Türk tasavvuf tarihinin temel kitaplarından biri olan Divân-ı Hikmet’te Ahmed Yesevî yukarıda belirtilen üç ana konuyu manzumelerle işlemiş ve İslam’la yeni tanışan kardeşlerine/hemşehrilerine sunmuştur. Yusuf-i Hemedanî’nin dört halifesinden biri olan Ahmed Yesevî ile Türk dünyasının kaderi arasında güçlü bir bağ olduğu bilinmektedir.
Hemedan, Bağdat, Merv, Herat gibi o yüzyılın önemli ilim ve irfan merkezlerinde talim ve terbiyesini tamamlayan Hemedanî (öl. Merv 1122) ile Semerkant uleması arasında sohbet halkasının varlığı bilinmektedir. Mürşidi ise Kuşeyrî ve Ebu Said Ebu’l-Hayr’ın yanında yetişen Ebu Ali Farmedî’dir. (öl. Tus 1084)
Hemedanî, müridi Ahmed Yesevî gibi Anadolu’ya gelemedi. Fakat fikirleri, düşünceleri, menkıbeleri geldi. Molla Camî (öl. Herat 1492) Bursa’lı Lâmiî Çelebi tarafından Türkçe’ye çevrilen eserinde onunla ilgili şu anekdotu naklediyor: “Şeyh Muhyiddin-i Arabî eserlerinin birinde şöyle diyor: 602 (1205) yılında Şeyh Evhadüddin Hamid Kirmânî Konya’da evimde bulunduğu zaman bana şöyle demişti: Bizim diyarda Hoca Yusuf-ı Hemedanî isminde biri vardı, altmış yıldan fazla bir müddet şeyhlik ve irşad seccadesinde oturmuştu.”
Ahmed Yesevî’yi yetiştiren muhiti besleyen pek çok sufiden bahsedilebilir. Bunların, özellikle eser kaleme alan ve daha çok Türkistan-Ortadoğu-Horasan bölgesinde yaşayan kişileri ve bazı eserlerinin adını vermek yararlı olacaktır. Bu eserler aynı zamanda tasavvufun kaynakları, bir başka ifadeyle o gün bugün okunan klasikleridir, ana kaynaklarıdır.
1.Hâris Muhasibî (öl.857) er-Riâle li hukûkillâh , Hülya Küçük tarafından Türkçeye çevrildi. İstanbul 1990.
2.Hakim Tirmizî (öl. Tirmiz, 898): Hatmu’l-evliya (Türkçeye Salih Çift tarafından çevrildi 2014.)
3.Ebu Nasr Serrac Tusî (öl. Tus 988): el-Luma’, (H. Kamil Yılmaz tarafından İslam Tasavvufu adıyla tercüme edildi. İstanbul 1996)
4.Ebu Saîd Ebu’l-Hayr (öl. Horasan 1049): (Onunla ilgili menakıbname Esrârü’t-tevhid Süleyman Uludağ tarafından Farsça’dan Türkçeye çevrildi. İstanbul 2002)
5.Abdulkerim Kuşeyrî (öl. Nişabur 1072): Risale (S. Uludağ tarafından tercüme edildi. İstanbul 1978)
6.Kelâbâzî (öl. Buhara 995): et-Taarruf (S. Uludağ tarafından tercüme edildi. İstanbul 1979)
7.Hucvirî (öl. Lahor 1077): Keşfu’l-Mahcub (S. Uludağ tarafından Farsça’dan tercüme edildi. İstanbul 1981)
8.Gazalî Tusî (öl. Tus 1111): İhya (Türkçe tercümeleri vardır)
9.Abdullah Herevî (öl. Herat 1089): Menazilü’s-sairin (Türkçeye Abdürrezzak Tek tarafından çevrilmiştir.)
10.Sülemi (öl. Nişabur 1021): Tabakâkü’s-sûfiye. Türkçe çevirisini Abdürrezzak Tek yaptı.)
Türbeleri Emir Timur tarafından yaptırılan Ahmed Yesevî , Bahauddin Nakşbend ‘den sonra dostlarının dinî-tasavvufî manzumelerle/hikmetlerle Türkistan halkına aktardığı tasavvufi kültür, kendilerinden sonra bu topraklarda yetişen meslekdaşları tarafından geliştirilerek daha uzak diyarlara ulaştırılmıştır. Bu faaliyetin en meşhur isimleri şunlardır:
1.Necmeddin Kübra (öl. Köhneürgenç ,1221)
2.Ömer Halvetî (öl. Herat, 1397)
3.Abdülhalik Gücdüvanî (öl. Buhara ,1220)
4.Molla Câmî (öl. Herat ,1492)
5.Sadeddin Kaşgarî (öl. Semerkant ,1456)
6.Ubeydullah Ahrar (öl. Semerkant, 1490)
7.Seyfeddin Baherzî (öl. Nişabur, 1260)
8.Mecduddin Bağdadî (öl. Harezm, 1219)
9.Zeynuddin Hafî (öl. Malin ,1435)
10.Yahya Şirvanî (öl. Bakü, 1462)
Yorumlar (0)