Mustafa Muharrem Yazdı: Üstün Gramer
‘Öteki’ algısının içeriğini hangi anlamlandırma dolduruyorsa, o gücün de kendisidir. Neden mi? ‘Öteki’ tanımına teslim olmak sürecini işleten...
Bu gün coğrafyamızın kan gölüne dönmesinin nedeni coğrafi ve toplumsal gerçeklilikten uzak iddialar ve bu idealardan beslenen ideolojilerdir.
* Yüksel Yeni
Bu gün coğrafyamızın kan gölüne dönmesinin nedeni coğrafi ve toplumsal gerçeklilikten uzak iddialar ve bu idealardan beslenen ideolojilerdir.
Coğrafi gerçeklerle bütünleşik toplumsal kimlikleri kendi gerçekliliğine uygun iddia ve idealleri tesis edilmedikçe coğrafyamızın fiziki ve beşeri zenginliği olan tüm çeşitliliği bunlara göz diken bu coğrafya ile ilgisi olmayan kişiler tarafından devşirilecektir.
Coğrafyamızın hakikati şudur. Doğu-Batı-Kuzey-Güney’in kesişim noktası. Mezopotamya; iki nehir arası, Anadolu; iki deniz arası.
Doğuda Çin Batıda Rum. Kuzeyde Rus Güneyde Sevahili yani Hintli; İndus. Merkezde ise tüm çeşitliliğimiz ile BÜYÜK BİZ.
BÜYÜK BİZ; Özbek Pilavıyla Boşnak Çöreğini, Tatar Böreği ile Arap Aşını aynı menüde toplayıp aynı lezzette buluşmuş ALATURKA Menümüzde birleşmişiz.
BÜYÜK BİZ; Pencap’ın şalvarı ile Pomak’ın pantolonunu kombine etmiş Berberi’nin Fesi ile Ermeni’nin çarşafını kıyafet edinmiş ALATURKA giyim tarzımızda biz olmuşuz.
BÜYÜK BİZ; Yunan’ın Gotik Mimarisine Oğuzun kubbesini uyarlamış, Afgan’ın halısı ile Türkmen’in kilimini, Çerkez’in dolabını Kürd’ün sekisi ile mimarimize uyarlamış ALATURKA dekorasyonumuzda birleşmişiz.
BİZ; Nil ile Fırat’ı Siyon dağı ile sınırlandırmamış, Mavera-ün Nehirden Mavera-ul Bahir’e taşımış Baykal Gölü ile Balkanlar’ı birleştirmişiz.
BİZ ki; Çeşitliliğin birlikteliğiyiz. Binlerce yıldır birlikteyiz. Hiçbir çeşitliliğimizi asimile etmedik. Sen sen ol ben ben olayım ki BİZ olalım dedik. Seni benleştirici bencillik yapmadık. Tektiplileşmedik. Tek olmadık. Bir olduk. Senin neyin var getir koy sofraya benimde şu var koydum ortaya işte bu hepimizin olan şey BİZ’im dedik. Asimile etmedik entegre olduk. Özbek’in pilavına laf etmedik, Arnavut’un ciğerini çöpe atmadık. Herkese hamburger çizburger dayatmadık. Fast food takılmadık. Sofra kurduk hepimiz aynı sofradan yedik. Çeşitliliğimizin her şeyi menümüzün zenginliği oldu. ALATURKA Mutfağımız zenginleşti.
Binlerce yıldır BİZ bu coğrafyada köy ölçeğinde birlikte yaşıyoruz. Duvar duvara camii, kilise, havra inşa etmişiz. Bir olmanın nasılını mikro ölçekte yaşamsallaştırmışız. Mecusilerimizin yanan ateşi hamdolsun hala sönmemiştir. Ermenilerimiz, Gürcülerimiz, Macar, Hırvat, Pomak, Bulgar, Yunan, Kıpti, Dürzi, Yezidi, Süryani, Yahudi, Mecusi dahil Müslüman olmayan unsurlarımızla, Müslüman olan onlarca etnik çeşitliliğimizden birisi dahi asimile olmadan yaşaya gelmişiz. Kimse kimseyi tanımlamamış. Tanımış. Kim ben buyum demişse el hak sen osun demişiz. Kendi doğrularına göre yaşaması, kendi kabulüne göre yargılanması dahil non- countryal muhtariyetle ulus devlet değil millet olarak bizim olan KOCA VATAN’ın her yerinde herkes kendi fıkhına göre yaşamış.
