Küçük Adımlar
Başarı, genellikle büyük bir sıçrama gibi görünse de, gerçekte küçük adımlarla başlar. Dünyada her büyük keşif...
Türk Devletleri Teşkilatı küresel ölçekte güç merkezlerinden biri haline getirilmelidir. Türk dünyası büyük bir ailedir, büyük potansiyeli sahiptir, büyük coğrafyayı ihata eder..
“Türk Devletleri Teşkilatı küresel ölçekte güç merkezlerinden biri haline getirilmelidir. Türk dünyası büyük bir ailedir, büyük potansiyeli sahiptir, büyük coğrafyayı ihata eder. Türk devletleri, ulaşım yolları, enerji kaynakları, insan sermayesi, artan nüfus, olumlu demografik durum büyük güç potansiyele maliktir. Harbi potansiyelimizi savaş meydanlarında kendini çok kez ispat etmiştir. Zengin tabii kaynaklarımız ve bunların taşınması için modern ulaşım hatlarımız, Merkezi Asya’yı, Kafkasya’yı Aralık ve Karadeniz limanlarına bağlayan ulaşım koridorlarımız, zengin kadim tarihimiz, medeniyetimiz büyük servetimizdir. Halklarımızın örf ve törelerine bağlı olması ve aynı etnik kökenlere sahip olmaları ülkelerimizin birleşmesinde önemli unsurlardır. 21’nci asır Türk Dünyasının inkişafı asrı olmalıdır.”
Bu ifadeler Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in Karabağ Zaferinin simgesi haline gelen Şuşa şehrinde gerçekleşen TDT Devlet Başkanlarının Gayriresmi Zirvesindekindeki konuşmasından alınmıştır. Sayın Aliyev’in bu ifadeleri hamisi olarak söylenmiş altı boş sözlerden ibaret olmayıp, reel anlamda sosyo-ekonomik ve politik gerçeklere dayanmaktadır. Zira hali hazırda Türk Dünyası 300 milyonluk nüfus, 1,9 trilyon dolarlık milli gelir, 1,6 trilyon dolarlık milyar dolarlık dış ticaret hacmi, 4,5 trilyon dolarlık satın alma sahip Türk Dünyası büyük bir sosyo-ekonomik gücü ifade etmektedir. Özellikle Asya ile Avrupa kıtasında yer alan stratejik bir coğrafyada konumlanmış bağımsız Türk Cumhuriyetleri, Doğu-Batı arasındaki ticaretin geçiş güzergâhında dünyanın jeopolitik kalbinde yer alan mümtaz bir bölgede bulunmaktadırlar.
Beş daimi ve üç gözlemci üyesiyle uluslararası düzende yerini alan Türk Devletleri Teşkilatı, 21. yüzyılda Türk devletlerinin siyasi vizyon ve iradelerini yansıtmaktadır. Binlerce yıllık kimlikleri, yönetim yetenekleri ve askeri kapasiteleriyle Türk devletleri siyasi anlamda birlikte hareket etme iradelerini ortaya koyarak teşekkül ettirdikleri TDT, dünyanın savaş ve kaosa sürüklendiği bir dönemde bölgesel istikrar ve küresel barış için büyük umutlar vadetmektedir. TDT’nin şemsiyesi altında Orta Asya’nın enerji kaynaklarıyla Anadolu’nun imalat ve üretim gücü bir araya gelmesiyle oluşacak sinerji bölgesel ve küresel düzeyde önemli bir hareketliliğe neden olacaktır.
İstanbul Zirvesinden Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyinden Türk Devletleri Teşkilatına geçerek yüksek bir ivme yakalayan Türk İşbirliği son üç yıl içinde ciddi ilerleme kaydederek Türk Birliğine doğru emin adımlarla yol almaktadır. 6 Kasım 2024 tarihinde Kırgızistan’ın Başkenti Bişkek’te gerçekleştirilecek olan TDT Devlet Başkanları 11. Zirvesinde üye ve gözlemci ülkelerin devlet başkanlarının katılımı beklenmektedir. “Türk Dünyasının Güçlendirilmesi: Ekonomik entegrasyon, Sürdürülebilir Kalkınma, Dijital Gelecek ve Herkes İçin Güvenlik” şiarıyla düzenlenecek Zirve’de liderlerin önemli kararlar almaları, bir takım ikili ya da çok taraflı anlaşmaları imzalamaları, ekonomi, sürdürülebilir kalkınma, ticaret, dijital dönüşüm, ulaştırma ve güvenlik alanlarında somut adım atılmasını sağlayacak tasarrufta bulunmaları yanı sıra liderlerin bölgesel ve küresel gelişmeleri ele almaları, özellikle Azerbaycan ile Ermenistan arasında devam eden barış görüşmeleri hususunda fikir belirtmeleri ve İsrail’in Orta Doğudaki soykırıma ve katliamı kınamaları beklenmektedir.
Sloganı oldukça iddialı olan bu zirvede önemli sonuçlar beklenmektedir. Türk Birliğine gidecek yolda önemli adımların atılması gerektiği konusunda Türk Dünyasında büyük bir beklenti bulunmaktadır. Bu nedenle zirveye Türk Devletleri katılım sağlayacak olmasına rağmen zirvenin konusu “ Türk Dünyasının Güçlendirilmesi” kavramına yer verilmiş olması zirvede üye ve gözlemci ülkeler arasındaki işbirliği ötesinde liderlerin Türk Dünyasının Birliği, inkişafı ve güçlendirilmesine yönelik ortak iradelerini içeren bir yol haritası ortaya koymayı planladıkları şeklinde anlamlandırmak mümkündür. Zirvenin sonunda liderler Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesinde ve geçmiş Zirve Bildirilerinde yer alan kararların somut uygulamalarına irdeleyecek ve önümüzdeki dönemde yapılacak faaliyet, proje ve atılımları içeren Bişkek Bildirisini imzalayacaklardır.
Zirve’nin Türk dünyasının birlik ve dirliğine vesile olmasını diler, “Biz Birlikte Daha Güçlüyüz” gerçeği ile Gaspıralı İsmail Bey’in “Dilde, Fikirde ve İşte Birlik” ülküsünü hatırlatmak isterim.
Bir yanıt yazın
Yorumlar (0)