Sağlıklı mı?

  Sağlık sistemi ne durumda, şifa bulabiliyor muyuz?  Tedavi masrafları bizi yoruyor mu? Yoruyor ve tedaviye ulaşmakta zorlanıyorsak bu bizi daha çok hasta yapar mı? Vatandaş hastane hastane gezerken asabiyetten tansiyon, şeker ve kalp gibi rahatsızlıkları daha çok etkileniyor mu? Bu sınavları geçen hastalar hastaneye ulaşınca insanca muamele görüyor mu? Veyahut hasta ulaşınca gerçekten işini […]

A+
A-

 

Sağlık sistemi ne durumda, şifa bulabiliyor muyuz?  Tedavi masrafları bizi yoruyor mu? Yoruyor ve tedaviye ulaşmakta zorlanıyorsak bu bizi daha çok hasta yapar mı? Vatandaş hastane hastane gezerken asabiyetten tansiyon, şeker ve kalp gibi rahatsızlıkları daha çok etkileniyor mu?

Bu sınavları geçen hastalar hastaneye ulaşınca insanca muamele görüyor mu? Veyahut hasta ulaşınca gerçekten işini yapmak isteyen hekime vatandaş çektiği ızdıraptan ötürü saldırıyor mu? Günümüzün hastalığı stres herkes için bir gerçek değil mi?

Kafalarda uzayıp giden deli sorular var. Gelin bu sorulara hep birlikte cevap bulmaya çalışalım.

Sağlık sistemi evlere şenlik. Özellikle büyük şehirlerde hastane yetersizliği ortada. Şehir hastanesi, bölge hastanesi v.s. tabela hastaneleri de yetmiyor.  Özel hastaneler şifahaneden çok ticarethane gibi.  Kuşkusuz para kazanma amacıyla açılmış sağlık kompleksleri olarak faaliyet gösteriyorlar. Lakin sektör sağlık olunca önem arz ediyor.  Kısaca özel hastaneler de çare değil artık.  İnsanlar borç batağında. Kredi çekip tedavi olamıyor. Oysa genel anlamda müşteri değil hasta gözüyle bakmak insani bir görev.

Bırakın bakkaliyeyi şaşkın bakkal işletsin.

Şifa bulmak Hakk getire. Hastanelere gidip gelirken yollarda vatandaş, ölmezsem daha alınamaz nefesimiz varmış diye seviniyor. Vücut hastalığı onarıyor. (Burada söylemek gerekir, istisnalar vardır) Tedavi edilenlerin ve kendine yetenlerin oranlarına bakmak lazım giderlerse gitsinler derken düşünmek gerekli. Deneyim kolay kazanılmaz. Vatandaş 3 doktor geziyor ilaca ulaşamıyor. Hasta ayağa kalkamıyor.  Bir şeyin yok deniyor, rapor veremem deniyor.

Kaldı ki kimse kendilerinden rapor da istemiyor. Vatandaşımızın tedaviye ulaşması isteniyor sadece.

Tedavi masrafları, katkı payları, bunların vergileri, garanti verilmiş ücretler…Zaten dar boğaz içindeki vatandaşı yorup asabiyeti de üst seviyelere çıkıyor haliyle. Sonuç olarak da hekim ile hasta karşı karşıya geliyor.  Bu işler yönetim katında çözülmeli. Hekim ve hasta arasında para değil hastalıklar ve şifa konuşulmalı.

Hastanelerde çalışanlardaki yoğunluktan oluşan dezenformasyon, ‘aman hadi be sendecilik’ hasta tarafından ciddiye alınmamak kaygısı ile beraber stres, hastalığın verdiği acı ve tuhaf sorular, ekonomik güçsüzlük, savunma iç güdüsü ve saldırganlık…

Sonuç: Şiddet, karakol, mahkeme..

Diğer taraftan bakalım..

Bir hekim günlük kaç hasta ile ilgilenebilir. Mesela 15 olsun. Bu 15 kişiye şifa olmaya çalıştığında mı mutlu, huzurlu bir iş ortamında çalışmış olur yoksa 150 kişiye bakıp hiçbiriyle doğru düzgün ilgilenmeden karşıdan ilaç yazıp gönderdiğinde mi?

Neticede az kişiyle ilgilenmek kimin ne tedavi olduğunun bilinmesi noktasında önemli bir detay.

Sosyal medyada görüyoruz. Doktor dövmeyi marifet bilen hastalar var ya da  insanları aşağılamayı hak gören doktorlar var.  Kimse inkar etmeden şapkasını önüne koyup düşünsün.  Ahlak, vicdan, içsel yargı ve terazi olmalı.

Toplumu germeye, siyasi çıkarlar uğruna kutuplaştırmaya gerek yok.

Sonuç olarak herkes insandır, beşerdir..Hata yapar. Bu saatten sonra nerden döner düzelir, zaman ortaya çıkaracak. Millet olarak miladımızı belirleyip Ahlak, vicdan sahibi insanlara evrilmeliyiz tekrar.

Para peşinde koşan kişi insan olarak değerlendirilemez.  Hal böyle iken, kimse bir yere bir şeyi götüremiyor. Ekmek herkese yetecekti .. Değil mi?

Düşünceli kalın, sorgulayın…

Saygılarımla…

 

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir