylenir: usta-çırak eğitimi. Yani burada eğitimi veren hoca (öğretim üyesi) çok önemlidir. Çünkü öğrenci için rol modeldir, ahlak örneğidir ve rehberdir. Bu sebeple özellikle günümüzde öğrenme her türlü kaynaktan ve oldukça hızla ve kolaylıkla elde edilebilir. Ama bir duruş ve bir bakış açısı için köklü üniversitelerin yeri ve duruşu farklıdır. Çünkü 2024 yılı itibari ile siyasetin etkisinin ülkemizin her yerinde ve her kurumunda hissedildiği günlerde söz konusu etki ve baskıdan kendisini nispeten koruyabilmiş örnek kurumlar, köklü üniversitelerin tıp fakülteleridir. Bu sebeple kendimi İstanbul Tıp Fakültesi gibi bir duruşu ve söylemi olan bir yerde, çok iddialı akademik başarılara sahip öğrencilere eğitim veren bir pozisyonda görev yaptığım için çok önemsiyorum.
Bu noktada elbette büyük Atatürk’ ün 26.08.1924 tarihinde Öğretmenler Birliği Kongresi’ nde söylediği şu sözün üzerinde durmalıyım: Öğretmenler, Cumhuriyet fikri hür (bağımsız ve birey olarak düşünebilme, dogmalara saplanmama), irfanı hür (bilgiye ulaşmada ve kullanmada bağımsız olabilme) ve vicdanı hür (ahlaki olarak bağımsız hareket edebilme) nesiller ister. Daimi rehberim olan büyük Atatürk, henüz Cumhuriyet’ in ilanının birinci yılı tamamlanmadan öğretmenlerden bu yönde hareket etmelerini talep etmiş, salık vermiş ve yönlendirmiştir. Söz konusu yaklaşım ancak bir vizyonerin, deha ve rehberin, innovatifin öngörebileceği ve talep edebileceği derinliktir.
Sonuç olarak; bugün Öğretmenler Günü. Öğretmenlerimize çok şey borçluyuz. Açıkçası bir eğitimci olarak kendim de pozisyonumu önemsiyorum, elimden geldiğince ve aklım yettiğince hakkını vermeye gayret ediyorum ve ülkenin pırıl pırıl gençlerine dilim döndüğünce ufuk açmaya çalışıyorum, rehber olmaya gayret ediyorum ve ileride “bizim hakikaten düzgün bir hocamızdı” dedirtmeye çalışıyorum. Elbette rol modellerin Dilan Polat’ lar ve Kurtlar Vadisi olup da, Aziz Sancar’ lar olmadığı bir dönemde bu zor bir uğraş olmakla birlikte çok beğendiğim şu iki sözü de aklımdan hiç çıkartmıyorum: 1- Bugün içinde bulunduğumuz koşullar ve durum, 1919’ dan daha kötü değil. 2- Bizim için zor kolaydır, imkansızı başarmak ise biraz zaman alır.
Bir daha ki hafta görüşmemiz temennim ile.
Yorumlar (0)