29-03-2025 18:11:06

Özgür Özel'den Maltepe Mitingi'nde flaş açıklamalar

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Yarın evlatlarıyla birlikte, babası Hasan amcamla birlikte, Ekrem Başkan’ın memleketi Trabzon‘dayım. Bayram namazından sonra Ekrem Başkan’ın özgürlüğü ve erken seçim talebi için bugün sizin arifesini yaşadığınız o demokrasi bayramını, yarın Ekrem Başkan’ın köyünden başlatarak, bir büyük imza kampanyasını hep birlikte başlatıyoruz...
Özgür Özel'den Maltepe Mitingi'nde flaş açıklamalar

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Yarın evlatlarıyla birlikte, babası Hasan amcamla birlikte, Ekrem Başkan’ın memleketi Trabzon‘dayım. Bayram namazından sonra Ekrem Başkan’ın özgürlüğü ve erken seçim talebi için bugün sizin arifesini yaşadığınız o demokrasi bayramını, yarın Ekrem Başkan’ın köyünden başlatarak, bir büyük imza kampanyasını hep birlikte başlatıyoruz. Bütün dünyanın gözü önünde tek tek, tane tane bu ülkedeki insanlara ulaşarak, dünya siyasi tarihinin en büyük imza kampanyasıyla Tayyip Erdoğan’a bir güvensizlik oyu vermeye, onun meşruiyetini tüm Türkiye’nin gözünün önüne sermeye, bütün dünyaya bu iktidar artık gidiyor, halk desteği kalmadı, erken seçim geliyor demeye, sandığı getirmeye, erken seçimi getirmeye, bunun için o büyük kampanyaya hazır mıyız" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP'nin Maltepe'de düzenlediği "Cumhurbaşkanı Adayımız Ekrem İmamoğlu'na Özgürlük Mitingi"nde yüzbinlerce vatandaşa hitap etti. Özel’in konuşması şöyle:

"Değerli dostlar, İmamoğlu dostları, demokrasi sevdalıları, cesur gençler, her yaştan yüreğinde vatan sevgisi olan, bu ülkeye yürekten bağlı olan değerli dostlar. Bugün bayramın arefesindeyiz. Bu ülke ekonomide çok zor günler geçirdi. Ama herhalde hayat pahalılığı hiç bu kadar katlanılmaz, emekli maaşı hiç bu kadar alım gücü düşük, asgari ücretli hiç bu kadar boynu bükük olmamıştu. Sadece verilen bayram ikramiyesi bile ilk verildiği 2018 yılında arife günü 25 kilo dana kıyma alırken bugün getirildiği 4 bin lira sadece 5 kilo dana kıyma alabiliyor. Son 7 yılda 25 kilo dana kıyma kıyma alabilen emekli iktamiyesinden 5 kiloya düşmüş durumdayız. Emeklinin en düşük emekli maaşı Erdoğan geldiğinde 8 çeyrek altın alırken şu anda 2.5 çeyrek altın noktasındadır. Asgari ücret Erdoğan öncesi o kötülediği 3’lü kualisyon döneminde rahmetli Ecevit’in son verdirdiği asgari ücret 7 çeyrek altın alırken bugün daha yeni zamlanmış asgari ücret 3 buçuk çeyrek altın almaktadır. Yani Erdoğan’ı iktidarda tutmanın; emekliye, asgari ücretliye maliyeti çok ağırdır. Bugün memleketlerine gitmeyen, gidemeyenler yüksek otobüs paralarıyla hasret çekmektedirler."

Vatandaşların HaberTürk'ün canlı yayından çıktığını söylemleri üzerine Özel, "Bakıcaz abi dur, bakıcaz. Önümde var. En sonda bir daha bakarız. HaberTürk çıktıysa onunda çıtasını çakarız merak etmeyin. Uyarın şunları o aradaki yasak savmayla gözlerinin yaşına bakmam. Verecekse doğru düzgün versin vermiyorsa, veriyorum isimlerini" diye konuştu.

Özgür Özel, konuşmasına şöyle devam etti:  

"Sonuçta 3 günde 25 milyar doları çarçur edenler yine dönüp zam yapıp bu işin bedelini size ödetmeye çalışıyorlar. Bunun için; biz emeklinin, asgari ücretlinin bir büyük sıkıntısına, bir toplumsal sahip çıkışla birlikte mücadele vermek durumundayız. Mazbataların, diplomaların çöküldüğü yere yabancı sermaye gelmez, kaçar. Kaçmaya devam eder. Bu ülkeyi yönetenler eğer bu ülkeyi zerre kadar seviyorsa Türkiye’yi bu kıskacın içinden çıkarmak için attıkları her türlü anti demokratik adımdan vazgeçmek durumundadırlar. Biz CHP olarak adayımızla, programımızla, enerjimizle, gücümüzle iktidarı devralmaya bu ülkenin makus tarihini değiştirmeye, yüzleri güldürmeye bu günden hazırız. Bunu yaparken asla ve asla meseleyi sadece partimize değil en sağdan en sola kadar; yeterki bu ülkenin birliğiyle, bütünlüğüyle sorunu olmasın. Dostluk, kardeşlik istesin. Barış istesin.

