Türkiye’nin Stratejik Hamleleri: Bir Haftada Değişen Denge…
Son bir haftadır Türkiye'nin uluslararası ve iç politikadaki hamleleri, bölgesel ve küresel dengeleri ciddi şekilde değiştirdi...
Aşık Veysel on yaşına geldiği zaman babası oyalansın diye bir kırık saz almış. Oğluna ilk ezberlettiği şiir Kul Abdal?ın, şöyle başlıyor…
Aşık Veysel on yaşına geldiği zaman babası oyalansın diye bir kırık saz almış. Oğluna ilk ezberlettiği şiir Kul Abdal’ın, şöyle başlıyor;
Ya da;
İlk eşinin gitmesi üzerine demiş ki;
Üzümü bekleyenler ya da hak edenler yer herhalde.
Toprak şiirini Eskişehir Çifteler Köy Enstitüsü’nde yazmış;
Yine Çifteler’de Raşit adlı bir arkadaşı “bana bir şiir yaz, ceplerim delik, sırtımdaki tulum yağ içinde” demiş. Hiç ısmarlama şiir olur mu? Yazmamış tabi.
Bir gün Raşit’le Aşık Veysel jiple Eskişehir’e gelirken araba arıza yapmış, tamir de edememiş. Yakındaki bir köye gidip bir çift at getirip jipe koşmuş. Şiiri o zaman söylemiş Veysel;
“Cebimin delik olduğunu sana söylemiştim ama boyumun uzun olduğunu nereden öğrendin?” diye sormuş Raşit Bey. “Sorduğun şeye bak, onu bilmeyecek ne var. Konuşurken sesin hep yukarıdan geliyor” diye cevap vermiş Veysel.
Demek ki yukarıdan konuşmamak lâzım.
Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nde bir kiraz ağacı varmış. Gövdesine yaslanır, yapraklarını okşar severmiş. Şiddetli bir dolu yağmış, bazı yaprakları delmiş, bazı yaprakları düşürmüş. “Bir insanın bir yeri kesilse canı acıyor, ağlıyor, inliyor. Acaba ağaçlar da yaprakları koparken, meyveleri alınırken, dalları kırılırken aynı acıyı duyarlar mı?” demiş ve şunları söylemiş;
Yine burada görev yaparken köyünü özlemiş, üstelik hanımı da bir mektup yazmış “gel” demiş. İzin alması lâzım ama verecekler mi? İdareye şöyle yazmış;
Sonra bir tren yolculuğu köye doğru.
Feyzi Halıcı soruyor “Senden sonraki halk şiirimiz hakkında ne düşünüyorsun?”
“Türk Milleti sağ olsun, analar ne aslanlar doğurur. Benim şiirden kısmetim şu: Bir tabağın içi bal dolu imiş. Onu bizden önceki şairler yemişler, bize söylenecek söz bırakmamışlar ki.”
“Aşık, kâsenin dibindeki balı da sen yaladığına göre, kimsenin nasibi olmayacak mı yani?”
“Arı yok değil ya! Yeniden tabağı doldururlar. Dünyada ne arı, ne çiçek, ne bal tükenir.”
İlk şiirlerini bir araya 1970 yılında İş Bankası getiriyor, Dostlar Beni Hatırlasın.
Rahmetli Muhittin Kardeşim ortaokula giderken okuldaki şiir yarışmasında birinci olmuştu, bu kitabı hediye etmişlerdi, 1973 yılı idi yanlış aklımda kalmadıysa.
Ahmet Kutsi Tecer Bey’in evinde oturuyorlar. Cevat Dursunoğlu, Tahsin Banguoğlu, Bedrettin Tuncer ve Muzaffer Sarısözen var. Ruhi Su da orada, bir türkü okumasını istiyorlar, sonra da Veysel’e nasıl bulduğunu soruyorlar, cevabı şu oluyor;
“Efendim, dağlarda bir çiçek olur, onu alır şehre getirirsin, güzel saksılarda güzel topraklar içinde yetiştirirsin, geliştirirsin. Belki daha güzel bir çiçek olur, ama o eski kokusunu bulamayız.”
Aşık Veysel Vefat ettikten sonra şöyle yazmıştı Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu;
Ümit Yaşar Oğuzcan da bir kıtada şunu söylemiş;
Aşık Veysel ile Kul Ahmet’in bir atışması ile son verelim.
Aşık Veysel soruyor, Kul Ahmet cevap veriyor.
Aşık Veysel
Son bir haftadır Türkiye'nin uluslararası ve iç politikadaki hamleleri, bölgesel ve küresel dengeleri ciddi şekilde değiştirdi...
Hepimiz yolcuyuz. Yolcu ne zaman şad olur? Sevgilisinin yanında. Bir sevgili bulur da, gönlünü onda dinlendirirse şad olur. O yoksa rüzgar gibi geçip gider de işin bitiverir. ..
Bizim aklımızdan geçen RTÜK bu değildi. “Biz” derken Türkiye’de radyo televizyon yayıncılığının çağdaş ve demokratik kurallara uygun yol açıcı bir kurum olmasını isteyen dernekler, akademisyenler, gazeteciler ve uzmanları kastediyorum. 1990’larda...
Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et
Yorumlar (0)