BİZ, biz iken Kudüs Darusselam; Barış Yurdu olmuş. Biz Kudüs’süz Kudüs BİZ’siz kalınca Kudüs kan gölü İnsanlık kaos dolmuş.
Üç çeyrek asır oldu Siyonistler kandan beslendi kandan başka neyle anıldı. Beceremediler. Teröristten medeniyet doğmaz. Kaos kargaşa ölüm doğar. Yıkım olur.
Herkesin kendisi olarak barış içinde özgür ve saygın olarak birlikte yaşadığı yurdumuzda çeşitliliğimizin zenginliğimiz olduğunu bilen gören anlayan düşmanlar zenginliğimize göz koymuş. Yurdumuzu tarumar edip, yuvalarımızı yıkmak için BİZ’imizi parçalayıp sen ben kavgası başlatmış.
Yunanlarımız içinden devşirip komino-faşist ideolojik üfürükler ile tılsımlayarak mankurtlaştırdıkları bir avuç azgın azınlığa mega idea (büyük iddia) üfürükleriyle Yunanlara Büyük Yunanistan kuracağım deyü 20 milyon km² vatanda özgür ve saygın yaşarken 130.647 km² ulus devlet hapishanesine sıkışmış. Batı Avrupa’nın güvenliği için tampon bölge yapılıp Büyük Britanya’nın müstemlekesi edilmişler.
Bulgarımız; Büyük Bulgaristan, Slavımız Yugoslavya Arnavut BAAS partisi adına Enver Hoca, Arap BAAS aklıyla Şerif Hüseyin Büyük Arnavutluk, Büyük Arabistan kuracağım teraneleri ile devşirilmişken Büyük Britanya sadece büyük olmuş. Büyük Britanya dümenine girenler ise ola ola küçücük bir İngiliz mandası olmuş.
Taşnaklar Büyük Ermenistan Siyonistler de Arz-ı Mevud diye devşirilmiş. Geç dönem ulus devletçi Jön Kürt hareketi Kürt BAAS Partisi PKK’da yeni uyanmış Büyük Kürdistan kuracakmış. Sevr anlaşması önerilerinde gördük İngilizlerin büyük kürdistanını. Birkaç kürt aşiret ağasının toprakları kadar bir avuç toprağı bile lütfetmediler.
Edward Lawrence’in madiklediği Emir Faysal satılmışıyla, Henry McMahon’un mektupla iğfal ettiği Şerif Hüseyin yosması Büyük Arabistan şehvetiyle stockholm sendromu yaşarken Osmanlı’ya eyalet olup BÜYÜK BİZ’in tüm zenginliklerine eşit paydaş olan halkları İngiliz müstemlekecilerin sömürülen mandası yaptı. Hem öyle bir ihanete kalkıştı ki; Yüz yıl geçti aradan hala Filistin yaramız kanamakta.
Arz-ı Mevud teraneleri ile Batı içindeki MARRANO’larına HASKALA tılsımı yaparak Büyük İsrail diye bir şey uydurdu. Yahudileri Avrupa’dan kovup safra atma isteğini Siyonizm safsatası ile sundu. Avrupa’nın Pogromuna Yahudileri gönüllü yaptı.
Neymiş şu Arz-ı Mevud. Nerde ne zaman kime vaat edilmiş. Kim o topraklarda bir Yahudi devleti kurmuş. Tarihin hiçbir döneminde dünyanın hiçbir yerinde bir Yahudi devleti kurulmamıştır.
Alman ırkının üstünlüğüne inanan Hitler aşığı Theodor Herzl’in Yahudi tarihi adlı herzelerinin hiçbirisinin tarihte karşılığı yoktur.
Bir avuç Yahudi bir şehirde kendi aşiret ağalarının marabası olarak yaşamış. Theodor Herzl’e göre bunlar 3000 yıl önceki İsrail ve Yehuda Krallıkları olmuş.
