YETİM MALINDAN UZAK DURUN!!

Bugünkü yazımızda size neden böyle bir uyarıyla başladım acaba? Estağfurullah efendim ben uyarı makamında bir insan değilim. Bu platformda yazma sebebim hadsizliğin şanımdan olmasıdır. Bazen Cenab'ı Mevla bir imtihan unsuru olarak, benim gibi gevezeleri ve hadsizleri sizin gibi değerli kullarına musallat edebilir. Sizde sabredin neticesi hayır olsun inşaalah.

Evet bugün yine bir hadsizlik edip büyüklerin yolculuklarından bahsetmek istiyorum. Geçenki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi uzaktan bakınca sadece dağlar görünür. Evet bizde mukaddes nazar etme pratikleri ile bakmayı öğrenirsek gördüklerimiz İMAM RABBANİ, İBN-İ ARABİ, İMAM GAZALİ ,CÜNEYD'İ BAĞDADİ gibi büyükler olmaktadır. Kendileri gibi seferleri de büyük olan bu baş yüceler manevi seyahatlerini yazmış ve ilgili bir çok detay vermişlerdir. Bu yüce kametler yalanı küfür gibi gördüklerinden elbetteki her sözleri haktır ve gerçektir. Bu yolculukların en büyüğü ise tabiki Efendimiz(sav) tarafından gerçekleştrilmiştir-miraç-. Baş yücelerin seyahatleri ise bu yolculuğun gölgesinde gerçekleşmektedir, çünkü baş yücelerinde yücesi bir Zat(S.A.V) var ve O(S.A.V) peygamberliğinin öncesinde de Veli idi ve gelmiş geçmiş velilerin en büyüğü idi. Bunu kendi ifadelerinden de anlıyoruz; ”Hira’ ya çıkarken taşlar bana selam veriyordu(peygamberlikten önce) ve ben o taşların yerini halen size gösterebilirim” diyordu kainatların yaratılış sebebi. Evet O(S.A.V) nübüvvetin şahı olduğu gibi,velayetinde şahıdır.

Velayet sahibi büyük zatlar seyr-i süluklerinde bir çok mertebeye ulaşır ve makamları yetenler uzaktanda olsa Kab-ı Kavseyni(S.A.V’e aittir) izlemeye koyulurlar. Bazen içlerinde şöyle bir duygu olur ”keşke Allah’a en yakın ben olsam”. Muhyiddin Arabi hz.' leri tamda böyle bir hissiyatla Kab'ı lavseyn’i seyreylerken bir nida duyuldu der. Evet bir ayetle nida edildi der. Bu ayet “yetim malına yaklaşmayın “ayetidir. Fazlasıyla ilginç ve zahiren alakasız görünen bu duruma öyle anlaşılıyorki işari bakmak durumundayız. Standart okumalar bu olayı analiz etmeye yetmeyecektir zannımca. Evet öyle anlaşılıyorki yetim Efendimize(S.A.V), yetim malı da Kab-ı Kavseyne işaret ediyor. Buradan yapacağımız nihai çıkarım da şu olsa gerek; Allah’a en yakın O(S.A.V)’dur ve O(S.A.V)’nun makamına ulaşılamaz ve siz de bunun hayalini bile kurmayın.

Efendimiz(S.A.V) dünyada bütün insanlardan daha ağır bir şekilde imtihan oldu ve bu dünya yolculuğunda öyle bir kulluk performansı gösterdiki O(S.A.V) Cenab-ı Hakk’tan razı oldu, Cenab-ı Hakk’ta O(S.A.V)’ndan razı oldu ve o en yüksek makama(yetim malı) ulaştı.

Evet O(S.A.V) taayün-ü ilmi de kendisine çizilen HAKİKAT-İ AHMEDİYE hedefine, dünya misafirhanesindeki muazzam yaşayışıyla ve adını HAKİKAT-İ MUHAMMEDİYE koyduğumuz tüm pozitif yaşam tekliflerinin fevkinde insanlık modeli ile miraçta ulaştı.

Evet insan-ı kamil olmak noktasında her hedef kutsaldır. Önümüzde hiçbir zaman ulaşılamayacak bir performans olsa da O(S.A.V) CADDE-İ KÜBRASINDA olmakta çok önemlidir. Cenab-ı Hakk bizi O(S.A.V)’nun, EHL-İ BEYTİNİN, muhakkikin-i asfiya, asfya-i muhakkikin, müçtehidin, müceddidin ve o ışıklı yolun tüm insan- kamillerinin yolundan ayırmasın.