Burası yanıklar, buradan çıkış yok!!

Kurak Günler, yurt içi ve yurt dışı festivallerini oldukça verimli geçirdi ve pek çok önemli ödül aldı, almaya da devam ediyor. İsminin tersine oldukça bereketli günleri oldu diyebiliriz.

Kurak Günler, aldığı ödülleri ve övgüleri sonuna kadar hak eden bir film. Filmde özetle, genç bir savcının, Orta Anadolu’da Yanıklar isimli bir taşra kasabasına atanmasıyla düştüğü ilişki ağını ve taşra insanının yaklaşımını izliyoruz.

Emin Alper’in tüm filmlerini izledim. Giderek üstüne koyuyor ve politik film yapma konusunda ülkemizde neredeyse başı çekiyor. Yine iyi bir iş ortaya çıkarmış.

Özellikle ülkemizde pek çok alanda artan ve doğal görülmeye başlanan linç, otoriterlik, baskı, ötekileştirme gibi kavramlar filmde olabildiğince net anlatılmış. Zaten bunların anlatılabileceği en güzel yer de taşradır. Emin Alper de bunu başarıyla kullanmış. Filmde, doğanın da sunduğu imkânlarla sinematografik açıdan güzel kareler görüyoruz. Konu için İç Anadolu taşrasının sıkıcılığının seçilmesi oldukça başarılı bir tercih.

Bir taşralı olarak söylüyorum taşrada yaşamak zordur. Taşra insanının küçük hesapları, mahalle baskısı, mobbingi, kurnazlıkları, dedikodusu ve bazı konulara hoşgörüsüz oluşları boldur. Maalesef ülkemiz de koca bir taşra olduğundan benzer konular genele sirayet etmiş durumda.

Ve görüyoruz ki Yanıklar’dan gerçekten çıkış yok!!!

Emin Alper, tüm bu gerçekleri akademisyen kimliğiyle iyi bildiğinden öyküsünü de taşrada çekmiş, her olay örgüsünü ilmek ilmek işlemiş. Sıkmadan, meraklandırıcı ve sürükleyici bir olay örgüsüyle vermek istediği mesajları net bir şekilde vermiş.

Gelelim eleştirdiğim kısımlara…

Kusursuz film olamaz. Bu filmde de elbette kendimce ‘kusur’ bulduğum yanlar var. Örneğin, gazeteci, belediye başkanı ve hakime hanım karakterlerinde ciddi boşluklar olduğunu düşünüyorum. Ayrıca filmdeki pek çok konu havada bırakılmış ve akılda çok soru kalıyor. Örneğin, tecavüz olayı var mı? Varsa yapan kim? Yoksa tüm yaşananlar hayal ürünü mü? Savcı geceyi gerçekten gazetecinin evinde mi geçirdi?

Kafamda deli sorular…

Emin Alper tüm bunları bilerek mi yaptı bilmiyorum. Evet, kurgusal bir kasabada yaşananlar anlatılıyor ama sonuçta ülkemizin toplumsal yapısını eleştiren bir filmse, bu boşlukların doldurulması daha iyi olurdu sanki.

Ve diğer eleştirim de final sahnesine.

Detay vermeyeceğim ama acaba daha farklı bir final olabilir miydi diye düşündürdü bana. Pek içime sinmedi. Başlangıçla bitişi bağdaştırmış diyebiliriz evet ama tatmin olamadım. Bu harika filmin sonu daha iyisini hak ediyordu sanki.

Her şeye rağmen uzun zaman sonra izlediğim en iyi filmdi. Türk sinemasının giderek üstüne koymasını izlemek çok keyifli.

Teşekkürler Kurak Günler ekibi…