Değerli okurlarım,
Bu haftaki yazımda Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım B./ Yönetim/İletişim Danışmanı Öğr. Gör. Tümay MERCAN'ın kaleme almış olduğu Ticari Hayatta İşbirliğinin önemine vurgu yapan güzel bir yazıyı konuk etmek istiyorum....
Umarım Sayın Tümay Mercan'ın işaret ettiği hususlardan ders çıkarabiliriz...
*** *** ***
Şimdi birlik zamanı
İşbirliği şart ama Nasıl?
İşbirliği işleri geliştirmek ve daha iyi rekabet edebilmek için şart. Fakat Türk ticaret hayatında kolay değil.
Neden?
Çünkü taraflar birbirine güvenmiyor.
Sebep?
Birbirlerine para, mal, ortaklık konusunda kandırılma kaygıları var.
Bırakın şirket ortaklıklarını, basit bir projede bile kısa süreli paydaşlıklarda güven yok. Ya fikir çalınır ya da para.
En kötüsü de zaman ve güven kaybetmek. Herkes en az bir kez bu şekilde örselenince işbirliği sonraki dönemler için kolay olmuyor elbet.
Sosyal medya iyilik, dürüstlük hikayelerinden geçilmiyor. Herkes paylaşıyor. İyi bir şey paylaşılsın ama uygulaması da yapılsın. İyilik, dürüstlük örneklerini uygulanmadan paylaşmanın da anlamı yok.
“Şimdi Ahilik Zamanı“ kitabının yazarı ve Ahilik değerlerinin günümüzde çokça ihtiyaç olduğunu düşünen bir kişi olarak iş ve toplum ahlakının her durumda önemli olduğunu düşünmekteyim.
HEP BANA, HEP BANA
Ticaret yapanlarda gördüğüm durum çoğunlukla şu; bulunduğu duruma göre, en fazla parayı kazanma hırsı. Yani “hep bana, hep bana” konusu. Karşısındakini düşünmeden oburca istemek ve almak. Böylelikle kendini daha güçlü hissetmek. Güçlü hissettikçe daha fazla almak.
Karşısındaki ne olursa olsun umurunda değil. Karşısındaki ticaretten pek de anlamıyorsa konu sömürü boyutuna gidiyor. Hatırlatılsa da anlamazlıktan geliniyor.
Böyle işbirliği olamayacağına göre, burada tıkanıyoruz. İş birliği kazan- kazan, birlikte kazanalım üzerine kurulmayınca yürümüyor. Yürüse de koşamıyor, zaman içinde emekleme ve tökezleme başlıyor.
Çünkü bir taraf kendini kayırıyor. Hem kayırıyor, hem de haktan, hukuktan bahsediyor, başka alanlarda işbirliği çalışmalarından bahsediyor. Dini, imanı da dilinden düşürmüyor.
TİCARİ AHLAK
Ticaret hayatında işbirliği neden yok? Çünkü ticari ahlak yok.
Ticari ahlak işini kaliteli yapmak, kimseyi kandırmamak, destek olana hakkını vermek, görmezden gelmemek, “hep bana“ dememektir. Karşısındakini sömürmemektir, sömürmeye çalışmamaktır.
Ticarette işbirliklerinin azlığı, “küçük olsun benim olsun” düşüncesinin sebebi aslında bu durum.
Ticari ahlak olmayınca güven ve işbirliği de olamıyor elbette.
Önemli bir sorun bu. Büyümeyi, ortak aklı engelliyor.
Ne ara bu kadar etik ve ahlaktan uzak ticaret, hizmet sunumu, fahiş fiyatlar, hak yemek örnek alınır oldu? Ticari yozlaşma ticareti küçültür. Nitekim KOBİ’lerin durumu ortada.
BEREKETİ KİM DÜŞÜNÜYOR?
Bereketsiz kazanç ile işler büyür mü?
Hakkını vermediğiniz ama hep destek istediğiniz kişi size hakkını helal eder mi?
Kendinizi uyanık görüp işbirliği yapmayı düşünmeden onun, bunun fikrini çalıp uygulamaya çalışmak fayda verir mi?
Bizim iş dünyamız 2025’ de işbirliğinin önemini anlayacak.
Fakat güven oluşturup harekete geçene, etik ve ahlaklı davranana kadar “dünya” Üsküdar’ı geçecek.
Küçük ve günlük hesaplar geleceği bozar. Kimsenin hakkını yemeyin. İşbirliği yaptığınız insanları kırmayın. Kırmayın, hakkını verin ki bereketiniz olsun.
İşbirliği yazıldığı kadar kolay değil. Altı dolu olmayınca işbirliği binası çöker.
Sözün özü; İşbirliği ticari ahlak olmadan olmaz. Önce ticari ahlak, sonra iş birliği, ne dersiniz? Bu yazdıklarımı da üstünüze alınabilirsiniz. Biraz düşünün bakalım. Hakkını yediğiniz kişiler var mı?
- Not: Bu yazı yazarı tarafından organik zekâ ile yazılan özgün bir yazıdır.
Öğr. Gör. Tümay MERCAN-Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım B./ Yönetim/İletişim Danışmanı