M.Gökhan Özçubukçu Yazdı: Rus Dış Politikası Perspektifinden Orta Doğu
Rusya, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra iç sorunlarla uğraştığı için küresel sorunlara, özellikle Ortadoğu'ya yeterli ilgiyi gösterememiştir...
“Kaç yaşında olduğunu bilmeseydin kaç yaşında olurdun?’’ diye sormuş Satchel Paige. Bu söz, insanın hissettiği yaşta olduğunu vurguluyor.
*Prof.Dr. Abdülkadir Ercan
“Kaç yaşında olduğunu bilmeseydin kaç yaşında olurdun?’’ diye sormuş Satchel Paige. Bu söz, insanın hissettiği yaşta olduğunu vurguluyor.
Yaşlanmayla ilgili gezintim esnasında dini, felsefi, sanatsal ve bilimsel çalışmalara göz gezdirdikçe en son söyleyeceğim kelimeyi başlarda kullanmak isterim. İnsanların kaderinde elbette herkesin başına gelecek olan bir şey var: Yaşlanmak. En azından şimdilik…
Çoğumuz geleceğimiz hakkında endişe etmekteyiz, ilginçtir yaşlanacağımızı, öleceğimizi biliriz ama inanmayız. Erken geleceğine hatta bize gelmeyecekmiş gibi yaşarız. Ve bir gün daha önce yaptığımız, yapabileceğimizden emin olduğumuz işler için üşeniriz. Rahmetli Prof. Dr. Demir Tiryaki hocamız yaşlılığı ‘’Her zaman yaptıklarımızı yine de yapabileceğimizden emin olduğumuz ancak yapmamayı tercih ettiğimiz dönem’’ olarak tarif ederdi.
Mavi Bölgeler
Yaşlanmayı durduracak ya da yavaşlatacak kesin bir yöntem bulunmasa da, yapılan araştırmalar insanların daha uzun yaşadıkça daha az korku yaşadıklarını ve hayatlarının sonuna doğru en mutlu olduklarını göstermektedir. Bu duruma “mutluluğun ‘U’ eğrisi” denmektedir ve dünyanın çeşitli bölgelerinde yapılan araştırmalarla desteklenmiştir.
Modern bilim, insan vücudunun kapasitesinin yaklaşık 90 yıl olduğunu söylemektedir. Kadınlar için bu süre biraz daha uzundur. Ancak bazı kültürlerde (Blue Zone olarak adlandırılır), 100 yaşını geçen insanların sayısı bizim ülkemizdeki rakamların 10 katıdır. Bu nedenle, bu kayıp yılları geri almanın en iyi yolunu keşfetmek için bu kültürlere dikkat etmemiz gerekmektedir. Bu bölgelerde uzun ömürlü insanların sayısının fazla olması bize ipuçları verebilir. Yani, yaşlanma sürecini tamamen durduramasak da, bunu yavaşlatabileceğimizi ve sağlıklı bir şekilde daha uzun süre yaşayabileceğimizi bilmek önemlidir.
Sardinyalıların yaşam tarzlarından bahsetmek harika bir örnek! Ev işleri, yürüyüş, bahçe işleri gibi günlük aktiviteler fiziksel olarak aktif olmalarını sağlıyor. Bu tür aktivitelerin düzenli olarak yapılması, kalp sağlığını koruma, beyin fonksiyonlarını geliştirme ve genel sağlık üzerinde olumlu etkiler yapabilir. Ayrıca, kendi istekleriyle bu fiziksel aktiviteleri gerçekleştirmeleri ve hoşlandıkları şeyler olduğu için bunlardan keyif almaları da önemli. Bu durum mental sağlık açısından da oldukça değerlidir. Fiziksel ve zihinsel sağlığı korumanın anahtarı bu tür doğal ve isteğe bağlı aktivitelere düzenli olarak yer vermek olabilir.
Tüm bu kültürler, dinlenmek için zaman ayırıyorlar. Sardinyalılar dua ediyor. Seventh-Day Adventistleri dua ediyor. Okinawalılarda yaşlı insanlara hürmet var. Ancak aceleniz varsa ya da stresliyseniz, bu durum Alzheimer hastalığından kalp hastalıklarına kadar birçok şeyi tetikleyebiliyor. Günde 15 dakikayı dinlenmek için harcadığınızda, bu tetikleyici durumun biraz da olsa önüne geçiyorsunuz. Amaçlarını açıklayan sözcükleri var. Okinawalıların kullandığı “ikigai” sözcüğü gibi. Genellikle bitkisel besinler tüketiyorlar. Bu, et yemedikleri anlamına gelmiyor. Ancak bol miktarda fasulye ve fındık yiyorlar. Önceliği ailelerine veriyorlar. Çocuklarına ve yaşlı ebeveynlerine bakıyorlar.
Framingham Araştırması
En iyi arkadaşlarınızdan üçü obez ise sizin de fazla kilolu olmanızın olasılığı %50 daha fazladır. Arkadaş çevresinin ve toplumun etkisi göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür. Sağlıklı alışkanlıklar edinmek ve korumak için doğru topluluklara dahil olmak hayati öneme sahiptir. Araştırma sonuçlarına dayanarak, sosyal çevrenizdeki insanların alışkanlık ve davranışlarının sizin üzerinde büyük bir etkisi olduğunu unutmamanız gerekmektedir.
Sosyal ilişkiler
Sardinya adasında yapılan çalışmada birçok belirleyici olabileceği düşünülen parametre (temiz hava, yüksek tansiyon, zayıf veya kilolu olma, spor, kalp krizi, grip aşısı, sigara içmiyor olmanız, içtiyseniz bırakmış olmanız…) incelenmiş, ancak belirleyicilik sıralamasında en üstlerde yakın ilişkilerimiz, insanlarla kurduğumuz sosyal entegrasyon ve etkileşim yerini almıştır.
Sosyal medya üzerinden yapılan etkileşimlerin yüz yüze iletişimin yerini tutmadığı unutulmamalıdır. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; gerçek insanlarla doğrudan temas kurmak beyindeki neurotransmitter salınımını artırarak stres seviyesini düşürmekte ve mutluluk hormonu olan dopaminin salgılanmasını teşvik etmektedir. Bu nedenle günlük hayatta insanlarla iletişim halinde olmaya özen göstermek gerekmektedir. Sadece yakın çevremizde bulunan değerli insanlarla değil, günlük rutinler içerisinde karşılaştığımız herkesle de konuşmak önemlidir. Kahve dükkanında kahvemizi yapan insana bile selam verip sohbet etmek bize iyi hissettirecek küçük ama anlamlı bir eylemdir.
Harvard Yetişkin Gelişimi Çalışması
Yetmiş beş yıl yıl boyunca, 724 erkeğin hayatını yıldan yıla, işleri, ev yaşamları, sağlıkları izlendi. Bu 75 yıllık araştırmadan aldığımız en net mesaj şudur:
İyi ilişkiler bizi daha mutlu ve daha sağlıklı tutar. Bu bilimsel çalışma bize, sosyal ilişkilerin insan hayatı üzerindeki önemini vurgulamaktadır. İyi ilişkilerin insanları daha mutlu ve sağlıklı kılacağına dair net bir bulgu ortaya koymaktadır. Ayrıca, kaliteli ilişkilerin sayıdan daha önemli olduğunu ve iyi ilişkilerin sadece fiziksel sağlığımızı değil, aynı zamanda beynimizi de koruduğunu göstermektedir. Bu nedenle, bu çalışma iyi ilişkilere ve sosyal bağlantılara önem vermenin yaşam kalitesi üzerinde büyük etkiye sahip olabileceğini açıkça ortaya koymaktadır.
Sağlıkla Kalın.
*Kalp ve Damar Hastalıkları Uzmanı
Rusya, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra iç sorunlarla uğraştığı için küresel sorunlara, özellikle Ortadoğu'ya yeterli ilgiyi gösterememiştir...
1974 Kıbrıs Barış Harekatı; 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nde 1963 itibariyle bozulan anayasal düzenin tekrar tesis edilmesi, toplumlar arası çatışmaların durdurulması, Yunanistan’ın 15 Temmuz 1974’te gerçekleştirdiği askeri darbenin getirdiği yasadışı düzenin ortadan...
‘Öteki’ algısının içeriğini hangi anlamlandırma dolduruyorsa, o gücün de kendisidir. Neden mi? ‘Öteki’ tanımına teslim olmak sürecini işleten...
Devletler, toplumlar tıpkı insan hayatı gibi inişli çıkışlı bir süreç yaşarlar. Bazen güçlü ve öncü; bazen ise siyasi, askeri ve ekonomik çalkantılara maruz kalırlar. İnsan nasıl ki maruz kaldığı...