Hadi canım sende Faşo-Komünist adi Siyonist. İngiliz safrası. Batı sizi safra attı. Bu coğrafyada sizin bir karşılığınız yok. Sizi bu coğrafya ya şerif Hüseyin satılmışı ile Emir Faysal haini taşıdı.
Siyonistlerin 3000 yıldır gerçekleştirmek üzer kendilerine vaat edilmiş topraklar dediği Büyük İsrail teraneleri 100 yıl önce bizim kaybedilmiş topraklarımızdaki TrablusŞam eyaletimiz.
Büyük bir PR gücü ile tüm insanlığı şartlandırıp Ezik Müslümanları da tezlerine antitez kullanarak tersinden PR yapan Siyonistler bir güç değil bir hiçtir.
Siyonistlerin vaat edilmiş toprağı yoktur. Bizim kaybedilmiş toprağımız vardır. Ve kaybettiğimiz toprakları KAZANACAĞIZ demedikçe bu Siyonist eziklemesine inanır da aynı teraneleri tersinden dillendirir dururuz.
Bu Siyonist ödlekler mi Arz-ı Mevud gerçekleştirecek. Bizim bir eyaletimizin bir parçasına Büyük İsrail diye inanan bu kafa yapısının büyük dediği şey bile esasen minnacık.
İngilizlerin Yahudilerden devşirdiği bir avuç azgın azınlık Sami Halklardan olan Filistinli sivillere Antisemitik yaklaşımla Soykırım uyguluyor. Tüm dünyanın beşeri ve maddi desteğini arkasına alan Antisemitik Siyonist Terör Örgütünün üççeyrek asırdır Vaat edilmiş topraklar hikâyesini dinliyoruz. Sonuç ne hiç düşündük mü?
Siyonist Terör Örgütünün 76 yıldır arzı mevud hikayeleri adına her türlü cinayeti işleyerek kurtarılmış bölge ilan ettiği israilin toplam yüzölçümü 20 bin km². TÜRK ORDUSU’nun 72 günlük Afrin ve Celebrus operasyonuyla özgürleştirdiği topraklar Siyonist Terör Örgütünün 76 yılda kurtarılmış bölge ilan ettiği toprakların neredeyse yarısıdır.
Türk Soy ülkeleri hariç tüm dünya karşımızda yer almasına rağmen ve tabi cephede ABD, İran ve Suriye Rejimi’nin hem direkt kendi askeri personelleri ve hem de eğit donat yaptığı vassalları SDG,PYD,YPG,YPJ,PKK, KCK, Haşti Şabi, Şebiha ile savaştı. Ayrıca Asayiş, Toplum Koruma Güçleri, Öz Savunma Güçleri ve Rojava Gençlik Birliği, Enternasyonalist Özgürlük Taburu, Birleşik Özgürlük Güçleri, MLKP, RUIS, TKP/M-L, TKEP/L, MLSPB, Komünist yeniden inşa ve Antifaşist Eylem Güçleri adı altında yerli yabancı ne kadar Rus, Rum, Pers, Anglo Sakson devşirmesi var ise çatışmalara katıldı. TÜRK ORDUSU 72 günde betondan siperleri başlarına yıktı, kartondan savaşçılara diz çöktürdü.
Bu gün Gazze’de 11 aydır İsrail adlı Antisemitik Siyonist Teröristler tüm dünya insanlığı nezdinde rezil bir duruma düşmüştür. Toplam yüzölçümü 350 km² olan Gazze’nin üzerine insanlık tarihinin en vahşi katliamlarından daha vahşi katliam yaparak kara deniz hava güçleri ile saldıran, binaları yıkıp çadırlar bombalayan Siyonistler, yıkılan evlerinin harabeleri altında saklanan İzzedDİN (Din’in Onuru) El Kassam Mücahitleri kara hareketine geçmeye çalışan Siyonist terörislere harabelerinin molozlarını bile teslim etmedi.
İsraili’in Gazze’de kontrolü ele geçirdiği alan ağaçları kesip tarlaları ateşe vererk girdiği boş tarım arazileridir ki 130 km²’lik bir alandır.
Siyonist Teröristler savaşçı değil ödlek aşağılık katil sürüsüdür.