''Sizin yolunuz Meşrutiyet’ten sonra Meclis’i 33 yıl kapatanların yoludur''

Demokrasi istesin bu ülkenin tüm değerlerini tüm görüşlerini sahiplenmeye; Türkler ile Kürtlerin, Aleviler ile Sünnilerin, sağcılar ile solcuların hep birlikte omuz omuza yarınları inşa etmesine hep birlikte katkı sağlayacağız. Ve Erdoğan sıkışınca her türlü iftirayı attığı gibi şimdi de dönmüş bize ‘mandacı’ demiş. Aslında Erdoğan birisi mandacı olacaksa, birisi mücadeleden yana olacaksa orada saflar çoktandır belli. Sen değil misin '200 yıldır bu millete istikamet dayatılıyor' diyerek demokrasiye, padişaın yetkilerinin azalmasına Senedi İttifak'tan beri karşı çıkan. Siz değil misiniz ‘150 yıldır CHP ve biz iki ayrı akımız. Karşı karşıyayız’ diyen? Haydi safları netleştirelim. Biz 150 yıldır bir anayasa isteyenleriz, biz Meclis’i savunanlarız. Sizin yolunuz Meşrutiyet’ten sonra Meclis’i 33 yıl kapatanların yoludur. Biz ikinci Meşrutiyet’ten, onun için canını ortaya koyanlardan yanayız, onların yoluyuz.

''Sizin yolunuz Damat Ferit hükümetlerinin yoludur''

Sizin yolunuz Damat Ferit hükümetlerinin yoludur. Siz Sevr’i imzalayanların siyasi devamlarısınız, biz Sevr’i yırtıp atanlarız, Lozan’ı yapanlarız. Siz Milli Mücadele aleyhine bildiri yayınlayıp İngiliz uçaklarından attıran İskilipli Atıf’ın devamısınız, biz Milli Mücadeleye destek olan Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi’nin yolundan gidenleriz. İşgal başlayınca arka kapıdan İngiliz zırhlısına binip kaçanların devamı olanlar bize ‘mandacı’ diyecek haddi nerede buluyorlar? İstanbul işgal edildiğinde Kartal İstimbotu’nun ucuna çıkıp yanındaki yaverine ‘Geldikleri gibi gidecekler’ diyen benim Genel Başkanım’dır; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Burada meydan hep bir ağızdan bağırıyor. Ne bağırıyor biliyor musun? Sen Altıncı Filo’ya secde edenlerin arasında saf tutansın. Altıncı Filo’ya secde edenlersin. Biz Altıncı Filo’yu denize döken Deniz Gezmiş’in arkadaşlarıyız. Atatürk’e zerre muhabbet beslemeyen 'ne ölüme, ne dirime gelsin' diyen Fesli Deli Kadir’in dirisine kendi giden, cenazesine beş bakan yollayan Erdoğan, sen Atatürk’e bağlılık yeminini bırakmadıkları için gencecik teğmenleri ordudan atansın. Biz onlar gibi ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyen kahraman Türk evlatlarıyız.

''Biz bu yolda ölümü de göze aldık, zindanı da mezarı da...''

