09-03-2025 16:27:45 Son Güncelleme: 09-03-2025 16:39:45

Şair-Yazar Mustafa Muharrem Yazdı: Kent İnsanlığımızın Garantisi Olabilir Mi?

Kentler modernliğin dolaşımına tanıdığı imkan kadar ilgi çekici günümüzde. Dünyanın ulaştığı sunum ortalaması bir kentin manyetik alanına girebilmek, davetine cevap verebilmek için yeterli...
Şair-Yazar Mustafa Muharrem Yazdı: Kent İnsanlığımızın Garantisi Olabilir Mi?

Mustafa Muharrem / Şair-Yazar                        

Kentler modernliğin dolaşımına tanıdığı imkan kadar ilgi çekici günümüzde. Dünyanın ulaştığı sunum ortalaması bir kentin manyetik alanına girebilmek, davetine cevap verebilmek için yeterli. Elbette kent kimliğinin genetiğinde coğrafyadan tarihsel misyonuna pek çok dominant ittifakına da rastlayabiliriz. Ama bu etkiler sıralamasında, sanayileşme ile koşut biçimde yeni yükselen sınıfların kentlere yönelişini ayrı bir tahlilden süzmek gerekir. Niçin mi? Kentlerin vaadi, modernliğin hükümlerine göre hizasını bulmuş, yönünü tayin etmiş hayat kriterlerini insanlaştırmaktan ibaretti çünkü. Eğer modernlik öncesi hayat üslupları ile başınız dertte ise, uyum zorluğuna düşülmüşse izlenecek tek kurtuluş yolu vardı: Kent. 

Bu arada hemen belirteyim, tarihsel otantiğinden zerre kaybetmemiş kentlerin modern zamanlarda muhatap kaldığı ilgiyi, geçmişe saygı veya geçmiş özlemi olarak temellendirmek global ve kalın bir yanılgıdır. Çünkü modernlik, tarihin tozlu sayfalarını da bir cazibe objesine dönüştürmeyi başardı hızla. Nicel aklın egemenliği çekirdeğinden patlayarak bütün hayat seçeneklerini, bütün zaman perspektiflerini bir çırpıda tedavülden kaldıran modernlik, geçmişi de kolayca kendi tasarımına sıkıştırabilmiş; bu sayede tarihselliği kent düzleminde seyirlik bir gezi rantabilitesi yeteneği kazanan bir fetiş haline getirmiştir.          

Modern paradigmanın yürüyüşünde rahat varılmış ve artık arkada kalmış bir istasyon bu kuşkusuz: Tarihin derinlikleri de yüzey bölgesi de şimdiki zamanın kıyısına attıkları da modernliğin tasallutuna karşı kendilerini savunabilirler mi? Bugünün hücumlarından, pervasızca kurgulayan ve tanım kilitleri altına kapatan bu saldırgan tavırdan geçmiş kendini sakınabilir mi? Hayır elbette.           

Bu yüzden turizmden söz açıldığında, girdilerden, hizmet kalitesinden, ekonomiye katkılardan dem vuruluyor ama tarihin ticarileşmesinden, insana ait anılar ve izler toplamının kolektif bir narkoz etkisi uyandırmasından, “değer”in pazardaki trajedisinden, kentlerin nasıl bir metaya indirgendiğinden işkillenmeye gelince, susuluyor. Gezmenin, hele kültürel içerik taşıdığı iddia edilen seyahatlerin tam bir gereklilik masumiyetine büründürülerek özendirilmesi, modernliğin metalaştırma maharetinden başka bir şey değil oysa. 

“Ne sakınca var bunda?” sorusunun çengeline takıldığınızın farkındayım. Amacım, gezi etkinliklerini, dinlenmekten tutun da din ritüeli veya kültürel tecessüs gerekçeli her türden turizmi sanık sandalyesine oturtmanın çok ötesinde: Turizmin modernlikten icazetli bir davranış örgütlemesi yöntemi olup olmadığı tartışması içinde, kentin şeyleştirici tesirlerinden korunabilir miyiz; asıl kaygı bu. Daha doğrusu, modernliğin kentte geçmiş zamanın bugüne değin dinmemiş yankılarını bile nasıl insafsızca sermaye yapabildiği gerçeği karşısında hangi saftayız; bunu anlamak.         

Mantık cedelleşmesi bir yana, şöyle tuhaf ve trajik bir tarafı var işin: Kendi anılarımızı paylaşıma açarken son derece ketum ve cimriyiz; ama kenti pazarlarken alabildiğine teşhirci ve bonkör. İşte modernliğin oyunlarından biri! Bu oyuna katılmak için tarihe dilediğimiz pozu ısmarlayıp fotoğraf çektirebiliriz. Kenti modernliğin beynimize taktığı kelepçe olmaktan nasıl mı çıkaracağız? Sayıların onayına muhtaç bir hayatı reddederek elbette. Görkemini zaaflar saltanatına borçlu kentlere kapıldığımızda, irademiz bizden ümidi keser ve ayrılır bizden. Bize de nesneleşmek kalır; yani toplumsal biblo olmak. 

Ne dersiniz, kentler insanlığımızı mı garanti ediyor, rolümüzü mü? 

  •   Etiket
  •   Okuma Bu haber 40 defa okunmuştur.

  YORUMLAR

0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
YUKARI