ZENGİNİN ULAŞAMADIĞI MUTLULUK

Enflasyon, TÜİK, market, pazar, un, ekmek, yağ derken millet topyekün fakirleşiyor. Ayarlanmış verilere rağmen rakamların önüne geçilemiyor. Rakamlar derken! Bu matematik hepimizi kandırıyor hocam. Eskiden yılda bir kere yapılan zamlar ikiye çıktı. Ara zamlar oldu. Emekliye, memura, asgari ücretliye, çalışana para yağdıkça yağdı. Oranlar yükseldi. Hiç görülmemiş zamlar yapıldı. Yapıldı derken ironi değil gerçekten yapıldı. Sayısal verilere sizi boğmayım veriler ortada yapıldı. Ama sonuç; millet gene fakir gene fakir .Hatta fasfakir, fapfakir fakfakir...hangisiyse artık.

Dedik ya matematik bizi kandırıyor hocam. Bu işte bi terslik olmalı. Cebimize giren para çok. Geçtiğimiz yıllara bakıyoruz cebimiz epey kabardı. Üçe beşe katladı. (Kart kullananlar maalesef bu mutluluğa vakıf değil). Sorun nedir? Sıkıntı nerede? Bütün bu gelire rağmen neden fakirleşiyoruz. 

Hani biz anlamayız da hesap uzmanları daha iyi bilir bilmesi gerekir. Acaba bizde ki sıkıntı şu mu ? Normalde hesap cetveli tutulurken girdiler cıktılar aynı kalemden tutulur.

Yani elmaları elmalarla armutları armutlarla saymamız gerekir. Bizde şu oluyor girerken zam oluyor çıkarken fiyat güncellemesi. Bundan dolayı hesap tumuyor olabilir. Nerden bilebiliriz ki hesap uzmanı değiliz sonuçta. Bilenler bize de anlatsın.

Yoksa bütün zenginlerimiz gibi "fakirliğe karşı sabırla şükürle mücadele" etmediğimiz için toplumun genelindeki bereket yüzde onluk kesimdeki zenginlere mi yağıyor? Tamam anladık para parayı çekiyor da, bereket de zengine koşuyor. Fakirin cebindeki marketin kapısında biterken zenginin ki maşallah diyelim! arttıkça artıyor. Doldukça doluyor. Taştıkça taşıyor. Hani gözümüz yok ta anlamaya çalışıyoruz. Demek ki zenginler daha samimi "sabırla şükürle mücadele" ediyor ki karşılığını alıyorlar. Yoksa başka neden olabilir ki? Kafamda deli sorular... Sorma boşver.

Eyyy fakirler! Sokaktakiler markettekiler pazardakiler yani bizler boşverelim düşünmeyelim! Konuşmayalım! Kafamızı beynimizi ağzımizı çenemizi yormayalım. Konuşmaktan dilimiz damağımız kurumasın başımız ağrımasın zira bi su kaç para ağrıkesiciler nice oldu haberiniz var mı (zenginler bilmez!) biliyor musunuz siz? Susalım ki susamayalım çünü masraflı. Susalım ki ağalar rahatsız olmasın amman dillendirmeyelim. Diyelim ki mutluyuz huzurluyuz...

Size yani bize para veremem çünkü kalmadı bitti ay başında tükendi. Olsaydı paylaşırdım ama nafile...ama mutluluğun hayalini kurabiliriz, resmini çizebiliriz birlikte. Zenginler isteseler de bütün servetini dökseler de ulaşamazlar bu mutluluğa bu huzura.

Nedir bu işin sırrı öncelikle bakış açımızı değiştireceğiz. Boşvereceğiz matematiği, ekonomiyi, enflasyonu, parayı düşünmeyeceğiz. Hesap etmeyeceğiz saymaycağız saymayacağız ki bereketi kaçmasın. Porsiyonlarımızı küçülteceğiz. Az yiyeceğiz. Öyle çok yersek hık! Der gideriz Allah muhafaza. Una şekere tuza ete hayır diyeceğiz. Hem sağlıklı da. Siz hiç zayıf kalp hastası, şekeri tansiyonu olan gördünüz mü? Gördüyseniz bile ses çıkarmayın böyle daha iyi. Zenginler et yemekten Gut hastalığına yakalanıyor. Tedavi olmak içinde servetini harcıyor. Çevremizde vardır örnekleri. Alkole sigaraya para mı verilir bu devirde sürekli zam(pardon fiyat güncellemesi) geliyor. Hem sağlığa zararlı hem de dinen sakıncalı. Bak bı taşla iki kuş hem dünya hem ahiret kurtuldu gibi. Ne kadar güzel dimi Hey gidi hey gördünüz mü mutluluğu huzuru... 

İyisi mi biz şunu yapalım. Bit pazarından altı isli kapkara bir demlik alalım. Uzağa gitmeye gerek yok çünkü masraflı olur. Toprak biyer bulalım bir mendil serelim. Bi soğan kıralım bu aralar üç harfli marketlerde haftasonları indirimde. Biraz zeytin biraz peynir lavaş ekmek . Bu kadar yeter. Fakirliğin resmi bile baya pahalı oluyor. Çaydanlığın altında biraz köz hepsini aynı kareye sığdırdık mı tamam. Çek fotoyu altına ekle. Saraylarda yalılarda bu tada ulaşamazsınız. Hepimiz çok mutlu olduk dimi..

Ağalar paşalar size sesleniyorum basın parayı da alın bakalım. Alamazsınız servetiniz yetmez. Ekmeğin suyun fiyatını bilmeyenler, Eldeki parayı kiraya mı faturaya mı mutfağa mı vereyim diye hesap etmeyenler, Ayın başından itibaren ay sonunu yaşamayanlar bilmez bu mutluluğu bu huzuru... 

Olsun mutluyuz huzurluyuz sabit vergilerimizle zengini bereketlendirsek te zengini daha da zengin etsek te mutluyuz. Çünkü başka seçenek sunmadılar bize... zorla mutlu olduk nekadar olunuyorsa o kadar işte...