Erdoğan’ın her türlü kutuplaştırmasına, şeytanlaştırmasına, hedef göstermesine inat; biz biriz ve beraberiz. Bu mücadele, bu meydan, bu sokak, bu azim sürdükçe, karşımızda ne saraydan korkan medya patronları durabilir, ne kendilerini ileride takındıkları bu tutumdan dolayı savunamayacak halde, sözde yazar, çizer tayfasının bugün bu iktidardan korkanı, susanları olabilir. Şunu unutmayın, Aliya İzzetbegoviç şunu söyler: ‘Her şey bittiğinde biz düşmanlarımızın yüksek seslerini değil, dostlarımızın sessizliğini hatırlayacağız.' Bunu kimse unutmasın. Bir cesaret gösterilecekse bugün gösterilecek, sokağa çıkılacaksa bugün çıkılacak. Demokrasi savunulacaksa bugün savunulacak. Bir cesaret gerekiyorsa bugün gösterilecek. Çıkmışlar bizi tehdit ediyorlar. Diyor ki bana, benim şahsımda hepimize, ‘Sizin de kabrinizi yakında kazarlar’ diyor. Elinden geleni ardına koyma. Biz bu yolda ölümü de göze aldık, zindanı da mezarı da... Ekrem Başkan gibi cesurlar, bu meydandakiler gibi cesurlar bir kez ölürler. Erdoğan gibi korkaklar hergün ölür. Emin olun Ekrem Başkan küçücük hücresinde ama dünyanın en büyük demokrasi sarayında. Arkasında 15,5 milyon oy var. Erdoğan, belki de dünyanın en görkemli sarayında oturuyor ama yerin yedi kat dibinde zindandaymış gibi daralıyor. Çünkü biz güçlüyüz, biz haklıyız, biz kazanacağız, siz yenileceksiniz, siz yenileceksiniz. Bu ülke için tertemiz hayaller kuran gençlerin umuduna yenileceksiniz. Evladının geleceği için dertlenen annelerin duasına yenileceksiniz. Abisine, ablasına zulmettiğiniz, bu bayram günü onu kardeşlerinden kopardığınız o küçük kardeşlerin gözyaşlarına yenileceksiniz. Yoksulluğun bittiği, adaletin hakim olduğu bir Türkiye isteyen milyonların azimli, kararlı, cesur mücadelesine yenileceksiniz.

''Erken seçimi getirmeye, bunun için o büyük kampanyaya hazır mıyız?''

Yarın evlatlarıyla birlikte, babası Hasan amcamla birlikte, Ekrem Başkan’ın memleketi Trabzon‘dayım. Bayram namazından sonra Ekrem Başkan’ın özgürlüğü ve erken seçim talebi için bugün sizin arifesini yaşadığınız o demokrasi bayramını, yarın Ekrem Başkan’ın köyünden başlatarak, bir büyük imza kampanyasını hep birlikte başlatıyoruz. Bütün dünyanın gözü önünde tek tek, tane tane bu ülkedeki insanlara ulaşarak, dünya siyasi tarihinin en büyük imza kampanyasıyla Tayyip Erdoğan’a bir güvensizlik oyu vermeye, onun meşruiyetini tüm Türkiye’nin gözünün önüne sermeye, bütün dünyaya bu iktidar artık gidiyor, halk desteği kalmadı, erken seçim geliyor demeye, sandığı getirmeye, erken seçimi getirmeye, bunun için o büyük kampanyaya hazır mıyız? Hazır mıyız? Hazır mıyız? Yarından itibaren her birimiz hem biz kalabalık olmayalım diye uzattıkları o bayram tatilinde 8 gün boyunca, yarından itibaren kapı kapı gezeceğiz, Ekrem Başkan’ın özgürlüğü için imzaları toplayacağız, erken seçim talebiyle imzaları toplayacağız. Türkiye’de her iki kişiden birinden fazlasının imzasını alıp, bu iktidarı alaşağı edeceğiz, alaşağı edeceğiz.

''Selahattin Demirtaş‘ı derhal serbest bırakın''

Bizim hayal ettiğimiz Türkiye’de cumhurbaşkanı adayları hapiste olmayacak. Ekrem İmamoğlu‘nu derhal serbest bırakın. Hiçbir siyasi partinin genel başkanı hapiste olmayacak. Haksız yere tuttuğunuz Ümit Özdağ’ı derhal serbest bırakın. Bizim demokrasi anlayışımızda iki yüzlülük, iki başlılık olmayacak. Sadece ‘Seni başkan yaptırmayacağım’ dedi diye 8 yıldır içeride tuttuğunuz Selahattin Demirtaş‘ı derhal serbest bırakın. Bugün, bu meydan Türkiye’ye bir şey öğretiyor. Yarın demokraside biz bu meydandaki bir çok parti ile rekabet ederiz, yarışırız. Ama adil, mertçe, demokratik bir yarış için, bir Türkiye için. Yani herkesin sözünü söyleyebilmesi, siyaset yapabilmesi için, bugün bu meydanda rengarengiz. Ta eski zamanlarda, ilkel kabileler zamanında, daha dinler yokken, gökkuşağında, gökyüzünde bir gökkuşağı varken o kabilelerin secdeye kapandığı resimler var mağaralarda. Gökkuşağı farklı renklerin yan yana durduğu, birbirinin içine ve işine karışmadığı, ama doğru bir yerde en güzel görüntüyü verdiği doğa olayıdır. Bugün Maltepe Meydanı ne benimdir ne başkasınındır. Gökkuşağı gibi rengarenktir. Çok kültürlüdür, çok partilidir. Ama bu meydan Türkiye’nin umududur, yarınlarıdır. Tek adamın tek korkusudur. Bu meydan birbirine düşerse, bu meydan rekabete düşerse, bu meydan ‘Benim Genel Başkanım çıksın, onunki yatsın’ derse, bu meydan ‘Benim belediye başkanım çıksın diğerininki dursun’ derse, bu meydan kayyuma, tutuklamaya, gözaltına, işkenceye, kötü muameleye, açlığa, yoksulluğa, işsizliğe hep beraber isyan etmezse o zaman kötülük kazanır. Ama bu meydan bugünkü gibi durdukça, milyonlar oldukça, korkmadıkça, yılmadıkça ant olsun ki biz kazanacağız, biz kazanacağız, biz kazanacağız.