Her biri 10 milyon dolar üzerinde beton delici füze fırlatarak şehirler yıkan sivil halkı çocuk, kadın, yaşlı demeden soy kırım uygulayarak savaş suçu işleyen Antisemitik Siyonist Teröristler kaybedecektir. Çünkü yıkılan evinin harabeleri altında her birin 100 dolara mal ettiği kendi beyin teri kendi alın teri ile ürettiği zırh delici birazcık büykçene mermi ile savaş stratejisinin Kassamcasını zekice uygulayan işgalci istila sürüsüne sıfır noktada mücadeleye girerek göğüs göğse çarpışan ve 100 dolarlık mermi ile 100 milyon dolarlık tank, top, zırhlı askeri personel taşıyıcıyı imha edip kendisi 1 şehit verirken 100 siyonist teröristi leş olarak savuran İzzedDİN el Kasam Tugayları bu savaşın mutlak muzafferleridir. Matematik haykırıyor. 100 dolar 100 milyon doları mağlup edecektir. Nice azlar nice çoklara galip gelecektir.
El Kassam Mücahitleri hiç ama hiç ağıd edebiyatı yaparak, “anne İsrail beni dövdü” diye ağlayarak gelen çocuk gibi davranmadılar. Bu savaşın kazananı Müminler kaybedeni Siyonist Teröristler diye öylesine inandılar ki; Alışılmış çaresizlik içerisindeki ezik Müslümanları bile Müminler kazanacak diye inandırdılar.
Savaşımcılığıyla yücelen İslam’ın Onuru İzzedDin El Kassam Mücahitleri İnsanlıkta da zirvelerde afaka yükseldiler. Rehin aldığı Yahudileri takasla teslim ederken rehineleri mücahitlere minnet ve hayranlıkla ayrılışlarına dünya insanlığını tanık kıldı.
İnsanlığın zirvesi savaşımın doruk noktası El Kassam tugayları Persist Kum Merzubanları ve BAAS’çı Arap kabile şefleri gibi Siyonistlerin zıddının aynısı olan, kendileri onların başat tezlerine ezik anti tez olup istedikleri senteze meze edilerek galibi önceden belli savaşın mağlubu ezikliğiyle ciyaklaya ciyaklaya hamaset yapmak yerine Ferasetle galibi Müminler olan Mağlubun İslam düşmanları olduğu bu savaşta egemen paradigmayı çökerttiler. Savaşın paradigması çöktü.
İzana, vicdana, insanlığa aykırı bu savaş akıllı bir adamın kabul edemeyeceği kadar da matematiğe de aykırıdır. 350 km² bir arazi için dekara 1 milyon dolar bedel öde deseydi birisi bu Siyonist Yahudilere kırk dereden kırk kab su getirip pazarlık yapar ucuza kapatmaya çalışırdı. Halbu ki 350 km²’lik Gazze’yi yakıp yıkmak adına Siyonist Aptalı Yahudilere bu savaşın maliyeti 400 milyar doları buluyor. Bu akıl işi de değil bildiğimiz cinnet halidir. Savaş akıl işidir. Hesap kitap işidir. Aptallık değidir. Siyonist Yahudiler vicdandan mahrum oldukları gibi akıldan da yoksundur.
Bu Siyonist kamburu ABD’de batıda taşıyamayacak. Halklar nezdinde insanlıktan çıkmış canavar olan bu Siyonist Yahudileri hiçbir insan hiçbir halk yanında görmek istemeyecektir. Garkad ağacı hariç hiçbir ağaç bile ardında saklanmalarına müsaade etmeyecektir.
İzzedDİN El Kassam Tugayları artık sadece Gazze ile sınırlı değildir. Parisin, Berlin’in Londra, Washington’un banliyölerinde ezilen ötekileştirilen zenofobik, islamofobik ayrımcılığa maruz bırakılan halkların rol modelidir.
Barışın çocukları savaşın çocuklarını mağlup edecek. Bizim olmayan bizim coğrafyamızdaki bu savaş geldiği yere kovulacak
Filistin İnsandır. Filistin İnsanlıktır. Filistin insaniliktir.
FİLİSTİN İNSANLIĞA ÖRNEK MODELDİR
* Araştırmacı-Yazar