"Bu iktidarı değiştirene kadar durmayacağız"

Bu meydandaki tüm görüşleri, tüm yapıları, tüm partileri, tüm mezhepleri, tüm inançları, tüm etnik kökenleri gökkuşağına duyduğumuz saygıyla Cumhuriyet’in kuruluş değerlerine bağlılığımızla, yarına olan inancımızla yürekten selamlıyorum. Hepiniz sağ olun var olun. Yarın hep birlikte bayramlaşacağız. Ama ilk büyük bayramlaşmayı bu meydanda yaptık. Bilmiyorum aynı operatör mü? Geçtiğimiz günlerde Saraçhane‘den ayrılırken bir kardeşim geldi, sarıldı. ‘Başkanım’ dedi, ‘15 yıllık drone operatörüyüm. Ben size teşekkür ederim.’ Saraçhane‘de dedim ya ‘Drone yukarı, drone’a bir alkış, drone hepimizi görüntülüyor’, alkışladılar. Bakın o çocuk gözleri dolu dolu gelmiş, ‘Drone alkış’ deyince ‘İlk kez bizi birisi fark etti ve aşağıdaki güzel insanlar da alkışladı’ diyor. Şimdi o drone biraz önce yükseldi. Bu tarihi bayramlaşmayı fotoğrafladı. Ben yarın önce Trabzon’da, sonra Silivri’de ve bayramın ikinci günü yine Silivri’de, içeriye koyduklarıyla, öğrencilerimizle, siyasetçilerimizle, belediye başkanlarımızla, sanatçılarımızla sizin adınıza bayramlaşacağım. Buradan, içeride hepimiz adına yatanlara selam olsun mu? Buradan hep birlikte Türkiye’nin güzel insanlarına, dayanışma gösterenlere, bayramlaşanlara, yarına umutla baksınlar diye hep birlikte iyi bayramlar diliyoruz. İyi bayramlar. İyi bayramlar. İyi bayramlar.

''Adayımı bırak sandığı getir''

Ve şimdi bugünün anlamıyla ve yarın başlayacağımız büyük kampanya için hep birlikte tekrar edelim. Ben milletim, ben milli iradeyim, adayımı bırak, sandığımı getir. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Ben milli iradeyim, adayımı bırak, sandığı getir. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Sizin önünüzde hiçbir güç duramayacak, hiçbir güç. Türkiye’nin en büyük kırılma anında her şeyi göze alıp sokaklara çıkanlara, barikatları aşanlara, meydanlara koşanlara ve yanındakinin hakkını kendi hakkı gibi bilen milyonlara teşekkür ediyorum. İyi bayramlar diliyorum. Güle güle gidin ama sakın dinlenmeyin. Çünkü bu iktidarı değiştirene kadar durmayacağız, durmayacağız, durmayacağız. Yolunuz açık olsun, yolumuz açık olsun. Kazanmak yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz."

Mitinge katılım: ''2.2 milyon''

CHP Genel Başkanı Özgür Özel konuşurken sık sık ''Hak, Hukuk, Adalet'', ''Hükümet İstifa'', ''Mustafa Kemal'in askerleriyiz'' ve ''Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz'' sloganları atıldı.    

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 2,2 milyon kişinin olduğunu söylediği miting alanında, DEM Parti, Zafer Partisi, Saadet Partisi, Demokrat Parti, İYİ Parti, Emek Partisi, Türkiye İşçi Partisi ve Bağımsız Türkiye Partisi, demokratik kitle örgütleri, futbol taraftar grupları, 81 ilden CHP il başkanları, belediye başkanları, emekli dernekleri, kadın dernekleri ile STK’ların, kendilerine destek verdiğini belirtti. Memleket Parti Genel Başkanı Muharem İnce de protokolle mitingi takip edenler arasında yer aldı. 

Özgür Özel konuşmasının sonunda eşi Didem Özel, Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu ve çocukları Selim İmamoğlu ve Semih İmamoğlu ile birlikte vatandaşları selamladı.

  •   Etiket
  •   Okuma Bu haber 49 defa okunmuştur.

  YORUMLAR

0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
YUKARI